~8.Bölüm~

4.5K 385 107
                                    

Bazen her şeyi unutup sadece sımsıkı sarılmak istersin ama bir şeyler hep engel olur!
Nedir o biliyor musun?
Gurur...
(Can Yücel)

"Her suçlu senin gibi heyecanlanır mı suç üstü yakalanırken?"

Sırtını hemen yanındaki mermer tezgâha dayayıp karşıya donuk bakan Çağlayan'ın sözlerinden yine hiçbir şey anlayamamıştı genç kız. Zaten ne zaman anlayabilmişti ki onu? Bilmece gibi bir adamdı. Çözmek için bin zahmet gerekiyordu maalesef!

"An-anlayamadım?"

Diğer bir adının Safa olduğunu öğrendiğinden beri heyecanına engel olamıyordu genç kız. Haksız da sayılmazdı. O rüya sonuçlanana kadar bir sürü yorum dinlemişti şu ana kadar.

Eşin olabilir,
Kaderin olabilir,
İmtihanın olabilir,
Geleceğinle ilgili bir işaret olabilir...

Hep olabilir ve olabilir! Kesin bir şey olmamasına rağmen etrafında başka Safa tanımıyordu ne yazık ki. Ve doğal olarak da endişeleniyordu.

"Herkesi böyle gözetler misin sen?"diyen genç adam, yandan ürkütücü bir bakış atmıştı kendisine. Neden bahsettiğini şimdi anlamıştı ancak onları yanlışlıkla görmüştü pencereden. Yoksa kim şahit olmak isterdi ki öyle bir şeye?

"Ka-kardeşim ben şey..." Cidden ne diyeceğini bilemiyordu. Acaba Çağlayan bunun yüzünden yine olay çıkarır mıydı?

"Bana kardeşim dememeni defalarca söyledim sana! Eğer herkes senin dediğin gibi kardeş olsaydı ben orada Yeliz'i..." Ve devamını getirememişti genç adam. Nedenini de bilmiyordu. Yoksa bu çirkin ördek yavrusundan mı çekinmişti? Yok artık, daha neler!

Yine sinirlenmeye başlıyordu. Aklına gelen bu düşünceler ve genç kızın inatla kendisine bakmaması, görmezden gelmesi fazlasıyla canını sıkıyordu Çağlayan'ın. Gerçekten kızın bu sabrına da dayanamıyordu artık. Ne yaparsa yapsın bu kız hep dilsiz gibi davranıyordu.

"Kolların sırılsıklam olmuş."

Bulaşıkları yıkamaya devam ederken genç adamın bu sözleriyle duraklayıvermişti. Bunun o da farkındaydı ancak Çağlayan yanındayken kolları çıplak çalışamazdı.

Genç adam kollarına doğru bir hamle yapmıştı ki genç kız hemen birkaç adım gerileyiverdi.

"Korkma! Seni yemeyeceğim. Sadece kollarını sıyıracaktım."

"Gerek yok kardeşim, ben böyle iyiyim!"

Çağlayan fazlasıyla şaşırıyordu bu kıza. Davranışları, giyinişi, tarzı...
Hepsi kendisine çok yabancıydı. Özellikle de gözlerine bakmadan konuşması çok garip geliyordu ona. Bunun mantıklı bir açıklaması var mıydı acaba? Neden gözlerine bakmıyordu? Bu hareketi sadece korkaklığına veriyordu genç adam. Ancak korkaklar gözlerini kaçırırdı!

"Benim yüzüm yerde değil çirkin ördek yavrusu! Sürekli oraya bakmayı kes ve benim yüzüme bak!"diye bağırmasıyla genç kız daha da korkmuş ve birkaç adım daha gerilemişti titreyerek. Elleri, kolları hatta gövde kısmı dahi ıslanmıştı. Haliyle çok üşüyordu zavallı kız!

Hâlâ yere bakması ve cevap vermemesi genç adamı daha da delirtiyordu. Bu kız kendisini sinir ediyordu, hem de fazlasıyla! Sonunda dayanamayıp patlayıverdi.

"Kıskandığından bizi öyle gözetledin değil mi? Yeliz'i öpmem seni çok kızdırdı değil mi çirkin ördek yavrusu?"

Genç adamın böyle konudan konuya atlayışı kendisini şaşırtması bir yana bu sefer yine aynı hoşlanma konusunu dile getirmesiyle hayret etmiyor değildi Merve. Çağlayan'ın neden inatla kendisinden hoşlandığını iddia ettiğini anlayamıyordu.

SAFA VE MERVE (KİTAP OLDU)Where stories live. Discover now