GİRİŞ

7 0 0
                                    

Yağmurlu havaya rağmen üstüme giydiğim ince, kolları balon olan siyah elbisemle üşümüyordum. Üstüme geçirdiğim pelerin ise beni soğuktan korumaktan çok gizliyordu. İnsanların arasından geçerken gri pelerinimin şapkasını kafama çekip bakışlarım yerde yürümeye devam ettim. O her zamanki dik bakışlarımın yerini tedirgin bakışlarım almıştı.  Saat gece yarısını geçmesine rağmen sokakta normalden fazla insan vardı ve bu karmaşada Jace'i bulmak çok zordu. Etrafıma bakıp ara sokaklardan birine girdim ve bana yardım etmesi için İz Haritasını çıkardım. Elimi kahverengi yolun üstünde gezdirerek Jace'in on beş dakika önce geçtiği yola baktım. Sente Kont caddesinden geçmişti ve o caddenin açıldığı tek bir yer vardı Koren bölgesi. Adımlarımı hızlandırarak Sente Kont caddesine  doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Jace'in hareketlerini tahmin etmek imkansızdı. İlk bakışta normal bir cadde gibi görünen Sente Kont'a girdim. Caddede yürüyen insanların adımını dahi atmaktan çekindiği kitapçının olduğu çıkmaz sokak gözüme çarpınca adımlarımı daha da hızlandırdım ama sokaktaki insan kalabalığından ite kaka geçmeye çalışmak çok zordu. Bugün olması gerektiğinden daha çok kalabalıktı. İnsanların arasından zorlukla geçtikten sonra kitapçının önünde durarak cebimdeki hançeri çıkardım. Kitapçının sahibi çok eski zamanlardan beri atalarımıza hizmet eden Giwen soyundandı. Normal bir insandı ama çoğu konuda aldığım onca eğitime rağmen benden bilge bile sayılabilirdi. İnsanlar onun büyücü olduğunu düşündüğü için asla buraya uğramazdı. Cebimden çıkardığım hançerle kapının üstüne sembolümü çizerek geri çekildim. Hançerin iz bıraktığı yerde toplanan ışık huzmesi gözleri kör edecek derecedeydi. Kapı gürültüyle açıldığında kapıdaki çizik de  kaybolmuştu. Pelerinimi indirerek içeri girdim. Etrafta kimse yoktu. Şaşkınlıkla bakışlarımı kitapçıda gezdirirken Kanto'ya açılan kapının önünde duran sima içimi rahatlatmıştı. Aaron yaklaşık yüz beş yaşındaydı ama tıpkı yetmiş yaşındaki biriyle eş değer bir görünüme sahipti. Beyaz saçları onu ne zaman görsem kısa ve dağınık oluyordu. Yeşil gözlerindeki parlaklık adeta zekasını fışkırıyordu. Üstünde kahverengi eski duran bir gömlek altında da bej rengi bir pantolon vardı. Gayet sıradan gözüküyordu. Bu kadar yaşlı olmasına rağmen genç görünmesinin sebebi de atalarımızın onun soyuna bize hizmetleri için verdikleri hediyelerden biriydi. Ölümsüz değillerdi ama belli bir yaşa geldiklerinde görüntüleri o yaşta sabit kalıyor ömürleri de normal bir insan ömründen çok daha uzun oluyordu. Aaron'un babasının dokuz yüz yaşına kadar yaşadığı söyleniyordu. Bizim dünyamız kadar olmasa da büyülü canlılardan bazıları hizmetlerine karşılık verilen hediyelerden biriydi. Beni görünce bakışları yumuşamıştı. Yavaşça yanıma yaklaşarak gülümsedi ama bu gülümsemesi bile gerginliğini gizleyemiyordu.

"Prenses Alice seni burada görmek ne kadar güzel ! "

Olabildiğince gülümsemeye çalıştım ama pek becerebildiğimi sanmıyordum.

" Teşekkürler Aaron. Seninle sohbet etmek isterdim ama Jace'i bulmam gerek."

Başını sallayarak kütüphanenin arka tarafına giderek elinde gümüş rengi bir anahtarla geri döndü. Elindeki anahtarı hızla kaparak kütüphanenin arkasına geçerken seslendim.

" Teşekkürler ! "

Bir şey demesine fırsat vermeden arka tarafta olan duvarın üstüne çizilen manzara resmine anahtarı sokarak beş kere çevirdim. Kapı büyük bir gürültüyle açılırken anahtar da kapının ardında kayboldu. Tekrar iz haritasını çıkararak göz gezdirdim. Yakınlardaydı ama hızlı hareket etmeliydim. Haritayı pelerinimin küçük cebine sıkıştıtırarak etrafa göz gezdirdim. Sonunda gördüğüm sarı saçlarla hızla oraya yöneldim. Üstümdeki bakışları hissedebiliyordum ama takmadan ilerlemeye devam ettim. Jace beni fark edince gülümseyerek elindeki kadehi masaya bırakmıştı. Konuştuğu kızın ismini bilmiyordum ama ona farklı dilde bir şeyler söyleyip yanıma gelirken kız bakışlarını bir an olsun üstümden çekmemişti. Onu sevmemiştim. Siyah uzun saçlarının aksine sarı olan gözlerini kısarak yanımızdan ayrıldığında sonunda gözlerim sevgili kardeşimle buluştu. Benden sadece yedi saniye küçüktü ama sanki aramızda yaşlar varmışçasına çocuksuydu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 28 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KANTON CENAZESİWhere stories live. Discover now