"Önemli olan büyük şeyler yapman değil düşünmen."

Zeytini alıp çiğnerken gözleri tamamen bendeydi, ona 'ne oldu' dercesine başımı salladığım da burnumu sıkıştırıp güldü.

" Hadi çabuk ye."

Ne acelem varsa sanki yinede hızlı bir kahvaltı olmuştu. Çayımdan son kez içip tepsiyi bıraktım. Duvar saatine baktığımda on bire geliyordu.

"Benim gitmem gerek."

Diyerek ayaklandım,ayağa kalktığımda tepsiyi Martin yere koymuştu.

"Dur bir şey daha var."

Karşıda ki duvara gidip örtüyü ucundan tutup bana baktı ve dudaklarını dişleyip örtüyü yere çekti. Gördüğüm resim ile şok geçirirken elim dudaklarımı buldu. Çok şaşkındım.

"Sen ciddi misin?"

"Yaptık işte bir şeyler."

Gözlerim dolu dolu olduğunda onu arkasında ki duvara yaslayıp dudaklarımızı buluşturdum. Elleri anında belimi bulurken gözümden bir yaş gelmişti. Geri çekilip şaşkınca bana bakarken yaşı sildim.

"Bu...bu harika olmuş."

"Bir an beğenmedin sandım."

"Beğenmemek elde mi?"

Büyük tabloya tekrar döndüğümde çok mutlu olmuştum. Üniversite son sınıfta çekildiğim bir pozdu. Bunu en ince ayrıntısına kadar yapmış olması beni çok duygulandırmıştı.

"Demek geçen bu yüzden..."

"Evet, evet mor renkler." diyerek güldüğünde gözlerim resimdeydi.

"Üniversite son da öğrenciler arasında bir festival yapalım dedik ve bölümümüzle alakalı kendimizi değişik kılıklara soktuk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Üniversite son da öğrenciler arasında bir festival yapalım dedik ve bölümümüzle alakalı kendimizi değişik kılıklara soktuk. Bir gazla boyattığım saçla şeker kız olmuştum." dişlerimi göstererek güldüğümde belime sarıldı.

"Her halinle güzel olman diğerlerine haksızlık."

"Hangi diğerleri?"

Dudaklarını büzüp omuzunu silktiğinde beline sarılmıştım. Derin bir nefes çekip boynunu öptüm.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

Aynı anda söylediklerimiz ile dudaklarımız buluştu. Ben geri geri giderken birlikte yatağa düşmüştük.Elleri belimi okşarken derin bir nefes aldım. Telefon sesi ile ondan ayrıldığımda Martin duymamış bir şekilde boynumdan öpüyordu.

"Martin."

"Hm." derken hala boynumla uğraşıyordu.

"Telefonum çalıyor."

GÖKKUŞAĞIWhere stories live. Discover now