Kızıl Belam "İlk Karşılaşma"

28.4K 921 120
                                    

OYUN BOZAN hikayesinde geçen Yılmaz ve Beste'nin hikayesidir. Oyun Bozan biter bitmez başlayacaktır. Yılmaz ve Beste'nin hikayesini merak ediyorsanız beklemede kalın.

----

Sonunda bitmişti. Yaklaşık beş yıldır gecesini gündüzüne kattığı ve girmek için uğraştığı Colombia Üniversitesinden mezun oluyordu Yılmaz. Hukuk Fakültesini ilk yılın yarısı tanıştığı ve kısa sürede en iyi dostu haline gelen, arkadaşı Yusuf'la bitirmişler ve az önce diplomalarınıda, her mezuniyet töreninde olduğu gibi önemli şahsiyetlerin elinden alıyorlardı. Yılmaz ve Yusuf gibi Fakültede ilk yüze giren öğrencilerde, diplomalarını New York belediye başkanının elinden almışlar ve sevinç gösterileri arasında keplerinide havaya savurmayı ihmal etmemişlerdi.

İki gün önceki mezuniyet balosunda gece yarısına kadar eğlenmiş ve geriye kalan zamanı ise gözüne kestirdiği ve kendisinden uzun zamandır hoşlandığını bildiği Cindy'le geçirmişti. Ailesi her zaman ki gibi onları gururlandırdığı müddetçe hep yanında olmuşlardı. Kıymetli vakitlerinden ayırıp, bir saatini ona heba etmişlerdi sonuçta. Annesi kadın doğum uzmanı babası ise kalp ve damar cerrahıydı ve kıymetli zamanlarından birini ayırıp nasıl yaptılarsa artık! muhtemelen boş zamanlarından birinde onu dünyaya getirmişlerdi.

Çocukluğu hep bakıcılar, özel dersler ve özel okullar arasında geçmiş, başarı için gecesini gündüzüne katan anne ve babasının tek derdi ise tek çocuklarının kendileri gibi Tıp okuyarak kariyerinde sağlam bir yere gelmesiydi. Yılmaz koleji bitirdikten sonra ailesinin istediği üniversiteyi seçmiş ama bölüm olarak hayatının büyük bir bölümünü çaldığına inandığı Tıp'ı değil, Hukuk'u tercih etmişti. Ve şimdi hem ailesini gururlandırmış hem de hayalini kurduğu bölümü bitirmişti.

Genç adam ailesinin sevgi gösterileri arasında, koldan kola giden arkadaşına gıpta ile baktı. Kendi ailesi ise diploma töreninden sonra ondan önce hocalarıyla görüşmüş ve kendisini de kısaca tebrik ederek onları ne kadar gururlandırdıklarından dem vurup, ayrılarak Yılmaz'ın anne ve babasının gerçek evi diye nitelendirdiği Hastaneye gitmek üzere ayrılmışlardı.

Hayatta çoğu kişinin elde edemeyeceği kadar zengin ve konfor dolu bir yaşamı vardı Yılmaz'ın. Doğduğundan beri istediği herşey anında yerine gelmiş olmasına rağmen, doğum günü partileri aile içinde arkadaşlarıyla sıcak bir kutlama yerine hep şaşalı, paranın su gibi aktığı, eğlence garantili gösteriş meraklısı anne ve babasının güdümünde gerçekleşirdi.

Yılmaz çocukluğunun büyük bir bölümünü, etrafına saran kuru kalabalık içinde kendini hep yalnız hissederdi. Gençlik çağına geldiğinde ise artık yalnızlığa alışmış, çevresindeki onu daha da yalnızlaştırmasına sebep olan insanları ise umursamayan, aksine yeri geldiğinde çıkarları için kullanan, egosu yüksek, kendine güveni tam, zeki ve kurnaz bir adam haline gelmişti.

Kimseyi hiç bir şey için zorlamaz ama insanlar onun gücünden ve bilhassa kadınlar karizmasından oldukça etkilenir ve ondan alabildiklerini almaya çalışırlardı. Yılmaz ise onlara istediklerini verirken kendi de fazlasını geri alırdı. Onun düsturu tıpkı babasının öğrettiği gibi hayatta güçlü olan değil zeki olan kalır felsefesiydi. Güç geçici bir durumdu. Bu gün var olan maddi, manevi gücünüz, yarın her hangi bir sebepten bile elinizden alınabilirdi. Ama zeka sizinle doğan ve ölünceye kadar sizinle toprak altına giren bir unsurdu. İşte bu yüzden Yılmaz 1.87 boyuna ve kaslı, güçlü bir vücuda sahip olmasına rağmen, bedensel gücünden çok zekasına güvenirdi. Tabi beden gücünü kullandığı yerlerde yok değildi.

Yusuf'la tanışıklığı da böyle başlamıştı işte. Üniversitenin kampüsünde bir çok defa karşılaşmış olmalarına rağmen görmezden geldiği kişinin bir kaç çete üyesi serseriye tek başına karşı koymasına kayıtsız kalamamış ve deyim yerindeyse olaya balıklama dalmıştı.

KIZIL BELAM Where stories live. Discover now