"biraz daha nazik olabilirdin." üzerimi çıkarmaya başladım konuşurken. çıkardıktan sonra bana bayağı bol olacak olmasına rağmen açık gri sweati giydim. aynı şekilde altımı çıkarmaya başlarken siyah bol eşofmanı acele acele bacaklarımın arasına geçiriyordum. Choi soobin'in önünde bunları yapmam sorun değildi, beni çıplak bile görmüştü.

O da ben giyinirken, çantamdan lens kutusunu alıp hemen gelmişti bana kolaylık olmasını sağlamak adına. "getirdiğin için teşekkürler." elinden hemen alıp gözümdeki mavi lensleri çıkardım ve yerine koyup gözlerimi kapattım. "oh be, sonunda."

"hadi, yorganın içine gir." komutun dediğini yerine getirirken o da kapıyı kapatıp yanıma kurulmuştu. yanındaki ışık düğmesine basıp ışıkları kapatmış ve yanıma yatmıştı. her zaman yaptığımız gibi, o başımı göğsüne yaslayıp bana sımsıkı sarılmış, ben de kollarında minicik kalmıştım. bunu ilk onun iki gün bizde kalmasıyla yapmaya başlamıştık.

"iyi geceler Soobin." sesimin uykulu çıkmasına engel olamadığımı fark ettiğimde gözlerimi kapatıp direkt uyumaya başladım. "iyi geceler güzelim."

yazarın ağzından

Choi Soobin artık dayanamıyordu. saat üçtü ve yeonjun uyuyacağım derken nefesini soobinin boynuna üflüyordu. üstelik kocaman dudakları da uzun boylu olanın boynuna değiyor, dudaklarını da arada bir kıpırdatması ile soobin deli olmaya başlıyordu.

"yeonjun." ona seslendiğinde bir cevap alamamıştı. uyuyor mu gerçekten diye kendinden uzaklaştırıp baktı ona. öyle görünüyordu ve uyurken çok tatlıydı. yanındaki telefonunu alıp onun böyle fotoğrafını çekti.

tekrar telefonu yanına bıraktığında incelemeye başladı en yakın arkadaşını. şu an dudakları o kadar dolgu görünüyordu ki. fazla göremese bile yine yansıyordu. hislerini sorguladı. en yakın arkadaşının dudaklarına yapışmak istiyordu. nedendi? yüzünü uyuyan bedene yaklaştırdı, yaklaştırdı. öyle bir yaklaştırdı ki, nefesi uyuyan bedenin nefesine karışıyordu.

ve uyuyan beden, bir anda gözlerini açtı. kenetledi gözlerini karşındaki bedenin gözleriyle. Yeonjun, soobin'in dudaklarının, yüzünün ne kadar güzel olduğunu düşündü. Soobin de şu an yeonjununkiler için farklı bir şey düşünemiyordu.

ilk hamle, yeonjundan oldu.

daha fazla dayanamadı, yapıştı Soobin'in dudaklarına. ikisi de birbirlerine bir şey hissetmiyorlar, fakat bedenlerinin arasındaki çekime engel olamıyorlardı. Yeonjun pasif olmak istediğini belli edercesine soobinin üst dudağını öpmeye başladı. dudaklarının arasına alıyor, yavaş yavaş emiyordu.

soobin büyüleniyor gibi hissediyordu aynı şekilde yeonjunun tapılası dudaklarına karşılık verirken. yeonjun soobinin yanındayken oluşan isteğin bastırılmasından oldukça haz alıyordu. bir süre nefessiz kaldıklarında ikisi de aynı anda ayrıldılar. öpüşlerinden, yeonjun anlamıştı soobin'in de istediğini. uzun süre bakıştılar.

daha fazlasını ver bana.

"daha fazlasını ver bana." yeonjun'un bunu söyledikten sonraki yaramaz kıkırtısı tüm odada yankılanmıştı. Soobin Yeonjun'u yüzüstü yatırmış, üzerine eğilerek boynunu emmeye başlamıştı. Yeonjun ellerini Soobin'in boyununa dolayıp onu kendi boynuna bastırdı. soobin ilk başta yavaş olsa da, daha sonra tüm gücü ile emmeye başlamıştı. yeonjun inlemelerimi tutamıyordu artık. bilmiyordu ki, inlemeleri soobini daha çok tahrik ediyor ve gaza getiriyordu.

soobin yeonjunun boynuna uzun süre kalacak izler bıraktığına emin olduğunda eserini görebilmek için gece lambasını açtı. karşısındaki bedenin boynuna baktığında sırıttı. gurur duydu bir an kendiyle. ne yeonjun, ne de soobin kolay insanlar değildi.

can we just be fuckbuddy? // yeonbinWhere stories live. Discover now