FİNAL

54.8K 3K 1.7K
                                    

Sonunda eve geldiğimde Yiğit kapıda yakaladı beni. Yanından ağır adımlarla başım eğik yürürken omzumdan yakaladı beni. "Kavga mı ettiniz?" Başımı hafifçe iki yana salladım. "Ne oldu lan? Surata bak." dedi yanağımı dürterek.

"Seviştik." dedim bir an. Suratı dondu kaldı, sonra dudaklarını birbirine gömdü. Gevşek işte, gülmemek için kendini nasıl da kasıyordu.

"Ee? Hanginiz girecek diye mi tartıştınız?" Göz devirip başımı iki yana salladım. "Ne oldu o zaman?"

"Tuhaf hissediyorum." Kaşlarını kaldırdı.

"Nasıl bir tuhaf?"

"Midem ağrıyor."

"O kadar büyük müydü?"

"Yiğit ağzına sıçarım senin." Bu sefer kendini tutmayıp gevşek gevşek güldü.

"Sen bence duş al. Sonra konuşalım oturup."

*

Salona saçlarımı kurutarak girdiğimde Yiğit koltuğa yayılmış, televizyon izliyordu. Sehpada iki bardak sıcak çikolata ve ortada da marshmallow dolu bir kâse vardı. Yanına yürüdüğümde bana yer açtı, yavaşça koltuğa bıraktım kalçamı.

"Anksiyete." dedi bir anda. Bakışlarımı şaşkınlıkla ona çevirdim. O ise televizyondaki belgesele bakıyordu boş gözlerle. "Liseye ilk başladığın zaman da olmuştu. Ya da ilk boks maçına gittiğinde. Böyle endişelenip kafayı yiyordun. Sadece yatağından çıkmak istemediğini sayıklıyordun. Ama eninde sonunda geçiyordu. Bu sefer de geçecek. Sadece kendini yıpratma."

"Ya geçmezse?" diye mırıldandım Yiğit'in dizlerine yatarak.

"Gavatlık yapma işte, geçecek diyorum. Yüzleştiğin an geçiyordu hep." Ona kötü bir bakış attığımda gülümsedi. "Altı üstü seviştiniz. Bunda bir şey yok. Koray yine aynı Koray. Sen yine aynı sensin."

"Hissetti rahatsızlığımı. Evden çıkacağım zaman bana ağlayacak gibi bakıyordu. Kendimi daha da kötü hissettirdi."

"Ara konuş istersen?" dedi kaşlarını kaldırarak.

"Ne söyleyeceğim?" Gülümsedi.

"İçinden ne geliyorsa." Doğruldum, telefonumu cebimden çıkarıp Koray'ı aradım, kulağıma götürdüm telefonu. Bir süre çaldı, sonunda açıldı ve ikimiz de sessizce nefesimizi dinlemeye başladık.

"Alo?" diye mırıldandım sonunda.

"Efendim?" dedi hafif titrek bir sesle.

"Koray-"

"Özür dilerim. Aceleye getirmek istemedim ama ben..."

"Koray önemli değil." dedim elimle alnımı ovalayarak. "Gerçekten önemli değil. Ben sadece biraz endişelendim." Yine sessizlik oldu. "Seni seviyorum." dedim gözlerimi sıkıca yumarak. "Sadece seni çok, çok fazla seviyorum. Seni itmek istemiyorum ama midemde büyüyen ağrıdan da kurtulamıyorum. Öyle suratsız bir tavırla yanından ayrılmak istemedim, özür dilerim."

"Fezam, sen istediğin kadar surat as. Ne olursa olsun, nasıl bir tavır takınırsan takın göğsümdeki hissi bastıramazsın. Sana aşığım, sana aşık kalacağım. Kabul, beni çok pis korkuttun ama..."

"Kusura bakma." dedim yine sözünü bölerek. "Çok özür dilerim."

"Sana sarılmaya ihtiyacım var."

"Koray-"

"Şimdiden burnumda tütüyorsun." Güldüm.

"Gelebilirsin."

Geçmişim (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin