Leyla...

Eposide 1

5 yıl önce Fransadaki eğitimine tamamlayıp Türkiye'ye döndüğünden beri Aslan'ın tek bir hayali vardı, oda kendi restoranını açmak . Ülkeye geldikten sonra her adımını bu hayali gerçekleştirmek için atmıştı . Fransa da tanıştığı şeyler,  öğrendiği tarifler,  gittiği kurslar ve aldığı eğitim tamamen bu hayal içinde şimdi İstanbul da bu hayali gerçekleştirmişti . Etiler' in işlek bir caddesinde açılmıştı restoranı bugün itibari ile. Şimdi son kez restoranın önünde durmuş son halini izlerken gururlu bir gülümseme vardı yüzünde.
Yanına yaklaşan adım seslerini duyunca başını o tarafa çevirdi aslan gelen restoranının şef garsonu olan Gürkan'dı.
Hazırlıklar bitti bir saat sonra açılışa hazırız şef sözlerini duyunca yüzündeki gülümseme büyüdü Aslan'ın. Çok güzel diye mırıldandı . Artık her şey hazırdı açılış için son bir saat kalmıştı ve Aslan en ufak bir pürüze bile tahammül edemezdi. 
Hadi Gürkan içeri girelim o zaman diyerek arkadaşının omzuna dokundu ve birlikte içeri geçtiler .
-------------------2 saat sonra-------------------
Açılış son hızıyla devam ediyordu restorana olan rağbet oldukça fazlaydı ve Aslan bu durumdan oldukça memnundu .
Bütün masalar doluydu ve mutfak çalışanları son sürat siparişleri yetiştirmeye çalışıyorlardı .
Aslan tabaklara son dokunuşları yapıp servis için onay verirken yanına gelen Gürkan'ı ve elinde az önce kendisinin yaptığı orta pişmiş biftek tabağını gördü .
Kaşları çatılırken sabırsız bir şekilde Gürkanın yanına gelmesini bekledi .
Şef bu tabak 9 numaralı masanın siparişiydi ama hanımefendi etini orta pişmiş istemesine rağmen gelen etin az pişmiş olduğunu söyledi ve tabağı geri gönderdi.
Aslan Gürkanın söylediklerini duyunca elinden tabağı aldı kesik olan bifteğe bir kez baktı ve elinde tabakla hızla içeri ilerledi .
Aslanın peşinden koşar adımlarla giden Gürkan ilk akşamdan bir sorun çıkmaması için içten içe dua ediyordu.
9 numaralı masaya gelince durarak masadaki kadını süzdü Aslan .
Kahverengi uzun saçları,  kahverengi gözleri ve beyaz teniyle oldukça hoş bir kadın oturduğunu görünce boğazını temizleyerek oturan kadının dikkatini çekmeyi bekledi bir kaç saniye sonra kadının başını çevirip kendisine baktığını görünce konuşmaya başladı.
İyi akşamlar hanımefendi etinizi orta pişmiş istemiştiniz ve bende isteğiniz üzerine pişirdim dedi .
Ama bu et az pişmiş beyefendi ben daha fazla pişmesini istiyorum sözcüklerini duyunca derin bir nefes aldı Aslan.
Siz benden etinizi orta pişirmemi istediniz bende yaptım etinizi yakmamı istediğinizi söylemediniz ve bu etin ideal pişme derecesi budur eti tekrar pişirmeyeceğim lütfen tekrar deneyip daha büyük bir lokmanın tadına bakar mısınız ?
Karşısındaki adamın kendinden emin ve inatçı halleri Leylanın sinirlerini bozmuştu  . O etini pişmiş istiyordu canım gelen etin pişme derecesi de ona az gelmişti ne var yani bunda ? Adam ısrar etmek yerine neden biraz daha pişirip tekrar servis etmiyordu ki . Önüne konan tabak ile düşüncelerine son verip derin bir nefes aldı.  Peki madem adam bu kadar ısrarcıydı tekrar bakacaktı etin tadına ama pişme derecesi konusundaki fikri aynıysa o zaman bu adamın dilinden çekeceği vardı .
Eline bıçak ve çatalını alarak etinden bir parça daha kesti ve ağzına attı . Az önce etin kenarını kestiği için sanırım pişme derecesi ona az gelmişti ama şuan ağzındaki et gerçekten de orta pişmişti.  Fevri davranıp hemen tabağı gönderdiği için kendi kendine kızarken yanaklarının kızarmasını engelleyememişti.
O sırada gözlerini kirpmadan kadının tepkilerini izleyen Aslan kadının eti çiğnerken yüzünün aldığı ifadeden ve yanaklarının kızarmasından gerekli cevabı almıştı.
Ukala bir şekilde gülümsedi ve size söylemiştim dedi keyifle .
Adamın sesini duyan Leyla sinirle başını adama çevirdi.
Evet söylemiştiniz ve bende ısrarcı tavrınız yüzünden tekrar denemek zorunda kaldım ama bu et az pişmiş diyerek tamamladı sözlerini.
Adam o koca ağzını açıp ukala ukala konuşmasa Leyla özür dilemeyi düşünüyordu ama bu tavır karşısında içinde yükselen inatçı tavır onun bambaşka konuşmasına sebep olmuştu.
Kadının sözlerini duyan Aslanın sinirden çenesindeki kas seğirmişti. Hayatta en nefret ettiği şey kendisinin karşısında yanlış olduğunu bildiği bir düşünceyi savunan insanlarla muhattap olmaktan  restoranının ilk gününde başına gelenlere inanamıyordu doğrusu.
Hanımefendi ette herhangi bir sorun yok,  önünüzde bulunan biftek orta pişmiş.  Ama sizin tad alma duyunuzda belki bu akşam bir problem vardır .
Bunu kendisi mi söylemişti gerçekten? Aslan hayatının hiç bir döneminde bir kadına karşı kaba olmamıştı.  Annesi onu her zaman bir kadınla konuşurken nazik olması konusunda uyarırdı . Ne annesi ne kız kardeşi ne de bu zamana kadar hayatına giren herhangi bir kadına bu üslupla konuştuğunu hatırlamıyordu  Aslan.
Ama karşısındaki kadın restoranının açılış gününde onu deyim yerindeyse çığrından çıkartmışken bunları söylemesi oldukça doğaldı.
Adamdan işittiği sözlerle yüzü daha da kızaran Leyla sinirle elinde olan çatal ve bıçağı sertçe masasına bıraktı.
Bu ne terbiyesizlik böyle siz bir müşteri ile nasıl bu şekilde konuşabiliyorsunuz  ?
Siz doğru pişen  etimin pişme derecesini eleştirip inatla bu tutumunuzu devam ettirdiğiniz için tahammül sınırın kalmadı kusura bakmayın hanımefendi.
Adamdan duyduğu sözlerle sinirle  yerinden kalkan Leyla yanlarında dikilen ve şokla kendilerini izlemekte olan garsona dönerek hesabı istedi .
Kadının hesap istediğini duyan Aslan Gürkanın konuşmasına müsaade etmeden lafa  girdi .
Ödeyecek bir hesabınız yok hanımefendi gitmeniz kafi .
Dakikalardır kendisi ile fütursuzca konulan adamın son sözleri daha da çıldırttı Leyla yi.
Ne münasebet siparişimi  verdim her ne kadar ağız tadım bozulmuşta olsa hesabımı ödeyeceğim .
Kadının lafları ile daha da sinirlenen Aslan kendine hakim olmak adına çenesini sıktı ve adete tıslayarak konuştu .
Derhal mekanımı terk edin .
Leyla adamın sözlerini duyunca şokla ağzı açıldı NE? O adam kendisini az önce gerçekten kovmuş muydu ? Bu gerçek olamazdı değil mi ? Halüsinasyon görüyordu sadece ?
Bu burada bitmedi siz göreceksiniz diyerek sinirle adımlarla mekandan çıkan Leyla 'nin arkasından bakan Aslan sinirle mırıldandı elinden geleni ardına koyma.