2

63 6 1
                                    

" Her kimse benimle dalga geçiyor olmalı, ya bana zarar verirse? " diye düşündü Chenle, o bunları düşünürken elinde 2 fincan cappuccino ile gelen Lucas'ı gördü

" Cappuccino nerden çıktı? Ben unutmuştum olduğunu. " dedi içerken

" Dolapta buldum, unutulmaya yüz tutmuştu boşa gitmesin diye yaptım, çalışırken öğrendiğim kadarıyla da desen yapmaya çalıştım. " dediğinde minik olan güldü ve gözlerini kahvesine kitledi

" Chenle, ne oldu? Durgun gibisin biraz. " dedi arkadaşı

" Ah yok bir şey hyung, sadece biraz yoruldum, bu gün yaşadıklarım falan biliyorsun. " dediğinde Lucas anlıyorum anlamında kafasını salladı

" Kaşın ve dudağın acıyor mu? " ( Onlar eski yaraları. )

" H-hayır... Eee, Xiaojun ne yapıyor? O iyi mi? "

" Ailesiyle kavga etmiş ve ailesinden ayrılmış, onu ailesiyle barışması için ikna etmeye çalıştım ama olmadı, ailesine kendisinin gay olduğunu söylemiş fakat ailesi ona kızmış ve ondan tiksindiklerini söylediklerinde o da ailesine homofobik oldukları için onlardan tiksindiğini hatta iğrendiğini söylemiş. " dediğinde Lucas'ın gözleri doldu, üzüldüğü belliydi

" Eşyalarını toplayıp evden çıkmış gitmiş, durum bu, o lanet yere asla adımımı atmayacağım diyor hatta artık birlikte kalıyoruz. Yanına gideceğimi söylediğimde Kun hyunglarda kalacağını söyledi, seni üzmek istemediği için gelmek istemedi, kötü düşünmeni istemiyor. "

" Xiao hyung saçmalıyor ona tabiki kızmadım, bir gün onu mutlaka ziyarete gitmeliyim, uzun zamandır görmüyorum onu. " diyip güldü Lucas'a

" Harika olur Lele, Xiaojun çok sevinir. "

" Peki, o pislik bu sefer neden seni yanına çağırdı? "

" Ş-şey. " diyip kuru dudaklarını yaladı

" Ben sıramda otururken yanıma geldi ve basketbol odasına gelmemi söyledi, sinirli olduğu yüzünden belliydi, yanına gittiğimde etrafımda döndü ve nefesini boynuma üfledi, karşımda durduğunda neden beni çağırdığını sordum, bana dün bara gittiğini ve onun fotoğraflarını çekip babasına göstermekle suçlayıp yüzüme yumruk attı. " dedi ve gözyaşı yanağından aktı

" B-boğazımı sıktı, odadan çıktığında gözyaşlarım sel olmuştu adeta, vücudum onun gücünü kaldıramayacak kadar zayıf hyung, zar zor ordan çıkıp tuvalete girdim, bir süre sonra Renjun ve Jisung tuvalete girdi, tuvaletten çıkıp eve gitme kararı aldım, eşyalarımı almak için sınıfa girdiğimde bana güldüyordu, eşyalarımı alıp çıkacakken Mark hyung'a çarptım ondan özür diledim ama o sıkıntı olmadığını söyledi ve sonrasını biliyorsun, yanağıma buz koydun ve boynumdaki morluklara krem sürdün. " 4-5 gözyaşının eşliğinde anlatmıştı hepsini

Arkadaşı ona sıkıca sarıldı ve sırtını sıvazladı

" Merak etme, her şey geçecek Lele. " dedi ve Lucas'ın gözleri doldu

" Hyung gözlerin dolmuş, haha! " diye gülünce gözyaşlarının eşliğinde Lucas da ona güldü

" Sen kendine bak be sulugöz! Hahahaha! "

Günleri böyle geçmişti, Lucas Chenle de uykuya dalmıştı oyun oynarken, Chenle de bu durumdan rahatsız olmadı ve arkadaşının üstüne ince bir şey örtüp o da uyudu

××××××××

Chenle'nin telefon alarmı çaldı ve kalktı, yüzündeki yara bantlarına baktığında pembe renkli sevimli karakterler olduğunu gördüğünde Lucas'ın bilerek yapıştırdığını düşündü ve gülümsedi ( Çok uwusunuz Lele🍦)

yes or yes - jenleWhere stories live. Discover now