22. Bölüm "Saklı Olanlar ve Saldırı"

Start from the beginning
                                    

Kartallar son defa etrafımızda uçup gökyüzüne doğru süzülmeye başladılar. O kadar ihtişamlı ve güçlü görünüyorlardı ki bebeğimin ne kadar güçlü olacağını gözlerime sokmak istercesine uçuyorlardı. Bu durum karşısında sadece umutlu olabiliyordum.

Belime dolanan kollar ve ardından sırtımın yaşlandığı güçlü göğüs ile derin bir nefes aldım. Biz yalnız değiliz.
"Biz güçlüyüz. Öyle olmak zorundayız." Söylediklerimi duyması ile elini biraz daha karnıma bastırıp okşadı. Başını saçlarımın arasına yasladı. Bir an nefessiz kaldım. Werosim hamile olduğumu bilmemesine rağmen refleks olarak karnımı okşuyordu. Hissetmek böyle bir şey miydi? Eğer öyleyse damakta bıraktığı tat efsaneydi.
"Güçlü olacağız, Sirina. Hep birlikte, daima." Söylediği sözlerin verdiği güven ve rahatlık ile sırtımı tamamen göğsüne yasladım. Şu an bizi izleyen ve kendi arasında konuşan hiçbir göz umurumda değildi. Bu benim hayatımdı. Anca seyirci olarak kalıp izleyebilirlerdi. Dahası olamazdı, olmasına imkânda vermezdim.

"Bence bugünlük bu kadar yeter. Sirina senin dinlenmen lazım. Bu sefer bilinç altının sana sunduğu herhangi bir şey olmadan rahat bir uyku çekmelisin." Konuşan Rosale'ydi.

Onun söylediklerine olumlu bir yanıt vermemiş olsam dahi, Werosim beni bırakıp birden kucağına alınca kalbim korkuyla çarptı. Hızla kolumu boynuna dolayıp başımı göğsüne yasladım. Yüreğimde sürekli yerini hatırlatırcasına baskı uygulayan bir korku hissi vardı. Ben bunu aşamıyordum.
"Bir daha aniden hareket etme korkuyorum." Boynuna doğru usulca fısıldadığım sözler, bedeninin kasılmasına sebep oldu. Ona, şuana kadar hiç korktuğumu söylememiştim. Biliyordum ki benim gibi bir kadından bunları duymak onu sarsmıştı. Başını eğdiğini hissettim. Başımın tepesine bir öpücük bırakıp,
"Ben yanındayım, korkma," deyip yürümeye devam etti.

Elimi göğsüne koyup ona sıkıca tutundum. O yanımdaydı. Korkacak hiçbir şey yoktu. Peki, ya Werosim'in olmayacağı günler gelirse? Bu düşüncenin oluşturduğu korku yüreğime bu sefer gerçekten çok ağır bir darbe indirmişti. O hep yanımda olmalıydı. Hep benimle kalmalıydı. Öyle olmalıydı işte.
"Hep yanımda kalacaksın değil mi?" Sesim o kadar masum çıkmıştı ki bir an ben bile bu sesin bana ait olup olmadığını sorguladım.
O da öyle düşünmüş olmalı ki durdu. Kafamı yasladığım göğsünden kaldırıp ona baktım. Eğdiği başı sayesinde göz göze geldik. İçimdeki korkunun bu kadar fazla olmasının nedenini biliyordu ama buna rağmen ona farklı geliyordu.

Beni kolunda yavaşça yukarıya hoplatıp iyice kucağına yerleştirdi. Elimi boynuna koyup ona baktım. Yavaşça dudaklarını alnıma bastırdı. Oradan yol çizip dudağını sağ yanağıma bastırdı. Beni, yerini belli ettirecek kadar dudaklarını bastırıp öptü. Kulağıma yaklaştı. Alıp verdiği nefesler kulağımı okşarken orada olan küçük saçlarım uçuştu. Kalbim onun nefeslerine bile zaafı varmış gibi hızını arttırdı.
"Ben hep yanında kalacağım Sirina." Benden biraz uzaklaşıp gözlerime bakmaya başladı.
"Gerçek anlamda olmasam bile daima yüreğinde olacağım. Ruhum, ruhunun dibinde olacak. Senin nefes aldığını hissedeceğim. Senin nefeslerin benim nefeslerim olacak, Sirina. Biz tek bedende iki kişi olacağız. Daima." Söylediği her kelime içi altın mürekkeple doldurulmuş bir kalem ile kalbime yazıldı. Orada daima birlikte olacaktık.

SİRİNA (Final Oldu)Where stories live. Discover now