Bölüm 74

2.5K 126 42
                                    


Yorum ve vote yapmayı unutmayınnn

İyi okumalar



  Atahan kahvaltıyı balkonvari terasta hazırlatırken bizde kahvaltıyı edeceğimiz yerdeki beyaz hasır bahçe koltuk takımında oturuyorduk beton barbeküye yakın yerde duran yemek masasının üzeri yavaş yavaş dolmaya başlamıştı Zenan oldukça dikkatli ve özenli olacak şekilde masayı hazırlıyordu.

Benim duyduklarımın üzerine Atahan'ın Doğan'a bizi yalnız bırakmasını istemesi üzerine terasta sadece Atahan ve ben vardık arada bir bulunduğumuz yere gelip elindeki tabakları masaya bırakan Zenan dışında terasa adımını atan yoktu.

"Atalay'ın burada olmanı öğrenmesi tehlike yaratmıyor merak etme."

Daha bir kaç saat önce öğrenmiş olduğum gerçeklerin etkisi hâlâ üzerindeyken Atahan'a yaşlı gözlerle baktım sadece kendim için mi korkuyordum yoksa Atalay'ın Tuğkan'a yapacaklarından da mı korkuyordum bilmiyordum sonuçta beni korumak için böyle bir şeye kalkışmıştı.

"Beni buraya getirenin Tuğkan olduğunu anlamaz değil mi?"

Tuğkan adını duymasıyla yüzü gerilmiş kaşları çatılmıştı Tuğkandan hoşlanmıyordu aslında burada olma sebebimi ona bağlayamazdı sonuçta Tuğkan Atalay'a kaçtığımı söylemişti.

"Onu merak ediyorsun..."

Ayağa kalkmasıyla onu parmaklarından tutmuştum onun için endişelenmemi başka bir şeye yormuştu ama alakası yoktu Tuğkan ne kadar bana karşı farklı duygular beslese de ben ona karşı aynı duyguları beslemiyordum.

"Evet merak ediyorum çünkü o benim arkadaşım beni o evde yalnız bırakmayan tek kişi."

Tuttuğum parmaklarına bakarken ben elimi çekerek kucağıma koymuştum belkide Tuğkan için boşuna endişeleniyordum belkide Atalay onunda parmağı olduğunu anlamazdı ayakta dikilmeye devam eden Atahan'ın karşına geçerek yüzümü yüzüne hizaladım.

"Sen geldikten sonra değişti tabi her şey."

Koyulaşan mavi gözlerini gözlerimden ayırmadan beni dinliyordu ona söylemek istediğim onca şey vardı ama ne yeriydi ne de sırası.

"Hep kendime bir insan nasıl bu kadar değişebilir diyordum Atalay'ın değişebilme ihtimalini düşünüyordum..."

Söylediklerimi dinlerken gözlerimden dudaklarıma inen bakışları sırasında ben onu Atalay sandığım o zamanları anımsamıştım bana bir kez bile el kaldırmamış her sinirlenmesinde etrafı yakıp yıkmıştı dedemin tezgahını dağıtmıştı sonra günlerce benden özür dilemişti o farklıydı çok farklı.

"Hastanede yatan Atahan'ın başına gittiğimde, Atalay'ın birebir aynısı olan bu adamı merak etmiştim, nasıl biri olduğunu nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu Atalayla aynı olup olmadığını merak etmiştim... değilmiş.."

Babasını vurduğu o an gözlerimin önünde canlanınca gözlerimi sımsıkı yummuştum titrediğimi ayakta durmakta zorlandığımı fark etmişti ki beni göğsüne bastırdı hâlâ haraket ettiremediği kolu sağında sarkıyordu ama tek kolu bile beni sıkıca sarmasına yetmişti.

"Ben hep senin nasıl biri olduğunu merak ettim..."

Hıçkırıklarım boğazımda düğümlenirken çenesini başımın üzerinde hissedebiliyordum ilk kez biri beni böylesine sarıyordu aynı sahipleniyor gibi.
Ablamı öyle kendini asmış şekilde gördüğümde de beni böyle sarmıştı orda anlamalıydım bende yaralar açan adamın o olmadığını.

"Tuğkan orda seni vurdu..."

Tiz sesimin kulaklarını tırmaladığına emindim ağlamalarımın sebep olduğu burun akıntımı çekmemek için direnirken öksürme sesiyle birbirimizden ayrıldık öksüren Doğandı ve ablamla beraber terasa gelmişti sanırım Zenan kahvaltının hazır olduğunu söylemişti onlara bu yüzden onlarda buraya gelmişlerdi.

Ateşin İzleri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin