45. Kadere Kanat Çırpmak -part 1-

En başından başla
                                    

"Uçurum olsa bile, senin kanatların var pembeli. Kendine güven gurkk!" boğazı şişip inerken teni cıva gibi parladı. "Hadi oku şu mektubu artık Rin yorgun uyumak istiyor."

Gözlerini kırpıştırıp tekrar mektuba kaydırdı bakışlarını. Avcundaki tembel semenderin küçücük bedeninde kara aslanlardan bile büyük bir yüreği olduğuna her konuşmalarında şahitlik ediyordu Amenia. Aslan Yürekli Rin diye düşündü içinden. Mektuba baktığında damarlarının altında akan kana eşlik eden buz gibi bir sıvı olduğuna yemin edebilirdi. Kanatlarını silkeledi, yutkundu kendine gelmek için birkaç saniye duraksadı. Olumsuz düşünceler bir kenarda duracaktı bugünü düşünceleriyle daha çok mahvetmeyecekti. Güven, ama her şeyden önce kendine güvenmeliydi. Derin bir nefes aldı ve satırları fısıldayarak okumaya başladı.

Güzel Çiçeğim Begonyama;

Sorduğun onca soruya nasıl cevap vereceğimi inan bilemedim. Hangi birinden başlamalıyım inan ki bilemiyorum begonyam. Sesini duymayı, sorularını cevaplamayı, parıldayan gözlerine bakıp birlikte gülümsemeyi o kadar çok özledim ki... Soruların bir yanda dursun, iyi olduğunu duyduğuma ne kadar sevindiğimi yazmadan geçemezdim. Son günlerde yaşadığın bazı şeyleri duyunca o kadar çok korktuk ki, kalbim kanatlanıp Hiddum'a kaçacaktı. Annene bunları söyleyemedim, ne kadar endişeleneceğini tahmin etmişsindir. Lütfen dikkat et. Kanadının tek bir tüyüne zarar gelse dayanamam ben güzel kızım. Sana taa Alabanos'tan nasihat çekmek istemem ama ne yapabiliriz ki, meraklı bir kızı olunca babalar ister istemez merakta bırakılıyormuş. Buna katlanırız, değil mi?

Bana yazdığın mektupta ejderhalardan, çamurçapkınlarından bahsetmişsin. Sana verdiğim kitabı okumadın mı hiç? Seyyar Yosa'nın Güncelerine bak bu mektuptan sonra. Küreden bahsetmişsin ama bu mektuplarla buna cevap vermek pek doğru olmaz. Hem bazı sorular vardır, doğru kişiye doğru zamanda sormadan hemen cevabını alamazsın. Kim bilir belki de Andarun'dan veya Hiddum'dan sorularını sıkılmadan dinleyecek birine rastlarsın. Muhakkak fırsatı kaçırma bu soruları ona sor.

Burada havalar ısınıyor, orasıysa kışa hazırlanıyor olmalı. Sıkı giyin, annenin de dediği gibi yemek seçmek yok tamam mı begonyam. Bir süre Konsey işleri yüzünden çok yoğun çalışacağım bu nedenle erkenden bir mektup yazmak istedim. Biz iyiyiz, endişelenme. Hayallerine ve kendine güven. Unutma güzel kızım her kanatlı kendi kaderini yaşar. Cesur ol. Seyyar Yosa'nın Günceleri'ni oku, seni çok seviyoruz.

Baban Hern

Satırları okuduktan sonra bir süre oturduğu yerde bekledi, kanatlarını dahi kıpırdatmadı. Yazılanlara baktı her bir kelimeye her bir noktaya... Bedeni uyuşmuş gibi hissediyordu, ilk kez bir mektupta okuduğu duygular bu kadar yavan gelmişti. Düşüncelere derinden dalınca bazen bedeni, kanatları uyuşur hareketsizlikten ziyade durgunluk çökerdi üstüne. Böyle tuhaf bir his vardı yine ama zihninde hangi dala konacağını unutmuş yavru bir kuş çaresizce kanat çırpıyordu. Rüzgar esiyor, dallar sallanıyor hislerin timsali bu kuş ne yana sığınacağını bilemiyordu. Dalıp gittiği satırlara boş bakışlarını sabitlemişken birden geceyi ve odayı maviye boyayan bir şimşek çaktı, gümbürtüsünü peşinden sürükledi. Ani ışık ve sesle irkildi önce fal taşı gibi açıldı gözleri. Çünkü şimşeğin ışığı kâğıtta minicik bir saniye tek bir kelimeyi görünür hale getirmişti. Saniyenin kim bilir kaçta biri diliminde ona göz kırpan üç harflik kısa bir kelime Amenia'yı korkuyla yerinden sıçratmaya yetmiş ve hatta fazlasını yaşatmıştı içinde. Zihnindeki çırpınan kuş artık nereye sığınacağını biliyordu. Ne bir dala, ne mavi beyaz bulutlara ne de ormana, kanatlarına sığınacaktı. Parşömende yazan şeyi titreyen dudaklarıyla seslendirdi, minicik bir sinek kuşunun kanat sesi gibi üç kısa harf bütün bedenini ele geçirdi.

HİDDARUN *Düzenlenecek*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin