22. Bölüm {Kaan&Zehra}

736 47 51
                                    

Umarım beğenirsiniz✨💗lütfen oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın⭐️

Arkadaşlar yeni bi kurguya başlamak istiyorum sizce konusu ne olmalı? Yorumlara görüşlerinizi yazın en çok oy alanı yada aynı konu yazılırsa en çok olanı yazacağım. Belki yazılanlardan seçip birleştirerek de yazabilirim. İsteyen özelden de yazabilir💗✨ görüşlerinizi merak ediyorum🤍⭐️

İyi okumalarr
.
.
.
.
.
.
.
.
Kaan'ın anlatımı ile;
Arabaya binip kemerimi taktığımda az ileride yürüyen Zehrayı gördüm. Bi süre onu izlediğimde arabayla yavaşça yanına yanaştığımda ilk başta kırkarak baktı. Bu canımı biraz sıkmıştı çünkü korkmakta haklıydı.

Bu ülkede kandınların ne çektiğini sadece onlar bilebilirdi. Çoğu zaman hemcinsimden utanıyordum.

Arabanın camını indirdiğimde Zehra derin bi nefes verdi. "Sen miydin? Korktum bende bi an." Dedi. Gülümsedim "Gel seni evine kadar bırakayım. Hava karardı"dedim. "Teşekkür ederim. Ben kendim giderim. Yolunu uzatma bide boşuna." Dedi tatlı bi tavırla. "Yok canım ne uğraşacağım. Arabayla gideceğiz yol uzasa ne olur sanki. Gel hadi. Gerçekten içim rahat etmez. Saat geç oldu." Dedim. Bi süre durdu.

Peki dercesine kafasını salladı ve arabaya bindi.

Yolda giderken ikimizde konuşmuyorduk. Sesizliği bozan ben oldum "Zehra. Evde olanlar için kusura bakma lütfen. Alev kötü niyetle demedi. Öyledir o. Dalgaya alır ger şeyi." Dedim. Bana baktı. "Yok hayır. Ne kusuru Estağfirullah. Anladım zaten kötü niyetli olmadığını. Sevdim de. Alev çok tatlı bi kız. Benim için bi sorun yok. Ben özür dilerim asıl bu kadar rahatsız olacağını bilseydim sormazdım yaşını.    Merak ettim sadece." Dedi. Fazla hızlı konuşmuştu.

"Ben sen rahatsız olursun diye öyle bi tepki verdim. Rahatsız olduğum yok." Dedim net bi şekilde.

Aferin Kaan. Arabadan atsaydın bide kızı Fazla yumuşak oldu bu.

"Anladım." dedi kısık bi sesle. Bir şey demek istiyor gibi duruyordu ama söyleyemiyor gibiydi. "Bi şey mi diyecektin?" Dedim. "Eee şey aslında ben telefon numaranı isteyecektim." Dediğinde şaşkınlığımı gizleyemeyip kalkan kaşlarımla ona baktım. "Yani şey yanlış anlama o anlamda değil tabiki. Yarın beni almaya geleceksin ya. Haberleşiriz diye. Neyse boş ver. Takılma sen bana aklıma gelen her şeyi söylüyorum. Yanlış anlaşılmaya açık bi cümleydi farkındayım." Dedi hızlı ve panik bi şekilde.

Bu haline güldüm. "Bu kadar gerilme insan yemiyorum. Aksine rahat olabilirsin. Alıngan bi insan değilim." Dedim. Elini ona uzattığımda şaşkınca baktı bana. "Telefon?" Dedim. "Ha. Vereyim tabi bir dakika." Dedi. Telefonunu çıkartıp bana verdiğinde bi elimde direksiyonu tutup diğer elimle numaramı girdim. "Eve gidince beni çaldır. Kaydedeyim." Dedi telefonu ona uzatırken. Kafasını salladı sadece.

Evinin önüne geldiğimizde bana döndü . "Teşekkür ederim tekrardan." Dedi samimi bi gülümsemeyle.
Bende ona aynı şekilde bi gülüş sundum "görüşürüz o zaman... Yarın" dedi. Kafamı salladım. "Görüşelim bakalım." Dedim.

Arabadan inip binaya doğru yürüdüğünde onun içeriye girmesi için bekledim. Binanın kapısına gelince durdu. Arkadını dönüp gülümseyerek bana el salladı. Bende bu danışına elimi kaldırıp gülümsemekle yetindim.

Eve girdiğimde ilk işim duş almak oldu. Üstümü giyinip yatağıma girdiğimde annem kapıda belirdi. "Oğlum niye haber vermiyorsun geldiğini?" Dedi çatık kaşlarıyla. Annem yaklaşık bi haftadır benimle kalıyordu. "Yorgunum anne uyuyacağım." Dedim Annem bıkkınlıkla yüzüme bakıp odanın ışığını kapattı ve odadan çıktı. O sırada çalmaya başlayan telefonum ile gece lambasını açtım.

Ateş parçasıWhere stories live. Discover now