☁︎

2.8K 193 191
                                    


Geldiğimiz yer bildiğimiz çiçek bahçesiydi. Bahçeye girdiğim anda bir sürü güzel koku sarmıştı etrafımı. Ben etrafı incelerken kolumdan tutmuş ve çiçeklerin arasına girmiştik.

Hiçbir çiçeğe zarar vermeden bahçenin ortasında bulunan bir sürü boya ve büyük kağıtlar bynan bir çardağa benzer ama üstü açık olan biryere gelmiştik. Çardağın yanlarında küçük taburelerin üzerinde bir sürü çiçek ve kuş resimleri doluydu.

" Çok güzel demi?" Konuşması ile ona döndüm. Gülümseyerek etrafına bakıyordu.

" Hemde çok prensim" son kelimem ile bana dönmüştü gülümseyerek uzun süre bakmış sonra ise elini kaldırıp kafamı iki defa kısa kısa okşamıştı. Ne olduğunu anlamadan şaşkın şekilde ona bakıyordum.

" Sana bişey diyim mi ? Sen gerçektende gelecekten mi geliyorsun?" Beni ciddiye alıyor muydu? Gerçekten bana inanıyormuydu?

" Cidden bana inanıyorsunuz değil mi?"

" Şuanda kanıtlara bakılırsa evet. İnanıyorum ama yalan çıkarsa ne olucağını biliyorsun'"

" Evet biliyorum" Öldürecekti. Bu korku ile yaşamak aynı şeydi zaten bir an önce kendi zamanıma dönmem gerekiyordu.

" Gel ve şuraya otur"Gösterdiği yere ilerlemiş ve oturmuştum. Tam karşıma geçmiş ve bir kağıt ve bir sürü boya tarzı şeyleri etrafına koymuştu.

" Biraz gülümse, kafanı sola eğ, ellerini önünde güzel şekild birleştir".dediklerini  hemen yapmıştım. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştım ama emin olmak için sormam gerek.

" Beni mi çiziceksiniz prensim" Sorumu yonelttikten sonra bişey fark ettim her prensim dediğimde bakışları değişiyordu. Daha yumuşak bakıyordu arada gülümsüyordu.

" Evet bı sakınca yoktur diye düşünüyorum" hayır anlamında kafa sallamıştım. Keşke dersleri dinleseydim şimdi ne yapıcağımı  bilebilirdim en azından. Cidden nasıl bir durumun içindeydim ben böyle.

.

Nerdeyse yarım saat olmuştu ve boynum tutulmak üzereydi. Konuşması ile ona baktım.

" Bitti , yanıma gel"

" Prens Hwang lütfen yabancıyı kendinize çok yaklaştırmayın araya girmek zorunda kalırım."

Arkada duran muhafizlardan biri konuşunca kaslarını çatmış ve ayağa kalkmıştı. Karşısına geçmiş ve konuşmaya başlamıştı.

" Sen bana karışamazsın, sizde. Ben ne dedim bu kız benim sağ kolum herşeyin dedim bundan sonra." Konuşması bitince   geri yerine oturmuştu eliyle gülümseyerek gel demişti yavaşça yanına ilerlemiş ve resme bakmıştım.

Gerçekten çok güzel çizmişti. Fotoğrafı incelerken üzerimdeki bakışlar yüzünden kafamı eğmiş ve ona bakmıştım. Gözleri o kadar derindi ki adeta içine çekiyordu.

Bianda belindeki kollar ile kucağına oturmuştum. Ne olduğunu anladığımda gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Kalkmaya çalıştım birisi görürse kötü olurdu ,zaten gören görmüştü ki. Ama o belindeki kollarını daha da sıkıyordu.

" P-prensim" korkudan titreyen sesimi durduramamış konuşmuştum.

" Efendim" Gözlerini kapatıp kafasını omuzuma yaslamıştı. Fısıltı hâlinde çıkan sesi ile resmen kalbim uçuşa geçmişti. Şuanda kalbimin sesini duyduğuna o kadar emindim ki.

" İzin verin , yanlış anlaşılıcak." Gözlerini acmi gözlerimi bakıyordu gözlerini kaçıran ilk taraf ben olmuştum.

" Kimse öyle düşünemez ben için vermiyorum" Konuşması ile bu durumdan kurtulmak için dua etmekten başka şansım yoktu.

" PRENS HWANG!!"

~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~∆~

Selam canlarım benim.

Ajdj

Baktım en son iki ay önce bölüm atmışım akdhkd dedim atayım bare.

Çok değişik bol momentli bir bölüm oldu akhdkd.

Neyse kızmayın bana yaw.

Neyse

Ehem

🥀 Seviliyorsunuz🥀

(✓)𝐋𝐎𝐍𝐆 ꨄ︎ 𝐇𝐲𝐮𝐧𝐣𝐢𝐧Where stories live. Discover now