Bölüm 30 (I. Parça)

1.1K 84 16
                                    

Scorpius bir kaç gündür tam neşesindeydi. Rose ile geçirdiği geceden sonra kabusları onu bir süre rahat bırakmıştı. Endişeleniyordı tabii ki fakat arada sırada babasını arıyordu. Öğrendiğine göre annesinin durumu iyiye gidiyordu bu neşesini katlarca arttırmıştı. Ne kadar sürer bilinmez ama ona şansını getirdiği için hem kendisini hem de Rose'u ödüllendirecekti.

Sihir Tarihi dersindelerdı. Albus'un kağıdına almakta olduğu notlarla meşgul olduğuna emin olduktan sonra ufak bir parşömen parçası yırttı. Tüy kalemini mürekkebe batırıp en acele yazısıyla küçük kağıdı gizleyerek yazdı.

"Ders arasında Meyve Toplayan Kadın Toblosunun yanında bekle beni.

x Senden hala nefret ediyorum."

Kağıdı katlayıp elinde tuttu ve teslim etmesi gereken notunu alıp götürürken Rose'un yanından geçiyordu. Kimseye belli etmeden notu kızın masasının altına attı. Rose hemen fark etmişti fakat akıllı kız, kağıdı almakta acele etmedi. Scorpius notunu teslim edip yerine oturunca, Rose'un kalemini düşürmüş gibi yaparak notu aldığını gördüğünde Albus dirseğiyle onu dürtmüştü.

"Madem teslim edecek kadar notun vardı, neden bu kadar bencilsin?!" dedi yeşil gözlerinden alev saçarak.

Scorpius ona döndü ve kaşlarını kaldırdı.

"Ben senin inek kuzenin miyim de hemen bir parşömen doldurabileceğim. Boş verdim."

Albus iç geçirerek geriye yaslandı ve yumruğunu Scorpius'un omzuna vurdu.

"Yılbaşında ne yapıyoruz?"

"Biraz erken değil mi, Albus?"

Scorpius hiç bir yılbaşını okulda geçirmezdi. Fakat bu sene kesinlikle okulda geçirmeyecekti çünkü artık annesini görmek istiyordu. Büyükbabası ve büyükannesi de onlarla beraber olurlardı. Tam bir Malfoy toplantısına dönüşürdü. Hem annesi iyileşmeye başlıyordu sonuçta ve evleri huzurla yeniden ısınacağı için hiç bir yere ayrılmak istemedi.

"Kovuk'ta olacağız hepimiz. Sen de gel."

"Çok güzel olurdu dostum. Fakat gerçekten ailemle olmak doğru olanı. Belki de gelirim yanınıza." dedi ve saçlarını karıştırıp geriye yatırdı.

Albus onu kırmazken konuşmadan oturdular. Zaman geçmek bilmiyordu. Bir an önce Rose'un dudaklarına yapışmak istiyordu fakat sabretmesi gerekliydi. Hayır, bu ders arasında onu öpmeyecekti. Kendine hakim kalması gerekliydi. Tek yapacağı şey biraz kokusunu içine çekip kendine huzur getirmek olacaktı. Scorpius sabırsızlanırken Tony yerinden kalkıp yanlarına gelmişti. Albusu ittire ittire yanlarına sıkıştı.

"Bana taktik verin." dedi.

Scorpius bir kahkaha patlatırken tüm sınıf dönüp onlara baktı. Profesör ufak bir azarlama geçirdikten sonra Scorpius özür diledi ve sınıf dersine devam etti. Üzerine savrulan bir yumrukla sırasından geriye kaçtı gülerek. Albus da onun gülmesine eşlik ediyordu.

"Ciddiyim. Emma'yı tavlamam gerek."

Scorpius ellerini ağzına kapayıp gülerken Albus da sıraya gömmüştü yüzünü.

"Çocuklar gerçekten..." dedi Tony bıkkınlıkla.

Albus gözlerinden gelen yaşları silerek arkadaşına bakmamaya çabaladı yoksa gülmekten yerlere yatabilirdi.

Kendini toparladı ve "Çok beceriksizsin, Tony." dedi gülmekten kızaran suratıyla bakarak ve yeşil gözlerini yeniden sildi.

Scorpius ise gülmekten zorla konuşarak elini Tony'nin omzuna koydu.

Son VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin