Hale bana bakarak "Ömür yusufa aşık sende kaldıramadın demi"

"Aşık maşık değil sadece öyle düşünüyor"

"Nerden biliyorsun? Akif sen böyle biri değilsin kendine biraz çeki düzen ver!"

"Onu ben seviyorum anladın mı! Bi piçin gelip araya girmesine izin vermem"

"Akif o kızı tanıyorum sana hep mesafeliydi. O daha çok seninle abi kardeş gibiydi"

"Sus hale!"

"Abisinden görmediği şefkati senden görüyordu"

"Hale sus dedim sus"

"İyi ben işe gidiyorum sende her gün dayak ye ye gel gerizekalı"

"Benim arabayla git diyerek anahtarı fırlattım"

Hava da tutup "sabah bu konuyu tekrar konuşacağız. Size iyi geceler"

Diyerek çıktı. Hamza bana dönerek "ben yatıyorum babuş. Kapıyı da kilitliyorum götü kollamam lazım"

"Tamam. Bira var mı?"

Hamza çoktan odaya gitmişti. Ayaga kalkıp dolaptan bira aldım.

Seni seviyorum ömür. Ne zaman anlayacaksın

Birayı açıp kafama diktim.

Ömürden

Sesin olduğu tarafa doğru gidip gitmemekte kararsızdım. Bir daha seslenince gittim.

Kollarım dan çekip ağaca yasladı

"Benim ben,salak yusuf"

"Öyle deme" bir saat olmamıştı ama nasıl özlemişim

"Tamam sen bir tabir bul o zaman. Gerizekalı nasıl?"

"Bunları demek için mi geldin?"

"Hayır beni ara dedim ama numara vermedim" diyerek cebinden kartvizit çıkartıp bana uzattı

Aldım "teşekkür ederim, hâlâ beni düşünüyorsun"

"Ağlamışsın neden"

"Çünkü çok sevdiğim birisini üzdüm"

"Gelirken sevgilinle kavga mı ettiniz"

"Saçmalama yusuf senden bahsediyorum"

"Aman senin de dert ettiğin şeye bak bi yalan söylersin inanır gerizekalı yusuf"

"Bu tavırların beni kahrediyor. Kendine değil bana kız,söv bağır çağır"

"Sana kıyamam. Sen benim zaafımsın ela gözlüm"

"O zaman kendine de kızma"

"Sevgilin yok, aşk yuvanıza gitti sanırım"

"O benim sevgilim falan değil"

"Ne o zaman flörtün falan mı?"

"Hayır, o benim hiç bir şeyim değil"

"Ben de zaten hiç bir şeyim olmayan insanlarla hep öpüşürüm"

"O beni öptü ben onu değil"

"Sen de hiç bir şey demedin. Hoşuna gitti sanırım"

"Şok oldum ilk defa böyle bişey yaptı. Tepki veremedim"

"Aslında devamı gelirdi ama ben geldim. Filmin en heycanlı yerinde giren reklam arası gibi"

"Devamı mevamı olmazdı"

"Eee yani kuytu bir yer değil orası. Devamı arabada falan olabilir di"

"Hayır dedim sana!"

"Haklısın ev falan varken araba da rahatsız olur"

"Tamam sen neye inanmak istiyorsan ona inan. Haklısın kızgınsın kus nefretini. Bir ödülü hak ettin deyip öptü ben istemedim çünkü ona hep abi gibi yaklaştım o başka hissediyorsa sorumlusu ben miyim"

"O zaman neden orda demedin gömseydim dönme dolapın dibine. Tuttum kolundan götürmek istedim gelmedin zorba dedin bana"

Cevap vermedim

"Diyecek yalan bulamayınca susuyorsun"

"Ben sana sadece 1 kez yalan söyledim"

"Yalan söylediğinizi kabul ediyorsunuz ömür hanım bu da bir başarı. Ama bir değil yani belki adın bile ömür değildir"

"Benden nefret ediyorsun değil mi?"

Gülerek "oda nerden çıktı alt tarafı beni kandırıp eczane den hap aldın. Sonra baban yaşındaki bir adamla ilişkin olduğunu duydum. Akrabam dedin artık ne kadar doğru. Birisi neden akrabasını gizlesin ki? Sonra burada hemşireyim dedin ama evin gibi burası hep burdasın. Bugün başka bir adamla bütün gün gezdin. Belki ben sizi görmesem gelsem yanına bütün gün çalıştım derdin. Sonra fark ettim de o iti döverken elinde yüzük vardı. Sana bakıyorum yok adam ya evli ya nişanlı. Ayrıca seninle sarıldığımız da imalı bir ses tonuyla sana seslenen de o itti senin neden gerildiğini şimdi anladım. Böyle işte ömür hanım. Kusura bakmayın aşk başımızı döndürdü anca bunların farkına vardık"

Elimi kaşına getirdim "acıyor mu?"

"Söylediğim hiç bir şeyin cevabı bu değil"

"Sana diyecek hiç bir şeyim yok. Yalan söylüyorum inkar edemem. O adam babam dı ama diyemezdim. Evet akif nişanlı ama ben onu sevmiyorum ki zaten. Hapa da ihtiyacım vardı. Şuan sana olduğu gibi"

Ona bir adım atarak aramızdaki mesafeyi kapattım. Geri adım atacakken kolundan tuttum "uzaklaşma benden sana ihtiyacım var. Sarılabilirmiyiz yusuf?"

Kafasıyla onayladı. Bu sefer ben sarıldım ona. Çok kırmıştım onu.

"Özür dilerim ömür"

Diyerek ayrıldı elini yanağıma getirip dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı.

Vucüdum titremeye başladı. Heyecandan ölebilirdim. Düşüp bayılabilirdim. Bu an hiç bitmesin isterdim.

Yusuf ayrıldı "hani seviyordun beni. Neden karşılık vermedin"

"Seviyorum. Ama ben bilmiyorum daha önce hiç"

Gülümseyerek "hiç mi?"

Cevap vermedim. Yerin dibine girebilirdim "neden öptün beni?"

"İstemedim dedin. O adamın izleri kalmasın istedim dudakların da"

"O zaman bir daha öp" şuan böyle bir şey dediğim için çok utanmıştım

"Karşılık verecekmisin?"

"Bilmiyorum ki"

"Ben senin üst dudağına ne yaparsam. Sen de benim alt dudağıma aynısını yapacaksın"

"Beni öptüğün de düşecek gibi oldum ya düşersem?"

Gülerek "Yerde devam ederiz"

Beni ağaca yaslayıp aramızda ki mesafeyi kapatmıştı. Bu adam hiç utanmıyordu bense yerin dibine girebilirdim.

"Gerçekten istiyormusun ömür. Buna mecbur hissetme"

"İstiyorum yusuf"

"Neden titriyorsun"

"Hava biraz esti. Tövbe tövbe heycanlanıyorum ne yapayım. Öpeceksen öp yoksa ben öperim" elimi ağzıma getirdim. Bunu ben mi demiştim. Yer yarılsa yerin 7 kat dibine girsem.

Elimin üstünü öpüp elleriyle elimi aldı. Aramızda sadece milimler kalmıştı nefesini hissedebiliyordum bu daha çok heyecan yapmama neden olmuştu.

Kıvırcık Saçlı Kız+18Where stories live. Discover now