ÇEPNİ Tuğrabozan

YARIŞMA (1)

Hadis 33: Osmân İbni Affân radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sizin en hayırlılarınız, Kur'an'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir." [Kaynak: Buhârî, Tirmizî]

Hadis 34: Âişe radıyallahu anhâ'dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bir adam;

"Annem ansızın öldü. Öyle sanıyorum ki, şayet konuşabilseydi, sadaka verilmesini vasiyet ederdi. Şimdi ben onun adına sadaka versem, sevabı ona ulaşır mı? " diye sordu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem de:

"Evet" buyurdu. [Kaynak: Buhârî, Cenâiz 95, Vasâyâ 19; Müslim, Zekât 51]

Hadis 35: Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Bir adam, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e:

"İslâm'ın hangi özelliği daha hayırlıdır? " diye sordu. Resûl-i Ekrem:

"Yemek yedirmen, tanıdığın ve tanımadığın herkese selâm vermendir" buyurdu. [Kaynak: Buhârî, Müslim]

^

!!! ÇALIŞMANIN BU VE SONRAKİ SAYFALARI YENİDEN DÜZENLENİYOR. HİKÂYE GİDİŞATINI BİLMEK İSTEYENLER İÇİN TASLAĞA ÇEVİRMİYORUM.

EĞER BU VE SONRAKİ SAYFALARI OKUYACAKSANIZ MEVCUT DURUMU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUNUZ. !!!

Mehmet, akşama kadar yarışmaya katılacak savaşçıları incelemiş, sonraki sabah kimseye fark ettirmeden sabah namazını kılıp olduğu hücre de içinden zikir çekiyordu. Derken muhafızların bağırmasıyla uyuyan herkes, yattığı hücresinden uyandı. Muhafızların yönergeleri üzere önceki gün ziyafet yapacakları alana tüm savaşçılar toplandı. Muhafızların içerisinden kendisinin komutan olduğu belli olan biri çıkarak onlara;

"Adım Aleksandr. Söylediklerimi iyi dinleyin. Öncelikle üç, dört veya beşerli gruplar halinde ayrılın. Bireysel yeteneklerinizden önce takım halinde neler yapabiliyorsunuz görelim. Yarışma boyunca adlarınız lakaplarınızdır. Bunu sakın unutmayın. Bu sizin yarışmadan elenmenizden ayrı olarak ölmenize dahil sebep olabilir. Ha unutmadan bir şey daha. Hepiniz dilimizi bildiğiniz için buradasınız. Anlaşılmayan bir dilde kullanırsanız sonunuz yine ölüm olur. Ben bitti dediğim anda gruplaşma biter. O ana kadar bulamazsanız gerisinden siz sorumlusunuz." dedi.

Aleksandr'ın sözleri Hau'nun bıyık altı gülmesine yol açtı. Çünkü onların tam da istediği olmuştu. Birbirini sıkı sıkıya tanıyan üç arkadaş aynı yarışmadaydı. Alakurt, alaycı tavırlarla Mehmet'i hiç tanımıyormuş gibi yanına yürüdü ve;

"Ben ve Pençe seni takıma almak istiyoruz." dedi. Mehmet, kaşlarını çatıp ciddi bakışlarla ona olur gibisinden kafa salladı. Bu esnada Hau da yanlarına geldi. Bu alandaki savaşçıların kimi tek tabanca olmayı seçmişti.

Kısa bir süre sonra Aleksandr, tek olan savaşçılara bakıp gülerek;

"Dediklerimi dinlemeyen şu tek savaşçılar cesaretiniz takdir verici." dedi. Ardından sözlerine ekledi; "Çanın sesini duyduğunuzda tekrar çan çalana kadar birbirinize ölümüne saldıracaksınız. Asla ve asla merhamet yok. Merhamet ederseniz kale muhafızları size merhamet etmeyecek." dedi.

Savaşçılar pür dikkat Aleksandr'ı dinlemesine müteakip tüm savaşçılar silahlarını bellerinden çıkarıp sımsıkı tutarak çalacak çanın sesini beklemeye başladılar.

Hau, Mehmet'e rol icabı adını sorduğu anda çan sesi duyuldu. Çan sesi duyulur duyulmaz orada bulunan tüm gruplar canla başla birbirlerine saldırdılar. Mehmet'lerin yanlarında duran dört kişilik, korkutucu silahları olan bir grup onlara saldırmak üzere yeltendi. Bu esnada yanlarında ki bu grubun onları sinsi sinsi izlediğini bilen Mehmet'te çan sesi duyulur duyulmaz hançerlerini çekerek onlarla çarpışmaya başladı. Bunu gören Hau ile Alakurt da ona katılarak bu grupla çarpışmaya başladı.