1

186K 3.9K 2.9K
                                    

"Aptal! Buraya gel çabuk!" diye bağırdı Koray. Kaşlarımı çatarak Tunç'u daha çok sıktım kollarım arasında.

"Gelmiyor!" Koray bize doğru bir adım attığında kollarımı sıkılaştırıp gözlerimi kapattım. Ondan korkuyordum. Beni hiç sevmiyordu. Ama Tunç onun en yakın arkadaşıydı. İkimiz yan yana geldiğimizde deli oluyordu.

"Eve gitmek istiyorum!" diye bağırıp ağlamaya başladı Tunç. İkimizin arasında kalmaktan nefret ederdi. Benimle daha yakın olduğunu biliyordum ve Koray benim için ciddi bir rakip değilmiş gibi görünüyordu. Ama Koray benden 4 yaş büyüktü. Ve kocamandı, boyu da uzundu. Korkutucuydu.

Koray yanımızda bittiğinde gölgesinin üzerimize vurmasından anladım bunu. Gözlerimi daha çok sıkıp Tunç'u iyice sardım. Yaralı dizi aramızda kalmıştı ve tenime baskı yaptı. İnleyerek çırpındığında refleksle bıraktım onu. Koray yere eğilip onu kucakladı, dişlerini sıka sıka zorlukla taşımaya başladı. Sadece olduğum yerde uzaklaşmalarını izledim. Gözlerim ıslandı, dizlerimi kendime çekip ağlamaya başladım.

Alarmıma yumruk atarak yastığıma biraz daha sıkı sarıldım. Ama soktuğumun alarmı susmak yerine yere düşüp ötmeye ve bu sefer yerde sarsılarak takırtı çıkartmaya başladı. Ellerimi saçlarımdan geçirip çekerek inledim, yere doğru uzanıp alarmı elime alıp duvara fırlattım. Parçalanıp yere dağılırken duvarda küçük bir göçük çıkmıştı. Rahatlayarak sırtımı yatağa bıraktım.

Tam uykuma kaldığım yerden devam edecekken ev arkadaşım Yiğit odama daldı, bakışlarını odamda gezdirdi. İç geçirdim. Rahat yoktu yani. "Bu bu ay kırdığın kaçıncı çalarsaat? Ayrıca taşınacak olmamız, eve hasar verebileceğin anlamına gelmez."

"Allah aşkına beni biraz yalnız bırak, uyuyayım." Cıkladı.

"Bugün çok işimiz var." Kahretsin.

"Yiğit, gözünü seveyim, lütfen diyorum, çık diyorum." Yanıma geldiğini hissedince içimden küfür ettim.

"Sana bugün işimiz olduğunu, o kadar geç uyumaman gerektiğini söyledim. Defalarca kez. Şimdi kaldır o siktiğim kıçını." Ayağımı rastgele ona doğru salladığımda bileğimden yakaladı, çekerek yataktan yere iniş yapmama sebep oldu. Sonra suratında gururlu bir gülümsemeyle odamdan çıktı. Göz devirdim.

*

Temizliğe gelen iki kız dışarı çıkınca eşyalar eve taşındı. Yiğit kızlara asılırken ben eşyalarla cebelleşiyor, bu evi hiçte özlemediğimi fark ediyordum. Eskiden ailemle birlikte burada otururdum. O zamanlar bu ev benim için mükemmeldi çünkü oyun oynamaya çok elverişliydi. Hatta bir ağaçevimiz bile vardı bahçede. Sokakta bir sürü arkadaşım vardı. Akşama kadar oyun oynardık. 11 yaşına geldiğimde annemle babamı kaybetmiş, anneannemde kalmaya başlamıştım. Orada da Yiğit'le tanışmıştık.

Yani... Önceki gün Yiğit'in doğum günüydü. Doğum günlerinin bizim için tek önemi oradan kurtulmaya bir yaş daha yaklaşmış olmamızdı. Bu yüzden kutlamazdık. Ben 18'ime bir ay önce girmiştim zaten. Şimdi birbirimize aile olmuştuk. Bir ay yaş farkına rağmen beni ağabeyi olarak görürdü.

Ciddi anlamda yıpranan, gereksiz eşyaları dışarı attık. Yedi yılda ev epey yıpranmış ve eskimişti ama öyle yaşanmayacak kadar da kötü değildi. Hem annemle babamın o zamanlar durumu gerçekten çok iyiydi. Ev dolu dolu ve fazlasıyla güzeldi o zamanlar. Şimdi yapacağımız şeyler arasında garajdaki o dönemin son model arabasını satmak da vardı. Ayrıca bankada bana bıraktıkları paranın büyük bölümü hâlâ duruyordu. Zaten anneannemler kendi paramı kullanmama izin vermezlerdi, yalnızca gittiğim kurslara devam etmek istediğim için ihtiyaçlarımı o paradan karşılamışlardı, o kadar.  Anneannemle dedem çok iyi insanlardı ama Yiğit'in ailesi için aynı şey söylenemezdi.

Geçmişim (Gay)Where stories live. Discover now