Yüzleştikten sonra part 8

548 25 4
                                    

Herkese merhabalar uzun süre sonra tekrar burdayım kendimde güç bulduğum zaman yazıyorum ve sizleri bekletmek istemiyorum. Umarım daha güzel bölümlerle tekrar gelirim. Dizide affedildiğimize göre eski enerjime dönebilirim. Ve bence toyumuz bir aksilik çıkmazsa yakındır ama senaristlere haykırmak istediğim bir durum var ben çifte toy istoyordummmm. orhol ve algonun neden o kadar düşlettiniz bana neyse tekrardan sitemimi kısa tutarak bölüme geçmek istiyorum ve sizden de bir isteğim var haberiniz vardır diye tahmin ediyorum ama hatırlatmak da bir sorun olmaz. İnsatagram da Faruk Aran' ın hesabı spam altında elimizden geldiğince yardım edelim. İnstagramı olanlar küçük harflerle son attığı posta "dört kelimelik destek yorumu" atabilirmi acaba?

____________________________________________

Vazife bitip de saraya geldiklerinde uzun uzadıya konuşulmuş, siyasi görüşmeler yapılmıştı. Kayı boyundan olan Gündüz bey, Osman bey ile birlik içinde olmayı seçmişti. Kendi kanından başka birbirlerine sahip çıkacak kimse yoktu. Şehzadeler sevdiceklerini göndermek zorunda kalmışlardı. Gonca'nın biraz daha bu sarayda kalması sınırları zorlayacaktı, vazifesi bitende Alaeddin beye haber bile vermeden uç pazara dönmüştü. Yüreğindeki sızıyla dönmüştü, o sızıdan Alaeddin beye de pay düşmüştü elbet. Ne edeceklerini bilmez, nasıl düşüneceklerine hesap edemezlerdi. Sahi ne hale gelmişlerdi,  hileci hatun ve medreseli olarak başlayan bu sevda ne vakit bu kadar zorlaşmıştı. Ama sevdayı güzel eden de bu değil miydi? O meşakkatli yollardan geçince arzularımıza kavuşmak.  Her ne kadar sabır etselerde takatleri kalmamıştı. Orhan bey ve Holofira ise daha da yıpranmaya başlayacaklardı. Orhan ile vedasından sonra teyzesinin yanına gitmişti kararını vermişti lakin bu kararı teyzesine de bildirmesi gerekirdi. Yenişehirden giderken ardında Orhanı bırakmıştı, kavuşacaz umuduyla nerden bilecekti sarayda bıraktığı sevdiceğinin yüreğini ateşe vereceklerini, nerden bilecekti daha kendisi kavuşamadan sevdasından fedakarlık etmesi gerekeceğini, nerden bilecekti imkansıza yürüdüklerini...

         

------------------------------------------------------------------

Yenişehir sarayında Kayı hanesi sofrada toparlanmış  yemek yerlerdi. Herkes hoşnut görünürdü. Şehzadeler ise yürek yangınları eşliğinde, sessiz sedasız yemek yerdi. Osman bey söze girdiğinde herkes ona döndü.

- Hamdolsun bizleri bu sofrada toparlayan rabbime. Yüce rabbim çetin imtihanlardan geçirir eh ama her karanlığım sonunda şafak söker. Kayı boyundan Hayme ananın istediği gibi yıllar sonra tekrardan bir aradayız.

Herkes sevecen tavırla karşılık vermişti Osman beye. Lakin Bala hatunun yüreğinde olan sıkıntı geçmez olmuştu, makul bir açıklamalarıda vardı ancak Elçim hatun ve Ayça hakkında olan olaya hâlâ şaşıp kalırdı. Malhun hatun ise bey kızı her şeye omuz gerer diyerek durumu kabullenmişti. Bu sefer Gündüz bey söze girince kulaklar ona verilmişti.

- Ne de güzel dersin Osman bey iki beyliğin toplanması pek eyi oldu. Ben derim ki bu birliktelik baki olsun. Herkes Gündüz beyin kelamında bir mana arardı. Şehzadeler ise birbirine bakıp anlamlandırmaya çalışırdı.
Osman bey, Gündüz beyden açık konuşmasını isteyince Gündüz bey hiç tereddüt etmeden isteğini dile getirdi.

- Ben güçlü bur beyim Osman bey, bir itibarım, gururum var. İmdi senin yanında olmayı kabul ettim lakin diğer taraf benim, senin buyruğun altına girdiğimi kafalarına koyacaklar. Bilirim böyle bir şeye asla müsade etmezsin lakin gözler ne görürse onu bilir. Osman bey beklemeyerek konuştu.

- Ne diyeceksen açık açık konuşasın Gündüz bey.

- Derim ki bu birlikteliğimizi toy ile taçlandıralım. Kızım Elçim ile büyük şehzaden Orhan beyin evlenmesini isterim. Orhan ve Alaeddinin gözleri dehşet içinde buldu birbirlerini. Malhun Hatun bile şaşırmış ve kaygılanmıştı bu olanlara. Osman bey ise kendi içinde Gündüz beyin kelamlarını sindirmeye çalışırdı.

Orhan kalkıp etrafı yakıp yıkmak istesede Babasının ağzından çıkacak lafları bir umut eşliğinde bekledi gözleri kızarır öfkesinden sıktığı eli uyuşmaya başlamıştı. Osman bey sonunda cevapladı.

- Ettiğin kelamlar büyüktür Gündüz bey burada mevzu bahis iki gencin istikbalidir. Evvela kendi hanem ile bir konuşayım sende kendi hanen ile konuşasın anı bir karar vermeyesin.

- Benim hanemde benden sonra beyliğime sahip çıkacak bir varisim yoktur. Şehit oğlumun emanetinden ve kızımdan başka kimsemde yoktur. Eğer bu evliliği kabul ederseniz iki obanın selametini destekleyeceksiniz.

Kimsenin ağzından tek kelam çıkmadı. Elçim hatun bilirdi Orhan beyin sevdalısı olduğunu bunu bile bile kabul edecek değildi. Ama söz konusu birliktelik olunca bir şey diyemedi babası ile sonra konuşacaktı bu konuyu.

Orhan beyin ise o laflar hançer misali yüreğine saplanmıştı. Öfkeden kan çanağına dönen gözlerinden ateş gibi gözyaşı aktı yüzünden aşağı doğru. İmdi ne edecem dedi kendi kendine. Her türlü cenkten çıkardı ya bu, bu cenkten nasıl çıkacaktı nası huzura kavuşacaktı?

                                      ***

  Akşam konuşulanlardan sonra Orhan bey odasına gidip uzun uzun düşündü. Sadece adını bildiği bir hatun ile evlenmesi istenirdi  dahasına da lüzum yoktu gerçi ama anlamazdı babasının onu böyle bir cendereye atacağını. Kendi ailesi, kendi sevdikleri tarafından en sevdiğinden vazgeçmesi istenirdi. Nasıl yapardı bunu? Gönlünün en hassas yerine koymuştu holofirayı nasıl oranın sahibinden vazgeçerdi? Hayatta hiçbir şey bu kadar ağır gelmemişti lakin istenilen şey ise "devlet" devletin istikbali, devletin var olma savaşı, bu savaşta nice küffarın kellesini almayı düşlerdi, sevdiğinden vazgeçmeyi değil. Uzun uzun sarayın koridorunda dolaştıktan sonra dışarıda kardeşini buldu. Alaeddin Ali'yi. Her daim sırdaşı, yoldaşı olan kardeşinin yanına gitti zira başka bir destekçisi, anlayanı yoktu. Alaeddin düşüncelerinden sıyrılıp yanına gelen ağabeyine döndü.

- Ağabeyim günün aydın olsun, eyisin ya. Orhan çardakta Alaeddin'in yanına oturarak kafasını salladı.

- Nasıl eyi olayım ha gardaş? Sen olsan ne yapardın, ne hissederdin? Çünkü ben hayal kırıklığından başka bir şey hissetmezim.

- Ne desem bilemem ağabey ben ne ederdim onu da bilmezim tek bildiğim çetin bir imtihan olduğu. Eğer bu kadar zorluk çıkmasa imdiye dek sevdiklerimize kavuşmuştuk. Alaeddin hayal kırıklığı ile konuştu.

- Sen Gonca hatunla konuştun mu? Orhan'ın sorusu Alaeddin'i tekrar düşünceye sürükledi. "Ne konuşucam ağabey bi kelam bile etmeden çekip gitti. En başa dönüyoruz kaçıyor sürekli benden"   Orhan, Alaeddin'in söylediklerine buruk bir tebessüm yerleştirdi. Alaeddin o gülüşün arkasındaki hayal kırıklığını gördü. "Ah ağabey ah sevdiklerimiz ile çifte toy düşlerdik. Osman beyin şehzadelerine yaraşır bir toy. Sahi biz ne vakit bu günlere geldik?"   Alaeddin ağabeyine her ne kadar  destek vermek istesede o cendereden çıkmayacaktı. Devlet için sevdiğinden vaz geçip başka bir hatun ile evlenmesi istenirdi. Koca bir orduyu def etmesini isteseler sesisini çıkartmazdı, çıkacak tek şey kınından çıkan pusat olurdu. Lakin o mesele bambaşkaydı. Avluya çıkan asıl olan Elçim hatun ile Orhan içinden sabır çekti Alaeddin gitmeye yeltensede Orhan onu tutarak beni yalnız bırakma der gibi baktı. Alaeddin biraz geriye çekilerek ağabeyinin yanında yer aldı.

- Hayırlı sabahlar Orhan bey, Alaeddin bey.  Elcim hatun, Orhan beye yönelerek konuşmaya başladı. " Dün olanlar ile ilgili hiçbir alakam yoktu. Babamın böyle bir şey edeceğini tahmin etmezdim lakin bilmenizi isterim yüreğinde başka bir hatunun sevdasını taşıyan bir bey ile evlilik düşleyecek biri değilim." Orhan yüreğinden büyük bir yük kalktı sanmıştı.

- O halde bu evliliğe karşı çıkacaksınız ha. İmdi kendiniz söylediniz sevmediğiniz, tanımadığınız biri ile evlenmeyi de istemezsiniz öyle değil mi.

- Benim buna karşı gelmeye haddim yoktur Orhan bey. Bir moğol belası ile uçlara geldik obama bir ataş düştü. Elbette sizi de zor durumda bırakmak istemezdim lakin devlet için derler daha yeni yıkımdan ayağa kalkan obam için derler. Ben bu isteğe karşı çıkamam gururumu yenmem gerekse de o masumların canını tekrar tehlikeye atamam. Buna mecburuz iki kayı birleşmeli amma elbette son söz senin kelamındadır Orhan bey.






Karşınıza biraz orhol'un bulunduğu durum ağırlıklı ve kısa bir bölüm ile geldim. Şu sıralar okuduğum bölümüm çok ağır ve ilerleyen zamanlarda da ağrılaşmaya devam edecek elimden geldiği kadar bölümü erken atıcam. Kendinize iyi bakın 💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ORHOL VE ALGON HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin