Ruhların şikayetlerini ve isteklerini dinlemek Hades için her zaman sıkıcı olmuştu. Fakat bu konuda yapacak bir şeyi yoktu. Onların tanrısıydı ve Hades görevini en iyi şekilde yapmayı severdi. Son ruhta huzurundan çekildikten sonra sıkıntıyla tahtından ayağa kalktı.
" Efendim dünyaya geçmeyi düşünüyor musunuz ? "
Konuşan sadık uşağı Jaime idi. Kendisi bir ruhtu ve o dünyada şansını yeniden denemek yerine Hades için hizmet etmeyi seçmişti..
" Bir sorun mu var Jaime ? " sesi alaycıydı.
jaime umursamazca omuz silkti. " Sadece Persephone için hayatı daha da zorlaştırdığınızı belirtmek isterim. "
Jaime Hades için her zaman bir uşaktan daha fazlası, dostu olmuştu. Kendisine akıl vermeyi ve ikaz etmeyi de çok severdi.
" Hiç kimse için hayat kolay değil bu benim gibi bir tanrı için bile geçerli." ellerini havaya kaldırarak kendini gösterdi. " Bak bana..! Yüce Hades bir ceza yüzünden 1000 yıl tanrıların piçleri ile uğraşmak zorunda. "
Hades kardeşinin emirlerine özellikle karşı gelmeyi seviyordu fakat son günlerde fazla ileri gitmişti ve Zeus ona yaşattığı tüm ölümlerden sonra farklı bir ceza yöntemi uygulamıştı. Melez okulunda Tanrılar Tarihi dersinin öğretmeni olarak Hades'i atamıştı. Bu görev ne kadar canını sıksa da Violet'i etkisi altına almayı daha da kolaylaştırmıştı. Hiçbir dişinin kendisine hayır diyemeyeceğini biliyordu çünkü…
Jaime alaycı bir şekilde sırıttı. " Seni kurallara uyman için her zaman uyarıyorum. Yasalara uymayan cezalandırılır… " adamı taklit ederek eliyle onu gösterdi. "…bu senin gibi bir tanrı olsa bile" Gülerek ekledi. "… ve bu ceza sana az bile. Bu olaydan ders çıkarmalısın dostum. "
Hades homurdanarak başını iki yana salladı. "Hah !.. Tanrılar tarihi dersi çok saçma sanki ulu bir geçmişleri varmış gibi."
" Seninde ulu bir geçmişin olduğunu sanmıyorum. "
" Doğru tahmin fakat yakında benim ulu bir geleceğim onların ise hazin bir sonu olacak. "
Jaime sıkıntıyla nefes verdi.
" Bu kinin sonu iyi değil biliyorsun. "
Hades kendisi gibi bir adamdan beklenmeyecek şekilde omuz silkti ve siyah pelerinini arkasından savurarak taht odasından dışarı çıktı. <<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<
Masmavi gökyüzünü karanlık bulutlar ele geçirmiş, gökyüzündeki bütün renkleri içine çekiyordu. Gürleyen gökyüzü fazla geçmeden yağmuru bırakacağını haber veriyordu. Violet dışarıda değil okulun koridorlarında yürürken bunu hissediyordu. Babasının gökyüzü tanrısı olması ve kendisine ait bazı yetenekler tahmine gerek bırakmıyordu. Sınıfın kapısına varamadan kıvırcık saçlı, deli dolu su perisi arkadaşı Hanna, kapıda kendisini yakaladı.
" Hey!.. Violet bana olanları anlatmayı düşünüyor musun ? " diye alıngan bir şekilde sordu.
Genç kız bıkkınlıkla nefes vererek arkadaşını duymamış gibi sakince sınıfa girip en arkadaki sıraya yerleşti. Saniyeler sonra bir çanta yanına pat diye bırakıldı ve ardından tiz bir ses cırladı.
" Beni oyaladığının farkındayım Violet. Dünden beri ne zaman Henry' nin adını ansam sen saçınla aynı renk oluyorsun. "
Violet arkadaşından kaçamayacağını biliyordu. Hades ile olan ortaklığını kimsenin bilmemesi gerekiyordu. Öyle anlaşmışlardı fakat uyanık oda arkadaşı Hanna bir şeyler karıştırdığını anlamıştı. Bu durumda Violet her şeyi Hanna'a anlatmak durumunda kalmıştı. Hanna Violet'in Hadesi platonik olarak sevdiğini biliyordu. Derslere her girdiğinde arkadaşının nasıl hülyalı bir şekilde Henry'i süzdüğünü, genç kıza soru sorulduğunda iki kelimeyi bir araya getiremeyip sürekli kekelediğini fark etmesiyle Violet'e aşık olduğunu itiraf ettirmişti. Daha sonraları Henry'de Violet ile fazla ilgilenmeye başlamıştı. Bu durum Hanna da şüphe uyandırmıştı. fazla uğraşmasına gerek kalmadan kendisinden bir şey saklayamayan arkadaşından üstü kapalı bir şekilde Hades ile aralarındaki anlaşmayı kendisine anlattırmıştı. Violet'in gözü Henry den başka bir şey göremediği için kensini kullandığını anlamamıştı fakat Hanna anlamıştı. Violet pek fazla ayrıntıya inmediği halde Hanna Hades'in genç kızı kullandığının farkına varmıştı. Bunu arkadaşına söylemişti ancak Violet bunu kati bir şekilde reddetmişti. Arkadaşı yine bir şeyler saklıyordu ve Hanna bunu da öğrenecekti.
