ten, so you wait for me in the sky

Start from the beginning
                                        

"Kardeşin bir Vita, Taehyung."

Annemin söylediğini duyduğumda kaşlarım çatıldı, "Delta da olabilir benim gibi..." dedim, başını iki yana salladı, "Hayır, bir aileden sadece  bir Delta çıkabilir. Taehyung, senden istediklerinin zor olduğunu biliyorum ama düşün, onu orada bırakmak ister misin?" Eğer o kadının kızı Vita olacaksa bu, Minseok'un Delta olacağı anlamına geliyordu, aynı zamanda doğmuş bir Delta ve Vita olması binlerce yılda görülebilecek bir olaydı.

Annemle vedalaşmanın ardından Merkez'e geri döndüğümde toplantı salonuna girdim, küçük kız büyük sandalyenin içinde kaybolmuş görünüyordu. Gözlerini bana dikerek bakarken kaşlarım çatıldı, gözleri saf yakut yeşilinde parıldıyordu. "Merhaba." dedi bana bakarak, kim olduğumu bilip bilmediği konusunda herhangi bir fikrim yoktu. "Merhaba." dedim sadece, Kim Shiyeong benim arkamdan odaya girdiğinde "Karar verdin mi?" diye sordu bana, gözlerim yeniden sandalyede oturmuş küçük kızı buldu.

"Kim Yoonha."

Arka koltukta emniyet kemeri bağlanmış halde otururken adını sordum, bir gün kardeşim olursa onlardan Yoonha adını koymalarını istemiştim ama babamın bunu yapacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Yoonha'nın eğitim için Merkez'e alınmasına daha iki yıl vardı, Vita olduğu kesinse onu bir çocuk kurumuna bırakamazdım. Üstelik benim gibi bu hikayedeki en suçsuz insan oydu.

Kasaba yolunda ilerlerken telefonum çaldı, hopörlere aldığımda Jimin'in sesini duydum. "İşlerini hallettin mi?" diye sordu, onu gecenin ikisinde arayarak ertesi gün yapılacak konseye katılamayacağımı söylediğimde benim için oldukça endişelenmişti. "Evet, hallettim. Geldiğimde konuşuruz." dedim, Seokjin'in geldiğini söyleyerek kasabaya döndüğümde eve gidip dinlenmemi söyledi. "Jiminah, bana Bay Kim'den bir çocuk yatağı alarak konuk evine bırakır mısın?" diye sorduğumda ilk şaşırsa da itiraz etmeden kabul etti.

Konuk evinin önüne park ettiğimde arkada koltuktaki Yoonha hala uyanmamıştı, yolun yarısında uyuyakaldığında tek başıma yolculuk yapmak zorunda kalmıştım, üstelik yorgunluktan bayılacak haldeydim.

Konuk evine girdiğimde ortalarda kimse görünmüyordu, Jimin mutfak ve restorant olarak kullanılan kısımdan çıktığında kaşlarını çatarak kollarımda uyuyan Yoonha'ya baktı. "Odanın kapısını açsana." diye fısıldadım, benim yatağımın hemen yanına bırakılmış büyük beşiğe kaşlarımı çatarak baktım. "Normal beşik mi alsam yoksa yoksa yatak mı bilemedim, bu ikisi içinde kullanılıyormuş." dedi, Yoonha'yı kendi yatağıma bırakırken Jimin beşiğin bir tarafının korkuluklarını indirdi.

Yatağı odanın bir köşesine çekmenin ardından Yoongi'nin aldığı mor, üzerinde yıldızların olduğu nevresim takımını yatağa sererken onlara olanları anlattım. İkisinin birbirinin yanında bu kadar rahat olmaları imrenmeme sebep oldu. "Senin işlerin olduğunda onunla ben ilgilenirim." dedi, ona gülümseyerek teşekkür ettim, Jimin arabamın bagajından Yoonha'nın iki çantasını getirdi.

Kendimi oldukça yorgun bir şekilde yatağın kenarına bıraktım, başımda şiddetli bir ağrı vardı uykusuzluktan ama sanki şimdi Jeongguk'u görsem, her şey geçecek gibiydi. "Eğer Minseok'u da alırsan..." Jimin konuşurken Yoonha'ya bakıyordu, "İki çocuk babası olacağım evlenmeden." dedim, bu onu güldürdü. "O zaman Minseok, Delta..." Başımı salladım, daha dönüşmesine en az on sene vardı ve bunu düşünecek halde hissetmiyordum.

İkisi beni uyuyan çocukla yalnız bıraktıklarında üzerimi değiştirdim, Yoonha'nın üzerine bir battaniye örtmenin ardından yanına kıvrıldım ve kokusu ile uykuya daldım.

🌟

beklenmedik şeyler yapmak ve ben,
selam, nasılsınız?
bu da minik yoonha'mız;

touch it' taekookWhere stories live. Discover now