İşte huzur bu! (79. bölüm)

19K 671 112
                                    

İyi akşamlar canlarım! Sizi full zeyker'in beklediği bir bölümle başbaşa bırakıyorum^^ :)

Twitter hesabımızdan hikayenin eski bölümlerine gidip istediğiniz sahneleri uygun resimlerle yayınlıyoruz;) İsteyen, merak eden herkesi bekliyorumm ;) " @_pelinnurr "

Bu bölüm Hilal'e gidiyor ;) Umarım beğenirsin tatlım, keyifli okumalar :)) 

****

                                                                 79. BÖLÜM

Sonunda bütün o curcuna bitmiş, hepimiz kendi evlerimize dönmüştük! Fişek hızıyla geçen o iki gecenin sonunda evimize dönünce resmen huzura kavuşmuştuk. Aradan tam üç gün geçmesine rağmen ben hala yorgunluğumu bir türlü atamamıştım o da başka bir durum tabii! Keremle bu üç gün içerisinde birbirimizi çok az görmemiz de cabası!

Yine hepsi YağCan çifti sağolsun(!) onlar yüzünden! Eh tabi şimdi biz geri döndüğümüzde bunların birde ev problemi çıktı. Yine Yasemin teyze imdadımıza yetişti de bizi ev aramaktan kurtardı kadın. Bizim eve birazcık uzak olsa da çok güzel bir evi onlar için çoktan ayarlamış, içini bile döşetmiş kadın. Ama gel de bizim –hamile- Yağmur’u memnun et! Hamile diye belirtiyorum çünkü bu kız hamile olduğunu öğrendiğinden beri zıvanadan çıktı! Birinin artık dur demesi gerek ama o biri hala bulunamadı!

Neymiş efendim Yağmur Hanım kendi evini kendi seçemez miymiş, eşyalarını kendisi seçmek istermiş miş miş miş! Daha bunu gibi bir sürü şey! Vallaha beni bile bezdirdiyse bu kız diyecek bir şey bulamıyorum. Allah’tan Can’a bol sabır diliyoruz, amin! Neyse ki en sonunda ağzından girip burnundan çıkıp bir şekilde ikna ediyoruz Yağmur’u!

Bu üç gün içinde de biricik sevgilimi az görmem ayriyeten sinirlerimi zıplatıyor. Hayır, yani bırakın zaten yeni kavuşmuşuz, çiçeği burnunda bir çiftken bu kadar ayrılık olur mu hiç! Kimsenin bizi düşündüğü yok tabii! Neyse ki ben bizi düşünüyorum, yetiyor bize^^

Öyle çok seviyorum ki Kerem’i… Her ne kadar çok kısa bir zaman içinde gelişse de her şey, aslında benim kalbime, benim bile haberim olmadan sızıp girdi Kerem. Bu aşkın ilk parçası onun kaza haberini aldığım gün düşmüş içime. İlk kez o zaman endişelenmişim onun için, bir şey olacak diye. Daha sonra o hastane odasında yattığı yatakta elimi sıkarak verdiği tepkiyle fırlatmış içime aşkımızdan bir parça daha. O, rüyasında yaşadığı aşkımızı bana verdiği tepkilerle içime işlemiş. Daha sonra uyandığı anda ağzından dökülen ilk kelimenin benim adım olmasıyla tamamlamış içimdeki ona olan sevgiyi. Hele de hemen arkasından Seni Seviyorum diyişi… Pekiştirmiş bu cümleyle de aşkımızı.

Bense ondan duyduğum bu cümleyle o andaki olayın şokunu yaşarken neler de düşünmüştüm öyle? Beni sevebilme ihtimali o an o kadar imkansız görünürken, bana kurduğu o cümleye kendimi inandırmamak için uğraşma çabalarım… Uyandığında beni görmek bile istemeyeceğini düşünürken, onun bana parlayan gözlerle bakması…

Tüm bu düşünceler içimi ısıtırken bakışına, gülüşüne, mimiklerine kısacası her şeyine aşık olduğum adam elinde iki bardak limonatayla bana doğru yaklaşıyor. Evet, bildiniz! Kerem.

Birbirimizi göremediğimiz bu üç günün acısını çıkarmak adına bugünü birbirimize ayırmış, Kerem’in tüm ısrarları sonucunda telefonlarımızı da kapatmıştık. Bahçede, tam havuzun karşısındaki çardağa yayılmış otururken Kerem’in gelmesiyle toparlanıyorum. Yanıma –aramızda hiçbir boşluk bırakmadan- otururken;

EVCİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin