Bölüm 1

5 0 0
                                    

DESSAS

BİLGELERİN SAVAŞI

BÖLÜM-1

-Milattan Önce 201-

-Duvarların İçerisi; Çin-

Zaman iyice yavaşlamıştı... Mutsuzluk her yeri kaplamış, umutsuzluk ortalığı salgın bir hastalık gibi sarmıştı. Daha kötü bir zaman yaşamamıştı bu halk. Herkesin yüzü yerde, hayaller yerini karabasanlara bırakmıştı. Çoğu kişi artık kâbusları görmek için uyumaya gerek duymuyordu. Göz kapaklarını kısa süreliğine bile kapamak yeterli oluyordu... Saldırıyorlardı her yerden, her köşeden, her dağdan, her dereden, her vadiden, her ovadan, her bataklıktan... Neydi bunlar, insan olamazlardı... Gerçi onlar da kendilerini insan olarak görmüyorlardı. Bir koyun sürüsüne acımasızca saldıran kurt sürüsü gibiydiler. Evet, bu cümle tam da onları anlatıyordu. Bizim canavar diye adlandırdıklarımız, kendilerine kurt sürüsü diyorlardı. Her saldırılarından önce kurt gibi uluyorlardı. Belki bir haberleşme ağıydı kendilerince belki de karşı tarafa yani bize korku salmak amacıyla çıkarttıkları sesti bu... Her karşılaşmada bizzat şahit olduğum bu ulumalar karşı taraftaki vahşi, acımasız ordunun önce sağ kanadından sonra sol kanadından geliyor ve en son ortada bulunan ordudan gelen bu sesten sonra savaş davulları çalıyor ve düzensiz bir şekilde üzerimize geliyorlardı. Nasıl oluyor da bu düzensizlik bir düzen haline geliyor ve onlarca kişi binlerce askerimizin canını almayı başarıyordu? Yüksek dağlarda bulunan buz kütlelerinin bir yemek kazanındaki sıcak suya atılması gibi hızla eriyorduk. Geri çekilmelerimiz olmasa bizleri tamamen eritecek gibi savaşıyorlardı. Bir taktikleri olduğu kesindi ama neydi bu? Bazı eski askerleri savaş meydanlarına çıkartıyor uzaktan savaşı izleterek onların bu taktiklerini çözmeye çabalıyorduk ama hala bu bulmacayı çözememiştik. Eski generaller kâğıt üzerinde çizimler yaparak bu taktiği çözmek için yıllardır uğraşıyorlardı. Bilgeler tüm bildiklerini bu konu üzerinde kullanmaya çalışsalar da ne gariptir her savaş farklı bir taktik ama bu farklı her taktik kendi içerisinde farklı bir sistemi oluşturarak bize büyük bir yenilgi onlara ise büyük zafer kazandırarak devam ediyordu.

Yaptığımız tüm savaşlarda topraklarını genişletiyor, bizleri daha ağır vergilere bağlayarak büyük imparatorluğumuzun küçülmesine sebep oluyordu. İmparatorlar bu kötüye giden durum için canları pahasına bir çıkar yol bulmaya çalışıyor fakat her defasında yaşanılan hezimet canları pahasına didinen imparatorların canına mal oluyordu. Bu hazin son yenen ordu tarafından olmuyordu, imparatorun ayağının kaymasını bekleyen ikinci büyük aile tarafından bu yenilgilerin sebebi olarak görülüyor ve gücünü kaybeden imparator ailelerinin birçoğu katliama uğruyor uzak akrabaları ise kuzey sınırlarında bulunan tehlike altındaki şehirlere sürülüyordu. Bunu fırsat bilen kurt sürüleri bazen bu ailelerden haberdar oluyor, kimini saflarına geçiriyor, kimini ise bulundukları konumlarında siyasi amaç için kullanıyorlardı.

Ardı ardına gelen yenilgilerin sonucu sadece umutsuzluk ve hükümdarların değişimi olmuyordu. Düşmanımız olan bu kurt sürülerine verdiğimiz ağır vergiler, hükümdarların ve zengin ailelerin huzuru bozulmasın diye alınan ilave vergiler halkı açlıktan sefalete savurup duruyordu. Ülkenin fakir bölgelerinde halk açlıktan dışarıda başıboş gezen köpekleri yemeye başlamıştı. Zengin olmayan halkın zaten et yiyemediğini, pirinçten yapılan ekmek ve lapa yediğini biliyorduk ama sokaklarda gezen köpeklerin yendiğini duymak tüyler ürpertiyordu. Fakat bu gidişin duracağı da pek gözükmüyordu. Kuzeyden başlayan bir dalga ülkemizin içlerine doğru geliyor ve durdurulamıyordu bir türlü. Nehirlerin suladığı geniş verimli araziler kurt sürülerinin eline sanki kum saatindeki ince kumlar gibi akıp gidiyordu. Zamanı nasıl durduramıyorsak bunları yani vahşi kurt sürülerini de durduramıyorduk. Bir yolu olmalıydı ama ne?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 26, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DESSAS BİLGELERİN SAVAŞIWhere stories live. Discover now