ESİN'İN GÜNLÜĞÜ -16- "Şişe Çevirmece Yalanı"

803 8 6
                                    

Burcu'nun gözleri şaşkınlıktan fal taşı gibi açılmıştı. Bir bana bir Ozan'a bakıyordu. Berk ise şaşırmışa benzemiyordu, Ozan ona söylemiş olmalıydı. Ama benim daha Burcu'ya bunu söyleyecek zamanım olmamıştı. Şu an Burcu'nun vereceği tepkiden gerçekten korkuyordum. Yine ortalığı ayağa kaldıracaktı, kesin.

"Evet, sevgilim dedim. Yoksa sen bilmiyor muydun?" 

Eyvah, işte şimdi yandık! 

"Biliyordum, tabii ki."

Ne?! Burcu "biliyordum" mu demişti az önce? Kulaklarıma inanamıyordum. Burcu'ya anlamsızca bakarken, Burcu beni kolumdan tuttu Ozan'a "Bir dakika sevgilini alsam, kızmazsın sanırım" diyerek odama sürükledi ve kapıyı kapattı.

"Sen bana böyle bir şeyi nasıl söylemezsin ya?! Ben senin en yakın arkadaşın değil miyim, Esin?"

Burcu gerçekten hayal kırıklığına uğramıştı. Ben ise ona açıklama yapmak yerine neden içeride o tepkiyi verdiğini merak ediyordum.

"İçeride neden Ozan'a biliyorum dedin?"

"Bir günümüz daha rezil olmasın diye, Esin. Sana gerçekten çok kırgınım ama bugün sana hiçbir şey olmamış gibi davranacağım çünkü hiçbir olay olmadan Berk'le vakit geçirmek istiyorum, anlıyor musun beni?"

"Tamam, tamam canım arkadaşım benim."

"Bana arkadaşım falan deme, demek ki değilmişim. Sevgilin olduğunu senden değil, sevgilinden duyuyorum ya."

"Burcu lütfen inan bana söyleyecektim. Bu akşam sana anlatacaktım."

"Ne zaman oldu bu? Ne zamandır saklıyorsun benden, -en yakın arkadaşından-?"

"Ya Burcu, 1 gün oldu sadece, bir gün!"

"Peki, bir şey soracağım."

Artık Burcu'nun beni soru yağmuruna tutmasından sıkılmıştım. Ama bir şey diyemiyordum çünkü haklıydı. İsteksiz bir şekilde "Sor" dedim. Umarım bu son sorusu olurdu.

"Emir biliyor mu sevgili olduğunuzu? Ya da Ozan biliyor mu Emir'in yani patronunun eski sevgilisi olduğunu?"

Şu iki sorunun karmaşasına bakar mısınız? Bu iki soru benim hayatımı darma dağın etmeye devam ediyordu ve edecekti. İkisinin de cevabı "hayır"' dı.

Burcu meraklı bir şekilde yüzüme bakmaya devam ediyordu ben ise yere bakıp susmaya. O sırada kapının arkasından Ozan'ın sesi duyuldu "Kızlar, iyi misiniz?"

"Evet evet geliyoruz şimdi" dedim. Hemen kapıyı açıp Burcu'nun sorgusundan kurtulacaktım ki Burcu tekrar kolumdan tuttu "Şimdilik kurtuldun ama bana hesap vereceksin" dedi.

Burcu'yla salona geçebildik sonunda. Ozan ve Berk bizi beklemekten sıkılmış olmalıydılar ki ikisi de telefonlarıyla ilgileniyordu.

"Biz geldik." dedim ikisi de dalmışlardı.

"Nerede kaldınız, artık Ozan'a gidelim diyecektim." 

"Esin beni oyaladı ya." diyerek Berk'in yanına oturdu, Burcu.

İnanamıyorum yani şimdi de ben onu oyalamış oldum. Ozan da Burcu'nun bu söylediğine şaşırmıştı. O da farkındaydı benim değil de Burcu'nun beni oyaladığının. Ben de Ozan'ın yanına oturdum. Ozan kolunu omzuma attı. Ben ise Burcu'nun rahatsız edici bakışları yüzünden Ozan'ın kolunu yavaşça çektim. Umarım Ozan'ı kırmamışımdır. Çünkü onu kırmak şu anda isteyeceğim en son şey. 

Bir Aşkın GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin