Yanımda Kal... (46. bölüm)

39K 751 102
                                    

Bugün vizem olmasına rağmen çalışmalarımı bitirdikten sonra oturdum ve tamamladım bu bölümü de :) bana göre bomba bir bölüm oldu ilk defa söylüyorum sanırım bunu :)) ben çok beğendim umarım sizde beğenirsiniz :D ayrıca bugünkü sınavım için bana dua edin rica ediyorumm :) ve ve bir önceki bölüm yorumlarıyla da aşırı gaza geldiğim doğrudur hepinize sonsuz teşekkürlerrr :)

Yazı stilinde bu bölüm değişiklik yaptım bazı okuyucularımın isteğine göre. genel olarak böyle istendi siz bu şekilde de bir okuyun yine beğenmezseniz yorumlarda bana iletin tabii ki :)

Ve söylemek istediğim son bir şey.. Burada daha yeni  tanışsakta benim kanımın hemen kaynadığı bir arkadaşım BUSE.. o da çok güzel sözler yazıyor ve benimle paylaşmayı teklif edince düşünmeden kabul ettim tabii ki :) bu bölümde bana çok yardımcı oldu o da ona buradan da çoook teşekkür ederim :) ve tabii ki bu emeğinden dolayı bu bölümü Buseye ithaf ediyorum :) (İlk okuyacağınız söz da ona aiittir söyleyeyim dedim :) )

Bölüm şarkımız Pera'dan Sensiz Ben :))

****

 

Acıyı sevemezsiniz ama canınızı acıtanı çok seversiniz..

 

 

 

-Zeynep- 

 

Bizimki başlarda gerçek olmayan ama daha sonra gerçeğe dönüşen bir evcilik oyunuydu. Şimdi bu oyun bozulacak mıydı? Oyunumuz bitecek miydi? Hayır! Bitmeyecek, bitemez. Bizim aşkımız bu kadar basit miydi? Değildi tabii ki.. Bu yüzden savaşmalıydık aşkımız için, savaşta yerimizi almalıydık. Peki savaşacağımız kişi kimdi? Aşka karşı mı savaşacaktık yoksa birbirimize karşı mı? Kim kazanırdı peki? Biz mi yoksa bizi yıldırmaya, oyunumuzu bitirmeye çalışanlar mı? Buna ne ben ne de kerem izin verecekti. Bizim oyunumuz hep devam edecekti, sonsuza kadar hep aşkla devam edecekti. Kazanan taraf hep biz olmalıydık çünkü bizim aşkımız basit değildi… Hiçbir zaman da öyle olmadı.

Eve girer girmez kendimi banyoya atıyorum. Her zaman bana çok iyi gelen ılık su bu sefer işe yaramayınca bir kez daha sıkılıyor canım. Bari bir yönden iyi gelsin bir şeyler. Bunun su bile olmasına razıyım.

Kerem geliyor aklıma… Su, başımdan aşağıya akarken sanki her şeyi söküp atmak istermiş gibi bütün kiri kazıyorum vücudumdan. Şu banyodan tertemiz çıkarsam sanki her şey yoluna girecekmiş gibi. Odaya, odamıza, girdiğimde kerem bana gülümseyerek bakıp kollarının arasına alacakmış gibi beni. Daha dün onun bedeninin sıcaklığıyla uykuya dalmışken sanki bugün üzerinden yıllar geçmiş gibi. Daha on beş dakika önce yanından ayrılmamışım da yıllardır görmüyormuşum gibi. Nasıl bir özlemek bu? Tarifi yok kesinlikle. Yanındayken özlemek derlerdi anlayamazdım. Karşındayken sarılamamak, öpememek diye geçiyordu bir kitapta. Bu ne saçmalık demiştim! Büyük konuşmamak lazımmış demek ki. İnsanın başına gelebiliyormuş böyle şeyler.

Allah’ım ne yapacağım ben! Öyle bir çıkmazdayım ki şuan. Kerem bir yandan annem bir yandan… Ya anneme bir şey olsaydı bugün ne yapardım! Peki o konuşmasına ne demeli?

EVCİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin