@Bestekılıc: @Emreozygt/ Siktir deli

@Xxx: Ada'nın geldiği gün, bu postu atması tesadüf mü?

@XxZx: Hay aq daha yeni Ada'dan kurtulmuştuk, bide bu çıktı.

@XxxX: Ay kız çok tatlı.

Adaadalı gönderiyi beğendi

Adadalı beğenisini geri çekti

-

Küfür ederek telefonu kucağıma üzerine fırlattım. Yanlışlıkla fotoğrafını beğenmiştim, umarım bildirim gitmeden geri çekebilmişimdir.

Bahçede rastgele bir bankta Berkan'la birlikte oturuyorduk. Bir buçuk ayda nasıl bu kadar değişmişti burada ki insanlar.

Okuldan içeri, muhtemelen yeni olan siyah uzun saçlı bir kız girmişti. Hemen arkasından Rical girdiğinde, bu kızın postta ki Yeliz isimli kız olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Kısa boylu şirin yüzlü bir kızdı. Aptal gülümsemeyle biraz arkasındaki Rical'in koluna girdi. Rical ise bir kaç saniyelik tebessümle kolunu kaldırarak, koluna girmesine izin verdi.

Kesinlikle benimleyken daha fazla gülümsüyordu.

Gözlerimi tam üzerlerinden çekeceğim sırada kızın gözleri bana çarptı. Yüzündeki gülümsemeyi itici hale getirirken Rical'e biraz daha yakınlaştı ve kafasını ona çevirip daha büyük gülümsedi.

"Bu da Rical'in manitası." diyerek çenesiyle kızı gösterdi Berkan. Donuk bakışlarım ikisinin üzerindeyken, 'Umurumda değil' der gibi omuz silktim. "Senin gittiğin günden hemen sonra geldi. Masum tipe benziyor, hiç konuşmadım." Gözlerimi kısarak baştan aşağı tekrar süzdüm. Sinsilik seziyordum.

Bakışlarımı basketbol takımından olan çocuklara çevirdim. Yeni biri daha geldiği gözüme çarpmıştı. Kumral bir çocuktu, kibirli yüz ifadesiyle topu filelerden geçirdi ve Rical ve Yeliz'in olduğu tarafa sinirle baktı. Muhtemelen Yeliz denilen kızla bir olayı vardı. Daha fazla incelemeden buraya doğru gelen Talha'ya döndüm.

"Berkan, yanında oturan kız kim? Tanıyamadım da." diye imalı konuşarak yanıma oturdu. Bende oyununa ortak olarak cevap verdim. "Ben Ada, tanıştığıma hiç memnun olmadım. Tam beleşçi tipin var."

Berkan'a dönerek, "Neden herkes bana beleşçi diyor Berkan?" dedi hayal kırıklığıyla.

"Onlar yanlış görüyor kardeşim. Senin neren beleşçi?" diyerek ona yalandan destek çıktı. Talha'da kendi çapında sevinerek, "Oh be rahatladım." dedi arkasına yaslanırken. Bir süre durdu ve tekrar Berkan'a döndü.

"Ya Berkan, cüzdanı evde unutmuşum kanka. Hayrına bana bir içecek ısmarlasana."

Berkan, Talha'ya sinirli sinirli bakarak kantine gitmeyi teklif etmesi sonucu şuan kantindeydik. Berkan içecekleri almaya giderken arka çaprazımda ki masadan sessiz sessiz benim hakkımda bir muhabbet dönüyordu.

"İstersen iddiaya girelim. Ada Rical'e geri dönmek isteyecek ama Rical tekmeyi koyacak."

"Tamam girelim. Rical aylarca peşinden koşmuş. Kıskandırmak için elinden geleni yapacaktır."

Onlara laf atmak yerine yerimden kalkarak daha yeni girdiğimiz kantinden çıktım. Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkamak en iyisiydi.

Dersin başlamasına az kaldığı için lavabo tamamen boştu. Musluğu açarak ilk önce ellerimi yıkadım. O sırada kapının açılıp kapanma sesini duydum. Kimin geldiğine bakmadan suyu yüzüme savurdum. Gelen kişi her kimse kapıya benden daha uzak olan tarafta, soluma geçmişti. Kafamı hafifçe kaldırınca bu kızın Yeliz olduğunu gördüm. Musluğa arkasını dönerek bana bakmaya başlamıştı. Umursamadan yanından geçerek sensörlü kağıt havlu aparatına doğru ilerleyecektim ki, dikkat dağınıklığımdan dışarıya doğru çıkardığı ayağını farketmemiştim. Ayağına takılmamla sert bir şekilde yüz üstü düştüm. Muhtemelen birazdan ota boka kanayan burnum kanamaya başlayacaktı.

"Sevgilimi elimden alacağı düşünülen kıza bak. Zavallı." diyerek itici ses tonuyla konuşmuştu. Yerde ellerimle destek alarak dururken sinir seviyem yükselmişti. Tek hareketle ayağa hızla kalktım. Boyu benden 5-6 santim daha kısaydı. Yüzümde ki acıyı es geçerek kızın saçını hızla kavradım. Yüzünü duvara yapıştıracağım sırada kapı bir anda açılmıştı.

Giren kişiyi ilk gören Yeliz'di. "Lütfen bırak canımı acıtıyorsun." Az önceki iğrenç ses tonundan alakasız ağlamaklı bir ses tonuyla konuşunca tiksinerek yüzümü buruşturdum. Gelen kişi Rical'den başkası değildi.

Rical hızla gevşeyen elimi Yeliz'in saçlarından iterken elimin boşluğa düşmesi bir tık sinirimi bozmuştu. Onu belinden kavrayarak kendine çekti. "Hiç değişmemişsin Ada. Hala kibirli ve saldırgansın." dedi biçimsiz ses tonuyla. Masum olmaya çalışan ağlak kızla, lavabodan çıktıklarında burnum kanamaya başlamıştı. İlk hamleyi sevgilisinin boş yere yaptığını bilmese de olurdu.

Çatılmaktan ağıran kaşlarım düz bir çizgi haline gelmekte güçlük çekiyordu. Elimin tersiyle burnumu silerek elimde ki kana baktım. Musluğu tekrar açarak akması durmayan kanı temizlemeye çalıştım. Kapının tekrar açılma sesi tekrar kulağıma ilişti. İçeriye giren yeni çocuktu.

Allah'tan kapının girişinde 'Kız Wc' yazıyor girmeyen kalmadı.

Elleri cebinde rahat bir ifadeyle içeri girmişti. Sensörlü peçetelikten bir kaç peçete alıp bana doğru yaklaştı. "Bakayım." diyerek peçeteyi burnuma doğru tuttuğun da kafamı geri çekerek peçeteyi elinden aldım. Burnumun üzerinde tutmaya başladım. "Sen kimsin?" dedim yeni çocuğa bakarak.

Ellerini cebine yeniden sokarak konuştu. "Ben Bulut. Buraya geleli 1 ay oluyor."

"Ada ben de. Gelir gelmez saçma sapan insanlarla uğraşıyorum. Bir bitemediler amına koyayım." diyerek kanlı peçeteyi burnumdan çektim. Akması durmuştu. Peçeteyi çöpe atarak lavabodan çıktım.

-

Hello madıfaka. 1000 kelime yazdım arkadaşlar deerimi bilin.

Yeliz karısını nasıl buldunuz?

Rical ibnesi ne işler peşinde?

HURRAĞĞDĞğ

YAVŞAK - Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin