BÖLÜM 7: HIÇKIRIK

Start from the beginning
                                    

"Bu önemli bir konu. Oyun olsaydı sana söylerdik." dedi Marcus bana öfkeyle bakarken. Bakışlarımı azar yiyen bir çocuk gibi aşağı diktim

"Özür dilerim."

"Bizimle oynamaya hakkın yok." dedi Lauren.

"Ben kavga çıkmasın istedim."

"Lanet olsun!" dedi Marcus dişlerinin arasından. Herkesin gözü ona çevrildi. Oradan da çatlamış olan duvara. Knox yerinde yoktu! Gözlerim ardına kadar açıldı. Başımızda yeni bir bela vardı ve bu da benim ne olduğumu bilen bir mazoşistti! Dudaklarımın birbirine bastırdım. Saniyeler geçiyor başıma yeni belalar açılıyordu. Buna katkısı en fazla olan kişi de bendim.

"Bir kere de çocukluk etme!" diye bağırdı Sarah. "Senin yüzünden neler olacak haberin dahi yok! Beceriksizin tekisin!" diye haykırdı yüzüme. Gözlerimi kapatma isteğimi içime gömdüm. Doğru söylüyordu. Beceriksizin tekiydim ve bu başıma durmadan bela açıyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.
Her şey birbirine giriyordu ve hiçbiri bunu görebilecek bir yeteneğe sahip değildi. Ben sanki yollardır gölgeydim!

"Olmaz!" dedi içinde öfke tohumlarının olduğu sesiyle Alissa. "Kendisi beladan pek bir haz ediyor! Çocukluğu iş olarak algılıyor!" Sarah ve Alissa bir an bakıştılar. Sanki buna inanamıyorlardı. Aynı fikirdelerdi.

"Kızı suçlayıp suçlayıp durmayın!" dedi Aiden bana bir bakış atıp. Gözlerinde çelişkiler yatıyordu.

"Başka bir emriniz var mı Aiden Bey?!" diye üzerine yürüdü Marcus Aiden'ın.

"Var." dedi inadına Aiden.

"Neymiş? Söyle de bilelim!" dedi nefretle Aiden'a bakan Marcus.

"Mümkünse defolman!" Marcus alayla güldü.

"Emin ol yakında biri defolacak ve ben bunun kim olacağını tahmin edebiliyorum."

"Tabii kendini bilmezsen neler olur?" diyerek lafı gediğine oturttu Aiden.

"Çoğu insanda olmayan bir şeye sahip olmayı seviyorum. Kişinin sınırını belirliyor." diyerek lafını Aiden'a yedirtti Marcus. En azından bu iş lafla ilerliyordu. Buna da şükür!

"Şu an kim çocukluk yapıyor peki?" diye sordum ortama sakin bir sesle. Ben. "Hayatımın tehlikeye girmiş dahi olabilir şu an. Siz ise burada kavga ediyorsunuz."
Hepsinin gözü bana çevrildi.

"Biraz sana benzeyelim dedik." dedi Marcus simsiyah gözlerini üzerime dikerek. "Knox'un kimin yüzünden burada olmadığını unutma." dedi aramızda bir adım kalana kadar yanıma yanaşırken.

"En azından ben işi kötü yaptım. Siz ise daha beter yapıyorsunuz." dedim geri adım atmayarak.

"İşi kötü yapan zaten sensin."

"Sen de bu kötülüğü kendime yaptığımı unutma." dedim sertçe. Biliyorum, çok mantıklı bir açıklama.

"Kendin için bir şeyi düşünürken bunun 3 türü de etkilediğini unutma Eleanor Parker." Aramızdaki bir adımı da ben kapattım.

"Peki bana söylesen o 3 türdeki kim benim onları düşünmemi hak edecek kadar masum?" Genişçe gülümsedim. "Katil olan kimse için canımı ortaya koymam." dedim gözlerinin içine bakarak. Gözlerinde gri bir ışık belirdi. Bir süre gözlerimizin savaşı sürerken araya Caleb girdi.

GÖLGE KANIWhere stories live. Discover now