Nefret onlara karşı hissettiğim tek şey buydu. Küçüklüğümden itibaren bana öğretilen buydu Shiratorizawa tehlikeli onlara yaklaşma bile Tooru, annem hep böyle derdi. Şuan kendime,kendi geçmişime ihanet eder gibi hissediyorum. Sevdiğim aptal bir çocuk nelere yol açmıştı böyle bu kadar mı çaresizdim bu kadar mı güçsüzdüm diye düşümdüm. Evet güçsüzdüm ona bakılırsa ben bir ezilecek piyondan farksızdım. Ushijima Wakatoshi, bu adı her duyduğumda içim ürperirdi her istediğini alan adam diye bilinirdi alamadığı tek şey vardı artık onuda aldı.
Yataktan kalkıp doğruldum her yerim ağrıyordu normalde her gün sabah işim ne kadar iç açılası olmasada günün ilk saatleriyle Hajime'nin yüzünü görmek beni mutlu ederdi. İçimde bir umut kafamı yanıma döndürdüm bir umut onun huzurla uyuyan yüzünü görebilmek için ama yoktu. Onun aksine her gördüğümde ciğerlerimin içine kadar dolan nefretin kaynağı vardı Ushijima Wakatoshi.
Biraz daha yatakta oturduktan sonra kalkmaya karar verdim belki benden bedenimi almış olabilir ama sevgimi asla alamaz diye düşünmeye başladım belkide almıştır bile. İçeriye birden gelen kişiyle irkildim bu Tendou'ydu Shiratorizawa'nın Canavarı aklıma işlediği cinayetler gelince bile tüylerim ürperiyordu. Bana bakmadan önce Ushijima'ya bir bakış attı onun kalktığını ve yatakta oturduğunu bile farketmemiştim.
'Misafirimiz var Ushijima.' dedi Tendou.
Ushijima başıyla işaret edince içeriye siyah saçlı mavi gözlü zayıf narin bir adam odaya girdi. Onu tanıtordum ama burada ne işi olabilir ki diye düşündüm buraya geldiğine göre Tokyo'da işler karışmış demektir yoksa Miyagi'ye neden gelsin.
'Akaashi Keiji.'diye kendini tanıttı zarif adam yüzünde bir hüzün vardı sanki sevdiği birini kaybetmiş gibi aynı benim gibi.
Hikayeyi anlamayanlar için açıklama neden farklı farklı karakterleri anlatıyo bu gerizekalı kız diye konu şu hepsi sonradan birbirine bağlanacak merak etmeyin.😁😁
