~ ŞİİR XXXIV ~

80 25 115
                                    

GELİYORUM DE

Yalnızlık var dudaklarımda,
Özlem var yüreğimde,
Her saniye taşıyor, ben boğuluyorum.
Anlayamıyor beni kimse.

Hiç bu kadar dağıtmamıştım yaprakları,
Hiç etmemiştim bu kadar sitem,
Nereye koyacağım bilmiyorum bu kırıkları,
Ve haberin yok, hâlâ zorluyorum umutları.

Küçük bir çocuk gibi ağlıyorum kapında,
Deli gibi ıslanıyorum yağmurunda.
Mürekkep akıyor geceye, renk değiştiriyor kelimeler,
Ama değişmiyor sana sevgim; hâlâ kalbimde, halâ aklımda...

Neden hislerim hâkir?
Oysa hissediyordum ilk günkü gibi bâkir.
Tutunduğum ipler sağır, avuçlarım kir,
Şimdi gücüm yok sanki, her şeyim ahir.

"Ağlama," de! Bana, "Ağlama..." de!
"Geleceğim," de, "Daha fazla özleme..."
"Bakıyorum sana, adım atacağım." de, söyle!
Ben beklerim, bir adım at yeter ki...
Bir adım sadece,
Ve ben bekleyeyim.

İçim gidiyor...
İçim gidiyor ve çözüm bulamıyor meleklerim.
Susmuyor, dinmiyor içimdeki hararetim,
Uzandığım yer mezarım sanki yatak değil,
Sanki burası değil evim.
Çok karanlık sevdiğim, her yer çok karanlık...
Ve ben korkuyorum.
Ben pes etmiyorum ama yetmiyor nefesim,
"Geleceğim," de!
"Sarılacağım..."

Bir düğüm var, bağlanmış vuslatla,
Ve pas tutmuş her yanı hasretle.
Pas çözülmüyor, hasret dağılmıyor,
Yıllanmış zulüm kalbimde, savaşı bitmiyor.

Özlem ağır, sevgi ağır ve eza ağır,
Çoğalıyor her biri her bir saniye.
Kimse uğramıyor dileklerime,
İçimdeki yangını söndüremiyor her gün yağan çise.

Burası harabe!
Anlamıyor musun, her yer yıkım!
Ve sen inatla gelmiyorsun,
Beni duymuyorsun,
Hiçbir şey görmüyorsun,
Ben mi yanlışım sen doğrusun?
Bile bile bekliyorum.
Durduramıyorum,
Seni sevmeyi durduramıyorum.

Islandı, çamur oldu sayfalarım.
Senin yüzünden, senin yüzünden ziyanım!
Neden duymuyorsun? Bağırıyorum!
Gelmiyor mu haykırışlarım?
Nasıl ulaşacak sana adımlarım?
Ben ağlıyorum, asfalt ağlıyor, ağlıyor kaldırım...

Bu koca şehir benim şahidim,
Hasretim olmuş sahibim,
Sanki kırk yıllık kahinim de,
Bir seni bulamadım, seni bilemedim.

Hava hâlâ bulutlu, hâlâ keskin bir rüzgâr,
Yattığım mezar dar, karanlık var.
Geçmiyor bile lahzalar, aldatıyor sanrılar,
Sanki geleceğim desen bitecek bütün kâbuslar.

Ama demiyorsun işte,
Söylemiyorsun.
Vazgeç de demiyorsun,
Sevme de demiyorsun.
Desen inanacağım sana,
Sevmeyeceğim seni.
Söz veremem ama sevmeyeceğim işte...
Sen bana konuşacağını söyle,
Ben sana beklemeyi öğreteyim;
Beklerken susmayı,
Severken üzmemeyi,
Bakarken görememeyi öğreteyim.
Sen bana beklemeyi anlat;
Ama bekleteni beklemeyi...
Ve seveni üzmeyi öğret,
Ve bakarken görmemeyi.

Bu gecenin hüsranı dağılsın zemheride,
Zemheri erisin sen adım attıkça bana alevde.
İşi gücü bıraktım, sana koşuyorum, geliyorum de!
Akan kan dursun, yağan yağmur dursun,
Veda yüreğimde kalsın, sayfalarım ağlamasın,
Özlem avucumda kül olsun, dudaklarım yalnız kalmasın.

Sen kal yüreğimde.
Sen kal ve sabah olsun,
Bitsin bu sonu gelmeyen gece.

ANLATAMADIKLARIM ( TAMAMLANDI )Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz