3.BÖLÜM

3.2K 270 22
                                    

Bir tohum ekersin kurumuş toprağa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir tohum ekersin kurumuş toprağa. Onu büyütmek istersin, tüm sevgini, şefkatini, ilgini ona verir ; her gün maruz kaldığın karanlıktan uzaklaşmak, kendini soyutlamak istersin. Tüm ümidin o tohumdadır.

Onun filizlenmesini, büyümesini, çiçek açmasını istersin.

Sen nasıl solduysan zamanla o yeşersin istersin. Çünkü o kadar çok yormuştur ki karanlık seni omuzlarındaki yükü taşıyamayacak hale gelmişsindir. Zamanla ağır gelmiştir yük, canın acımaya başlamıştır.

Sessizce yaslanırsın soğuk duvara, gözlerini dikersin pencere kenarında duran saksıya ve izlersin güneş'in ışıklarının nasıl üzerine vurduğunu. Sessizsindir çünkü zamanında o kadar sesin çıkmıştır ki artık kısılmıştır sesin.
Zorlu yollarda mücadele vermiş, savaşlarda tüm bildiklerini kaybetmişsindir.

Ve bilmediklerinide kayıp edersin bir gün bulma şansıyla.

Tüm bildiklerinin kaybı yıkar seni. Sandığın şeyin aksi yüzüne tokat misali çarptığında anlarsın hayatın ne kadar acımasız ve zalim olduğunu. O an yüreğinin soğuduğunu ve uzaklaştığını hissedersin herkesten.

Gözlerinin önüne inen perde de oynanan sahne bitmiştir ve sen gerçekliği çıplak gözle görürsün. Yüzleşmek, zordur. Olanları kabullenmek, yalanları yaşadığını anlamak ve sıkıca sarıldığın inancın bir düzmeceden ibaret olduğunun farkına varmak...

Ağır gelir kalbe

Paramparça olurken, kırılma sesleri zihninde yankı yapar. Dudakların mühürlenir sessizliğe, gözlerin kapanır karanlığa. Karanlığa hapsolur ruhun, gerçeklerin ateşi ile yanıp tutuşursun. Yalnızlığın sarmalamışken senin elinden gelen hayat vermek olur bitkiye.

Onu yaşamın kötülüğünden habersiz bırakmak ve göz yaşlarınla onu sulamak.

Sırf solmasın diye anlatmazsın ne kayıplar verdiğini; onun çiçek açması için nasıl uğraştığını anlatırsın. Güzel şeyler söyler, hayat verirsin ona.

O sana hayat verir, bir şeylerin hala güzel olduğunu kanıtlar sana. Umudunun nasıl büyüdüğünü gösterir.

Ellerimin altında suladığım çiçeklere tebessümle baktım. Küçüklükten beri oldum olası zaafım vardı bitkilere. Nergis, iris, lale, papatya, ve en sevdiğim çiçek çikolata kozmozu.

Bütün bitkileri severdim ama çikolata kozmozu benim için bambaşkaydı. Çok bakım istenen ve zor bulunan bir çiçekti açıkcası. Ama abim doğum günümde ne yapıp edip bulmuştu. O gün durmaksızın boynuna sarılıp ağlamıştım.

Hepsini suladıktan sonra balkondan çıkıp odama ilerlemeye başladım. Saat henüz sabah beşti ve ben gece uyku uyumamıştım. Ne kadar kafama takmasamda sürekli aklıma geliyor öfkeleniyordum.

𝕃𝕚𝕕𝕪𝕒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin