28. Bölüm

189 26 2
                                    

"Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok gerildim Kuzey." dedi Arın, telefonun diğer ucundaki sevgilisine. Annesiyle buluşacaktı ve gerilmişti. Biraz rahatlamak adına, Kuzey'i aramıştı.

"Rahatlamaya çalış Arın. Bir şey olmayacak. Annen gayet sakindi. Sen de sakin ol yavrum."

"Bilemiyorum. Keşke sen de orada olabilsen. En azından orada olduğunu bilirsem, daha rahat hissederdim kendimi." dediğinde, Kuzey gülümsedi.

"Bugün buradan çıkamam gibi görünüyor. Annene kaçta buluşacağız demiştin?" diye sordu.

"Saat üçte. Anca sakinleşirim o saate kadar."

"Gerilme bu kadar. Gerilirsen konuşamazsın, konuşamazsan kendini doğru bir şekilde ifade edemezsin." dedi anlayışla. "Ben yine de o saate kadar çıkabilirsem gelmeye çalışırım. Ama sen sakin ol."

"Tamam. Deneyeceğim." dedi ve birkaç saniye suskunluk oldu. "O- o zaman ben bir duş falan alayım." dedi Arın.

"Tamam. Sen duşunu al, rahatla. Çıkmadan önce tekrar ara beni." dediğinde, Arın onayladı ve kapattılar telefonu. Arın duşa giderken, Kuzey hastalarıyla ilgilenmeye başladı.

***
Buluşma saati gelmişti ve Arın annesiyle buluşacağı kafeye gelmişti. İçeri girip bakındığında, annesini aradı gözleri birkaç saniye. Annesini gördü ve yutkunup, yanına doğru yürüdü. Masaya geldiğinde, sandalyeyi çekip oturdu.

"Merhaba. Hoşgeldin." dedi annesi. Arın, başını salladı hafifçe.

"Hoş buldum." dedi. Sanki annesiyle değil de, uzun süredir görüşmediği bir dostuyla görüşüyordu. Garip hissettirmişti aralarındaki mesafe.

"Görüşmeyeli nasılsın oğlum?" diye sordu Meral hanım.

"İyiyim." diyerek, kısaca cevap verdi Arın. "Gördüğün gibiyim işte. İyiyim." dedi. Annesi, başıyla onayladı.

"Evet. İyi görünüyorsun." dedikten sonra, kısa bir sessizlik oldu aralarında. Arın, kendini çok garip hissediyordu. Annesiyle görüşüyor gibi değildi hiç.

"Eee?" dedi sabırsızca. "Neden görüşmek istedin benimle?" diye sordu annesine.

"Bir aydır sesin çıkmıyordu. Neredesin ne yapıyorsun merak ettim." diye cevapladı annesi.

"Gördüğün gibi idare ediyorum. En azından etrafımda hasta olduğumu düşünen insanlar yok." dedi 'hasta' kelimesine vurgu yaparak.

"Hakkında böyle düşünerek sana haksızlık ettik evet. Ama bizi de anla Arın! Ailemizi biliyorsun. Bu duyulursa zor durumda kalırız." dediğinde, Arın alayla güldü. En azından belki birazcık pişman olduklarını düşünmüştü ama hiç öyle bir belirti bile yoktu.

"Tamam işte. Artık beni yok sayın. Böylece zor durumda da kalmazsınız." dedi ve masadan kalktı. "Buraya gelirken, belki özür dilersin diye gelmiştim. Belki birazcık da olsa, pişman olduğunu düşünmüştüm. Ama sizin tek düşündüğünüz itibarınız. Anne ben eşcinselim. Katil, sapık ya da hırsız değilim. Suç işlemedim. Olduğum gibiyim. Bunu kabul edemiyorsanız, bu sizin sorununuz." dedi ve iki elini masaya koyup, annesine doğru eğildi.

"Eğer bu düşünceniz değişmezse beni aramayın. Gerçekten istemiyorum. Silin beni." dedi ve kafeden çıktı. Gözleri dolmuştu. Dokunsalar ağlayacaktı.

Etrafa taksi için bakınırken, karşısında Kuzey'i gördü. Onu görür görmez, hemen sarıldı sevdiği bedene. Kuzey'de onun bedenini sardı. Bir elini, Arın'ın saçlarına çıkarıp, şefkatle okşamaya başladı.

"Üzülme." dedi yumuşak bir sesle. "Ben yanındayım."

"Elimde değil. Biraz ağlarım, geçer." dedi Arın kırık çıkan sesiyle.

"Hadi gidelim buradan." dedi Kuzey ve Arın'ı kolunun altına alıp, arabaya götürdü. Arabaya binip, eve doğru yola çıktılar. Bu durumdan kendini sorumlu tutuyordu Kuzey. Annesi geldiğinde Arın'ı hiç aramaması gerektiğini düşünüyordu.

"Seni hiç aramamalıydım. Kendimi sorumlu tutuyorum. Ağlama lütfen." dedi, elini Arın'ın elinin üstüne koyarak. Bir yandan da yola bakıyordu.

Arın, elinin üstündeki eli, boştaki eliyle tutup, sıktı hafifçe.

"Bu olacaktı zaten. Senin suçun yok. Lütfen kendini sorumlu hissetme."

"Ağlama ama sende. İçim parçalanıyor seni böyle görünce." dedi Kuzey. Arın, en azından sevgilisinin yanında olduğuna seviniyordu. Başını, Kuzey'in omuzuna koydu.

"Tamam. Senin için denerim. Yeter ki üzülme." dedi başı sevgilisinin omuzundayken. Kuzey, gözlerini anlık olarak yoldan çekip, sevgilisinin saçlarının arasına öpücük bırakıp, yola devam etti.

Ne olursa olsun Arın'ı mutlu edecek, onunla mutlu olacaktı. Bunu hakediyorlardı.

Yorumlarınızı bekliyorum ❤️

TWITCH (BxB)Where stories live. Discover now