3. Bölüm

10.4K 808 1.5K
                                    


Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfen

Yazım hatası varsa affola,

İyi okumalar :



Uykulu adımlarla okula doğru yürürken arkamdan duyduğum korna sesi ve üzerime su birinkitisinin sıçramasıyla gözlerimi Korkuyla açmam bir oldu.

"önüne baksana ayı." diye bağırdım ama araba çoktan gitmişti.

"aldım plakanı gevşek." diye bağırdım. Büyük ihtimal beni duymuştur. Çünkü evin balkonunda oturan yaşlı teyze beni duyduysa o da duymuştur. Ona başımla selam verip yoluma devam ettim.

Sonunda okula geldiğimde bana su birikintisi sıçratan arabayı görünce arabaya doğru yürümeye başladım.

Kafamı arabanın camından baktığımda arabada kimsenin olmadığını farkettim.

Hemen çantamdan sprey boya çıkarttım. Nereden buldun gibi şeyler sormayın? Benim çantamda kitaptan daha çok böyle şeyler vardı.

Sprey boyayı salladım ve arabanın tam ortasına büyük harflerle MALAK yazdım ve sprey boyayı tekrar çantama koyarak okul binasına giriş yaptım.

Sınıfa girdiğimde sadece Gizem vardı. Okula erken gelmekten cidden nefret ediyorum.

Gizem'in yanına oturduğumda Gizem bana dönerek "Arabanın sahibinin kim olduğunu biliyor musun?" dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. "ne diyorsun anlamıyorum" diyerek onu yalancı durumuna düşürmeye çalıştım. "az önce arabanın üstüne sprey boyayla bir şey yazdığını gördüm ve o arabanın sahibi okulun sahibinin oğlu eğer arabasının boyandığını görürse kıyamet kopar."

Nereden bilecekki benim yaptığımı, Gizem söyler, tamamda okulda bir sürü Ceren isimli kız var. Soyadı Aktaş sadece sen varsın. Tamamda benim soyadımı bilmiyorlarsa, kamera denen bir şey var. Lan beni hapse atarlarsa ben fakir bir kızım. Ne fakiri lan senden daha beterleri var. Adaletli Kamuran hoşgeldin.

Gizem omzuma dokunarak "Ceren bu kadar belli etme,"

"neyi belli etmiyeyim?"

"içindeki korkuyu ve suçluluk duygusunu belli etme."

Suçluluk duygusu mu? Ben o duyguyu yedi yaşında o deniz kenarında bıraktım. Hem niye suçluluk duygusu duyacaktım ki, üzerime su sıçratan gevşek özür dilemeli.

"Gizem tanımadığın insanın yanında durma."dedi çekik gözlü kız

"o zaman beni tanımaya başlayın."dediğimde gözlüklü kız bana dönerek"yürü bizimle kantine geliyorsun." Niye beni altına mı alacaksın? Tövbe, tövbe

Kantine gelince orta masalardan birine oturduk. Masaya oturunca herkes suspus olmuştu. Sanki biri konuşsa ölecekmiş gibi his vardı. Gözlerim Gizem'e kaydı beni göz hapsine almıştı. Sağ elinin tırnaklarıyla masaya vuruyordu,
sanki her şeyin sonuna gelmişim gibi bir his vardı. Gizem'den acayip korkmuştum, sanki korku filminin içindeydim.

"Tanıt kendini Ceren." dedi Gizem düz bir sesle.

"Sizde kendinizi tanıtacak mısınız?" diye sordum. İkiside kafalarını sallarken Gizem hiçbir şey demedi ve bana bakmaya devam etti.

"Senin hakkında her şeyi bilmemiz gerek."dedi. Neden beni nüfusuna mı alacaksın?

"Ceren Masal Aktaş 17 yaşındayım. Masal ismimden nefret ediyorum. Hiç masal gibi hayatım olmadı. Gerçek ailem beni yedi yaşındayken şimdiki aileme parayla vermişler." Gizem hikayemden etkilenmiş gibi "gerçek ailen nerede peki?"diye sordu. Kafamı salladım. "Bilmiyorum." Gizem yumruğunu sıkarak konuşmaya devam etti."bu tür insanlar anne baba olmayı haketmiyor. Ne diye çocuğunu başka aileye veriyorsun?"

BİZİM KOLEJHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin