-1-

16.1K 160 15
                                    

     Bir gecede insanın hayatı değişebilir miydi? Değişebilirdi. Benim değişmişti. Gözüm yükseklerde idi. Yaşadığım hayatı beğenmiyordum. Şimdi o hayatı bile özlüyorum. Her kızın hayali gibi zengin sevgili bulma hayali ile parti parti gezerdim. Sonunda Mert Gezer ile tanışma fırsatını bulmuştum. Bir ev partisinde tanışmıştık.
     Özel bir okulda burslu öğrenciydim. Babam okulun temizlik görevlisiydi. Sonra babamı kaybedince aynı görevi anneme verdiler. Temizlikçinin kızı olduğum için okulda çoğu zengin züppesi beni sevmezdi. Hep aşağılanan taraf bendim. İdareyle de aramın iyi olduğu pek söylenemezdi. Anneme ve bana yapılan haksızlıklar karşısında asla susmazdım. Okuldan atılma tehlikesi çok kez geçirdim lakin derslerim iyi olduğu için hiçbir zaman atılmadım. Okulda bana iyi davranan üç beş kız vardı. Gerçi onların iyi davranma amacı da nedir bunu anlamam baya uzun sürdü. Meğerse benle eğlenmekmiş tüm gayeleri. İşte o üç beş kız açtı başıma tüm dertleri. Ve anladım ki insanın başına ne gelirse arkadaştan olurmuş.
     Ezgi, İrem, Gizem, Selin. Ezgi çok ünlü bir iş adamının kızı, İrem'in annesi dünya çapında modacı, Gizem'in babası İstanbul'un en gözde gece klüplerinden birinin sahibi, Selin'in ailesi bu okulun sahibi. Ben ise temizlikçinin kızıydım. Bunlarla takılmak ne haddime ama etmiştim bir hadsizlik ve şuan da çekiyorum cezasını. Onların mükemmel ötesi hayatlarını görünce özeniyordum. Hiçbir zaman hayatıma isyan etmeyen ben isyan etmeye başlıyordum. Annemin ve babamın mesleği ile hiçbir zaman utanmayan hep gurur duyan ben utanmaya başlamıştım. Karakteristik özelliklerim değişmeye başlamıştı. Benim zaafımı yakalamışlardı ve eğleniyorlardı. Gizem babasının gece kulübüne gitmemizi teklif etti. Mert Gezer de gelecek dedi. Mert ah Mert tüm kızların sevgilisi Mert. Hayatımı bitiren Mert. O gece annemi uyuttum ve gizlice hazırlandım kulübe doğru gittim. Üstümde siyah bir elbise, bal rengi saçlarım açık dalgalı sade bir tiptim. Kızlar da beni klubün önünde karşıladılar. İçeri geçtik. Alkol servisleri, müzik, dans her şey vardı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Mert yanımıza geldi. Benle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu. Sonra çıkışta beni eve bırakma teklifi etti. Kabul ettim lanet olsun ki kabul ettim. Eve doğru giderken birden yolu değiştirdi ve ormana doğru arabayı sürmeye başladı. "Gece daha yeni başlıyor bebeğim" dedi. Hiç sesimi çıkarmamıştım. Ormanın içinde bir eve getirdi. Alkolün etkisi ile kafamız bir hoştu. Eve girer girmez dört tane daha oğlanla karşılaştım. Beni birden yere fırlattı. "Kendini bir şey mi sandın kenar mahalle gülü!" diye bağırdı. Beşi birden üstüme gelmeye başladılar. Bir tanesi "Vay güzelmiş anlaşılan beşimize de yeter bu" dedi. Pislik ellerini üstümde hissederken birden polisin siren sesi geldi. Beşi birden kaçmaya başladılar. Polisler eve baskın yaptı. Olanları anlatmaya çalıştım. Parkelerin altında uyuşturucu maddeler buldular. Beni tutuklayıp karakola getirdiler. Olanları anlattım. Sonrasında Mert hapse girdi. Fakat babasının benle uğraşması bitmemişti. Bir gün ara sokakta yalnız bir şekilde otururken bir adam bana silah doğrulttu. Ya ölecektim ya da kendimi savunacaktım. Ölmek istemiyordum ve adamla boğuşurken silah patladı. Silah adamın kalbinde patlamıştı. Kaçmak istedim fakat hemen polisler gelmişti bile. Katil olmuştum. Davanın olduğu gün Mert'in babası mahkemenin önünde bana zafer bakışları atıyordu. Kolumda jandarmalar vardı. Bir tane araba yaklaştı ve içinden Mert çıktı. Yanıma geldi "Hadi yine iyisin hem katil hem uyuşturucu tüccarı oldun babamın harika planı sayesinde benim suçum da senin üzerinde gecekondu gülü ee neymiş kendinden üstün insanlarla takılmayacakmışsın!" dedi. Bağırmaya bile gücüm kalmamıştı. "Oğlumla uğraşmanın bedeli sadece bu kadar değil küçük hanım bekle seni orda neler bekliyor" diye kulağıma fısıldadı babası. Manyak mıydı neydiler adam bana çattı. Cezaevi aracına binerken annemin son bakışı içimi parçaladı.
     Arabada giderken yaşadıklarımı düşünmüştüm. Bu genç yaşımda bunlar fazlaydı değil mi? Üstelik sınavım da vardı bu sene. Hayatım rezil olmuştu. Kaç sene kalacaktım burda kim bilir. Dava ertelendi ama cezaevinde kalmak zorundaydım. Annem nasıl avukat bulacaktı. Bunları düşündüm fakat bir çözüm bulamadığım için buraya geldim. Araba durdu. İnerken bir irkildim. Değişik hissettim. Kapıdan girerken gözlerim doldu. Kapı üstüne kapı derken en son bi kapının önünde durduk. Acaba içerdekiler kimdi nasıl insanlardı diye düşünürken kapı açıldı. İçeri girdim. Herkes bana tip tip bakıyordu. Gardiyan bağırdı "Yeni arkadaşınız!" diye. Kadınlar aşırı değişiktiler. Bir tanesi "Pek de gençmiş, suçun ne senin?" diye bağırdı. Konuşmak istemiyordum sinirliydim. "Sanane!" diye bağırdım. Hepsi üstüme gelmeye başladı. "Çekin şunun ipini!" diye bağırdı. "Yatağım nerde?" dedim. Bana en iğrenç en kötü yatağı verdiler. O morukun yatağı daha güzeldi. Haksızlıktı bu ama yorgundum. Uyumak istiyordum. Yatağa yattım. Uyudum. Uyandığımda üstümde bir kadın elinde şişle. Bağırmaya çalıştım ağzımı kapattı. "Bana bak o kadın buranın reyisi ona bir daha kafa tuttuğunu görürsem şişi götüne sokarım!" dedi. Sesimi çıkarmadım. Sonra beni sinir etmeye devam ettiler. Ve ben de onları. En son duş almak için iğrenç tuvalete gittim. Orda karnıma aniden şiş yedim. O günden sonra hücreye alındım. Ve şimdi hücredeyim işkence saatimi bekliyorum.
     Hikayeyi nasıl buldunuz bilmiyorum. Yorum ve votelarınızı esirgemeyin. İlk bölümü fazla uzatmak istemedim.

GÜNAHSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin