1

119 12 93
                                    

seksen küsür karakter– hatta belki de daha fazlası, kaçıyorlardı. kendilerini yapan kişiden kaçıyorlardı.

eski püskü, neredeyse çökmüş olan binanın önüne geldiklerinde nefes nefese kalmışlardı. birkaç kişi arkaya ve yanlara dağılmış şekilde kendilerinden başka birinin gelip gelmediğine bakıyorlardı. en öndeki kişi, üstünde yıkılma tehlikesinin olduğuyla beraber girilmesinin yasak olduğu yazan tabelayı görmezden gelerek kapıyı açtı.

başta kendisi, ardından diğerleri binaya girerken bazıları hâlâ arkalarından onun gelip gelmediğine bakıyorlardı. sonuçta, o her ne kadar kendilerinin yaratıcısı da olsa... karakterlerin kimden bahsettiklerini anlayınca onlara hak vereceksiniz, emin olun– ya da olmayın; belki de hak vermezsiniz, kim bilir?

binanın içine girdiklerinde bazıları küf kokusundan burunlarını kapatmış, bazıları yerdeki fare ve böcek ölülerine tiksinerek, bazıları ise merakla bakıyordu.

son karakter de en arkadan içeri girmiş, ardından kapıyı çarparak kapatmıştı. diğerleri ise dönerek sinirli, heyecanlı, aç ve daha birçok duyguyu barından gözlerle ona bakmaya başlamışlardı.

en sonunda merdivenden gelen gıcırtılarla bakışların yönü değişmişti, bu sefer odak noktası yıkık dökük merdivenlerden aşağı inen bir kızdı.

kız, karşısında duran onlarca karaktere baktı. içinden bu kadar karakterin neden burada olduğunu sorgularken, aynı anda bu kadar karakteri kim bilir kaç kişinin ne kadar süre düşünerek yaptığını da merak ediyordu.

bakmaya devam ederken tanıdık betimlemeye sahip görünüşteki karakterler gözüne takıldı. hafifçe kaşlarını çatarak gözlerini karakterlerin üzerinde gezdirmeye devam etti.

ve bir anda, gözleri şokla açıldı. anlamıştı, tüm bu karakteri kimin yaptığını anlamıştı.

yüzüne hafif, biraz da alaycılık barından bir gülümseme kondurarak konuştu.

"hepiniz mavi elma'nın* karakterlerisiniz, değil mi?"

kalabalıktan onaylama ve homurdanma sesleri gelirken, bulundukları binanın sahibi olan kız bir daha seslendi.

"pekala, o zaman... hepiniz karakter esirgeme kurumuna hoş geldiniz! şimdi, lütfen beni takip edin." merdivenlerden geri yukarı çıkmaya başlayan kıza baktı karakterler.

aralarından biri kızın arkasından seslendi.

"neden sana güvenip yanına gelelim? belki bizi ona vereceksin? ve o bize işkence yaparken öleceğiz! bunun sorumlusuysa sana güvendiğimiz için biz olacağız! tanrım, hayır, ben gelmiyorum, hayır hayır hayır hayır–"

"rigel, saçmalıyorsun. burası karakter esirgeme kurumu, ondan korunabileceğimiz tek yer burası." ısaac rigel'in koluna bakarken gözlerindeki ışıltıyla konuştu.

"tanrım, hayır!" rigel, axel'ın kolunu tutarken gözleri açılmış şekilde ısaac'a bakıyordu. "axel, kaçmalıyız! bizi yiyecek! bu da onun planlarından biri olmalı, hepimizin ölümünü çoktan planlamış bile!"

"rigel, sorun yok. eminim ki," kafasını kaldırıp merdivenin başındaki kızı işaret etti. "o, mavi elma'yı tanımıyordur bile."

kız kaşlarını kaldırıp bakarken, kendini gülmemeye zorladı. mavi elma'nın axel'ın aptal olduğunu söylediği zamana bir kere daha hak verdi içinden.

"aslında bakarsan hayır, onu tanıyorum." herkes ona dönerken rigel'in gözleri açık şekilde mırıldanarak akla gelmeyecek senaryolar kurmasını duymazdan gelerek devam etti. "hatta kendisi yakın bir arkadaşımdır. her ne kadar şu ana kadarki tüm evlilik tekliflerimi bıkmadan reddetmiş de olsa, kendisini çok severim."

"demiştim! hepimizi öldürecek! öleceğiz, bağırsaklarımızı çıkarıp onları ip olarak kullanacak ve bizi onunla tavana asacak! kendi bağırsaklarımızla asılacağız!" rigel, gözleri açık bir şekilde bunları söylerken hâlâ merdivenin başında duran kız bir daha konuştu.

"ama merak etmeyin, sizi ona vermeyeceğim. çünkü biliyorsunuz ki eğer verirsem," rigel'e bakarak devam etti. "büyük ihtimalle dediklerin gerçek olabilirdi. ama burayı açma sebebim sizi, yavrularım, ondan korumak."

"yaşlı teyze gibi konuştun." kalabalıktan biri seslendi.

"oh, ne komik–"

"ciddiydim." kız birkaç saniye boyunca çocuğa baktı, ve ardından devam etti.

"pekala, her neyse. hadi, beni takip edin."

karakterler önlerindeki kızı takip ederek merdivenlerden çıktılar. merdivenlerin o kadar kişiyi taşırken hâlâ nasıl yıkılmadığını merak ediyorsanız; sorgulamayın, çökmemesi iyi bir şey, bırakalım böyle kalsın.

kız sağdaki koridora dönünce diğerleri de peşinden gitti. uzun koridorun neredeyse sonuna kadar yürüdükten sonra önlerindeki kız durdu ve yanlarındaki duvara döndü. duvardaki uzun zaman önce söndüğü açıkça belli olan meşaleyi aşağı doğru çekerek hafif geri çekildi.

yana doğru açılan duvarın ardından gelen gün ışığı, karakterlerin gözlerini kısmalarına sebep oldu. açılan kapının ardına bakan karakterleri, yemyeşil– olmayan, mevsimden dolayı solmuş ağaçlar ile bahçeye inen, az önce çıktıklarına göre kesinlikle daha sağlam duran bir merdiven karşılamıştı.

kız, karakterlere döndü ve bir yeri tanıtıyormuş gibi ellerini havaya kaldırarak, aynı anda da yavaşça geri geri yürürken heyecanlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"o zaman, hepiniz karakter esirgeme kurumu'na hoş geldini–" geri geri yürürken ayağının merdivenin olduğu yerdeki boşluğa gelmesiyle bağırarak kafa üstü merdivenlerden yuvarlandı.

*: kitapta Mavi_Elma19 'dan "mavi elma" olarak bahsedeceğim.

öncelikle, kitaptaki tüm karakterler Mavi_Elma19 'a aittir.

şimdi, bu kitap ne?

yani ciddi bir kurgu falan değil. sadece, YAVRULARIM EZİYET GÖRÜYORLAR YAZIK DEĞİL Mİ ONLARA TEK SUÇLARI K****'NIN KARAKTERİ OLARAK DOĞMALARIYDI dedim ve karakterleri korumak amacıyla bu kitabı yayımlıyorum. umarım koruyabilirim onları... :"

neyse gideyim bari,
görüşmek üzere!

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 25, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

karakter esirgeme kurumu • oc'sWhere stories live. Discover now