14. Bölüm: Dertleşmek

20 3 25
                                    

Selamlar hanımefendiler ve beyefendiler<3
Bölüm sonunda konuşacağızz
İyi okumalar ❤️

Selamlar hanımefendiler ve beyefendiler<3Bölüm sonunda konuşacağızz İyi okumalar ❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hoşlanıyorsundur. Aşk değildir bu. Kendine gel dostum, onu tanımıyorsun bile.
Ne yapar ne eder? Kafa yapısı uyar mı seninkine? Bilmiyorsun, bilmiyoruz. Delirdin mi sen? Bak yol yakınken dön şu yoldan. Bağlanmamışsındır,ilerleme yok henüz. Sonra demişti diyeceksin. Üzme kendini. Başka hanımefendi mi bulamadın Soner?"

Soner kendi masasının önündeki sandalyesinde oturuyorken arkadaşı Faik'in aşırı önem vererek anlattıklarını hiç umursamıyor gibiydi. Faik ise Soner'in masasının etrafında dört dönüp olayları anlatmak ister gibi bir endişe içine girmişti.

Kim kurtarırdı bu aşktan Soner'i?

Faik etrafında dört döndüğü Soner'in onu dinlemediğini fark edince derin bir nefes aldı. Boşa konuştuğunu fark edip başını iki yana salladı. Doğru düşünüyordu, boşa konuşuyordu. Can yoldaşı kalbini kaptırmış gidiyordu. Aklı da Faik'in bakış açısına göre çokça sağır olmuştu.

İşini sürekli dikkatli yapan Soner dalgın bir hale bürünmüş, etrafta mutlu mutlu gezer olmuştu. Bu her ne kadar iyi gibi görünse de Faik işin sonunun kötü halini düşünmeden edemiyordu.
Ya kafa yapıları uymazsa o hanımla?

Ofisteki patronun sağ kolu etrafta gezinmeye başlayınca Faik hiç bir şey söylemeden, usulca, ayrıldı Soner'in yanından. Soner ise aklından geçenlerle boğuşuyordu. Aklının bir köşesi Faik'in söylediklerini yalanlayıp isyan ederken diğer köşesi hanımefendiyi ve yazacağı mektubu düşünmeden duramıyordu. Sürekli bu durumda kalan Soner iyice sessizleşmiş ve hayatının odak noktasını hanımefendi haline getirmişti. Bu aşkın mükemmelliğine ve kalbinin hızlı atışlarına Soner'in vücudu alışmamıştı. Bu sebeple şimdiki kararı bu aşka alışana kadar aşka odaklanmaktı. Epeyce kaptırmıştı kendini ama aklının hanımefendi köşesi pek şikayetçi değildi.

Aklında daha fazla tartışmaya girmek istemeyen Soner, Faik'e söyleyemediklerini defterine yazmaya kadar verdi. Sanki karşısında hanımefendi oturmuş gibi. Bay posta kutusu olma vaktiydi. Bay posta kutusu eline defterini aldı ve yazmaya başladı, karşısında hanımefendisi varmış gibi. Onunla dertleşir gibi.

Hoşlanıyorsundur diyorlar bana. Velev ki hoşlanıyor olayım, bu duygu her neyse o kadar yoğun ki gitmiyorsunuz aklımdan. Ömrümün sonuna kadar size adanmış bir köşe var oralarda sanki. Değerini asla kaybetmiyor, gün geçtikçe de değerleniyor gibi.

Aşk olduğundan o kadar eminim ki hanımefendi. Ama inanmıyorlar bana. Faik inanmıyor. Olur mu öyle dedi bana. Dokunmak demekmiş aşk, konuşarak başlarmış. Konuştuk ya sizinle. Ne kadar güzel mektuplar yazdık bir birimize.
Söz uçar yazı kalır. Yazdıklarınızın her tanesi kazınır tarihe ilmek ilmek. Nasıl olur da iletişime girmez bu onun gözünde? Gerçi sözleriniz de aklımdan uçmayacak gibi bir izlenimim var şu aralar. Ama neyse.

Dokunmakmış sevmek. Kalbime dokundunuz yetmez mi?

Şu sonbaharın bir garip soğuğunda kalplerimizi ısıttık. Hangi ademoğlu bu kadar saf yaşamış ki sevdayı?

Faik kötü yazılmış bir sınav kağıdı gibi. Cevapları doğru mu yanlış mı anlayamıyorum. Okuması zor, anlaması zor.

Başka hanımefendi mi yok dedi bu gün bana. Ne kadar da saçmalamış göründü gözümde anlatamam. Benim gözüm kimseyi görmezken nasıl başkasından bahseder anlayamadım, ben böylesine bir aşkın içine girmişken neden desteklemez bilemiyorum.

Kafa yapısı diyip duruyor. Ailesi zamanında bir aileye söz verip alıyor kızlarını. Zavallım sevdiği kadını terketmek zorunda kalıyor. Allah yukarıda kimseye bakmaz artık ama ne olmuş sevmediğin kadın yanında olmadıktan sonra?
Kafa yapısı da uymamış bizimkiyle. Derdini yaşamamamı ister durur.

Sizin saf ve temiz kalbiniz uymazsa benim davranışlarıma benim davranışlarımın hatasıdır. Emrinize bakar davranışımı idama götürmem. Emrinize bakar o hareketimin son bulması.

Size uygun olmayan şeyleri gücüm yetse de dünyadan çeksem keşke. Varsın dünya sonsuzluğa sürüklensin. Varsın ben öleyim gitsin. Siz mutlu olasınız...

Cümleleri yarıda kaldı Posta Kutusunun. Masasının önündeki camdan dışarıyı seyretmeye başladı. Yazmak için gelmesi gereken şeyler vardı. İlham perisi gibi bir şeyin gelmesi gerekmiyordu.

Sadece hanımefendi yeterliydi. İlham almak için, mutlu olmak için, dünyanın renklerini görebilmek için ve yaşamak için.









O kadar özledim ki seni posta kutusu...

O KADAR ÖZLEDİM Kİ SİZİ!

Hayatımda yoluna girmeyen şeyler fazlasıyla artınca buraya girmemeye başladım. Geri dönmek bir korku oldu zamanla.

Ama döndük! Posta Kutusuyla döndük. Hanımefendiyle döndük!

14. Bölümde Beyefendimizin adını öğrenmiş bulundunuz, ve biraz pat diye oldumjfödkdşskd, ne hissediyorsunuz? Ne düşünüyorsunuz?

Az kaldı hanımefendinin adını da öğreneceğiz. Gerçi onlar benim için devamlı Bay posta kutusu ve hanımefendisi olarak kalacak ama bazı diyaloglar yazarken lazım oluyor kföskdşskfğwkd.

Faik hakkında ne düşünüyoruz?

Beni özledik mi? (Ben özledim sizi🥺)

Kendinize iyi bakın Sizleri seviyorum♥️
-Gri

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 01, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bay Posta Kutusu ve HanımefendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin