39.Bölüm "Yüreğimde Bitmeyen Sonlar, Final"

Start from the beginning
                                    

Werosim yatağın köşesine oturunca yavaşça kendimi yukarıya çekip oturdum. Sırtımı dik tutamayacağım için yatağın başlığına yasladım.
"Biliyorum. Sen ister uzaktan ister yakından hep güzeldin Sirina. Hep güzelde kalacaksın," dedi. Ses tonu odaya yayılırken derin bir nefes aldım. Sanki odaya yayılan ses tonunu içime çekebilirmişim gibi. Sanki sesi sayesinde birikmiş özlemim az da olsa dinebilecekmiş gibi.

Gözlerinin içine derin bir iç çekip baktım. Orada, gözlerinde saklamaya çalıştığı derin bir özlem ve pişmanlık vardı. Ne hissettiğini tahmin edebiliyor olmak yüreğimi kavuruyordu. Gözlerim dolarken,
"Çok geç geldin," diye fısıldadım. Öyle geç geldin ki senin öldüğünü düşündüm ve bu eziyetti, diyerek içimden asla devamını getiremeyeceğim cümleyi tamamladım. Biliyordum, düşüncelerimi duyuyordu. Ve yine biliyordum ki benim yüreğim yandıkça onunki daha fazla yanıyordu.

Bana söylemek istediği bir sürü şey varmışta hepsini içine atıyormuş gibi baktı. Söylenecek, konuşulacak çok şey vardı. Sadece şimdi sırası değildi. Kucağındaki bebeğimizi yavaşça bana uzattı. Dermanı olmayan kollarımı öne doğru uzattım. Werosim yavaşça minnacık olan bebeği uzattığım kolumun üstüne koydu. Sardıkları beyaz kundakta sadece yüzü gözüküyordu. Buğday teni bu beyazlığın içindeki en güzel zıtlıktı. Burnumu yavaşça alnına dayayıp derin bir nefes aldım. Kokusu o kadar güzeldi ki içime tarifi imkansız bir huzur yayılıyordu. İçime yayılan huzur dağıldıkça geriye kocaman bir şefkat kalıyordu. Kalan şefkatin etrafını bir sevgi yumağı sarıyordu. Ben bebeğimi her şeyim pahasına koruyacaktım. Onu elimden geldiğince de korumaya çalışmıştım.

"Sana benzeyen çok güzel bir kız, Sirina," diyen Werosim'e döndüm. Gözlerimi kırpınca yanağımı ıslatan yaşa şaşırdım. Bebeğimi o kadar çok seviyordum ki ona bakarken dolan gözlerimin bile farkına varamamıştım. Werosim yavaşça elini yanağıma koyup akan yaşı sildi. Yüzümü avucunun içine bastırdım.
"Çok özledim. Bilincim kapalıyken bile sizi o kadar çok özledim ki bu gerçeklik canımı çok yaktı, Sirina." Gözlerinin içine baka kaldım. Werosim bana hiç bu kadar açık olmuş muydu? Zihnimde yankılanan soruya bir cevap bulamasam da duygularını açık bir şekilde itiraf ediyor olması güzeldi. Canımı yakıyor olsa bile çok güzeldi. Derin bir nefes daha alıp yeniden bebeğime baktım.

Burnu, çenesi, kulakları minicikti. Saçları yoktu. Biraz kaşı vardı. O da hafif kızılımsı olduğu için belli olmuyordu. Kızım, kapalı olan gözlerimi birazcık açıp bana baktı. Dudaklarını emerken bana öyle alttan bakmaya devam etti. Sarı göz renginin etrafını kırmızı renk çevreliyordu. Kırmızı çizgi, sarı rengin içine karışmadan ince ince kollarla damar gibi uzanıyordu. Kızarık olan yanağını parmağım ile okşadım. Öyle masum ve güzeldi ki... bu masumluk karşısında ağlamak istedim. Zaten içimde önüne geçemediğim bir ağlama isteği vardı.
"Onu doyurman gerek," diyen Werosim'e baktım. Burnumu çekip başımı salladım.

Werosim ayağa kalkarken sorar gibi kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Yanıma gelip alnımdan öptü.
"Sen kızımızı emzir ben senin içinde yiyecek bir şeyler getireceğim. Üç gündür uyuyorsun. Rosale senin için şifalı bitkilerden içecek hazırlayıp sana içirmeyi başardı ama yemekte yemen lazım," demesi ile başımı usulca salladım.

SİRİNA (Final Oldu)Where stories live. Discover now