TANITIM ♣

1.4K 86 18
                                    


1 ARALIK 2016 23:59

Ellerim zemini, tutabilecekleri bir şey gibi çaresizce kavramaya çalışğı sırada dizlerim sert zemine çarptı. Dizlerimden yukarıya, tüm kemiklerimin içine sızan bir acı tırmanmaya başladığında avuç içlerimi mermer zemine yaslamayı başararak düşüşümün dengesizliğini aşmayı başarmıştım. Dudaklarımın arasından kesik kesik kaçan nefesim önüme düşen saçlarımı her şeyi benim için yavaş çekime alan bir etkiyle dalgalandırırken sakin kalmaya çalıştım. Şimdi, önümde uzanan, siyah beyaz karelerden oluşan mermer zeminin üzerinde uzun ve büyük bir gölge görebiliyordum. Bana doğru uzanıyordu. Gölge hareket etmiyordu. Ölü bir bedenin gölgesi bile terk ederdi bedeni. Sahibi durmuş olmalıydı. Yüzümün önünü saran dağılmış saçlarımın arasından tek görebildiğim bu karaltıydı.

Başımı kaldırdım, bakışlarımla yavaş yavaş karaltıyı takip ettim ve başladığı yere doğru yönelttim. Aralanmış dudaklarım ve o dudaklarımın üzerinde seken kesik nefesimin süslediği yüz ifademin ilk karşılaştığı şey karanlıktı. Saf karanlık. Lekesiz, dipsiz bir karanlık. Simsiyah bir çift göz.

Gölgenin sahibinin gözleriyle karşılaştığım anda, o kısacık anın benim kurtuluşum olduğunu bilmiyordum.

O gözlerin sahibinin benim kurtarıcım olduğunu bilmiyordum.

O bakışların sahibinin yeni yuvam olduğunu, o anın içine sarmalanmışken bilmiyordum.

O bakışlardan yansıyan ruhun, ruhumu tanıdığını bilmiyordum. O ruhun ruhumun bedeli olacağını henüz öğrenmemiştim.

O kısacık anın, benim ölümüm olduğunu bilemezdim.

Ya da ölümümün ardından yeniden doğuşum olacağını...

Yeniden doğmak, bir kere ölmeyi şart koşardı. Kalp ritmimin o gözlere bakarken canımı acıtacak noktaya tırmanmış olmasından bunu hissetmiş olmam gerekirdi. Çekime karşı koymuş olmam gerekirdi. Ama o zamanlar aptal, çok aptal bir kız çocuğuydum.

Sesim küçük bir kız çocuğunun annesizliğinin tüm duyguları gibi güçsüz ve titrek çıkarken, ona "Sen kimsin?" diye sormayı başarabilmiştim. Bu soruyu şu anda düşündüğümde, her cevabın yine milyonlarca soruyu getirdiği milyonlarca cevap bulabiliyorum. Ama o anın içerisindeyken, o karanlığın kucağına ilk düştüğümde, hiçbir şey bilmiyordum.

Karanlığı çok iyi bildiğimi zannettiğim o günlerde karşılaştığım bu ton, karanlık hakkında hiçbir şey bilmediğimi zamanla göstermişti bana. Yalnızca güneşe sahip değildim, ay ışığı benimleydi ama ben gecenin gerçeğine ayağımı kaptırmış, güneşin arkasından bakıyordum. Gerçek karanlığın ne olduğundan haberim yoktu.

Gözleri öyle koyu bir tonda ve siyahtı ki, şaşkınlığımdan başka bir nokta seçemiyordum bakışlarıma. Adam gözlerinden başka hiçbir şeyine bakmamış olduğum adam öne doğru bir adım attı ve o uzun gölgesi bedenimi tamamen örttü. Kendimi simsiyah ve zırh kadar ağır, demirden bir örtünün altında kalmış gibi hissettim. Nefeslerimin her biri sanki bir anda o örtünün ilmeklerinden biri olmaya başladılar. Adam elini uzattı. Ve dudaklarının arasından kendini tanıtmak için tek bir kelime çıktı.

"Zifir." Ve ben o an bile, nasıl bir zifirin içerisine çekilmek üzere olduğumu aslında bilmiyordum...

Merhaba! Bu okuduğunuz, yeni kitabım ZİFİR'in tanıtımıydı. ZİFİR ilk bölümünü 27 ARALIK tarihinde, yani yazarının doğum gününde verecek. Kalemim yine benimle, bende doğacak. Umarım sevmişsinizdir tanıtımı... Wattpad'te ve diğer kitaplarda hiç okunmamış bir kurgu yarattım, heyecanlıyım; şimdiden söyleyebiliyorum bunu. Çok farklı bir dil de seçtim, zamanla okuyarak hazmedeceksiniz zaten. Henüz yaratılma aşamasında kurgusu üzerinde çok çalıştığım ve gerçekliği, ruhu adına çok emek verdiğim; karakterlerine soyadlarını bile onlara özel bir anlamla verdiğim bu kitapla tanışmaya hazır olun. Benzerlerini görmediniz. Başlangıç tarihinden de anlaşılacağı üzere, benim miladım. Her türlü yorumunuzu ve düşüncenizi esirgemeyin. Gelen HER yorumu da cevaplayacağımı söylemek isterim. 

Bana ask. fm hesabımdan da ulaşıp oradan da düşüncelerinizi söyleyebilirsiniz. zeynepbozikx

Instagram: zeynep_bozik

27 ARALIK. KARANLIĞA DOĞACAĞIZ. VAR MISIN?

ZİFİRWhere stories live. Discover now