Final

4.2K 728 508
                                    

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Bir kurgunun daha sonuna geldik. Son kez iyi okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Siktiğimin hasta ruhlu homofobiği!" diye kükredi Taehyung. "Hasta olan ben miyim, yoksa sizler mi? Bir parazitten öte değilsiniz, hastalıklı varlıklarsınız. Erkek erkekten nasıl hoşlanabilir?!"

"Bence sen de gizli bir eşcinselsin ve kendine bunu yediremediğin için bu kadar gocunup kuduruyorsun. Sana tavsiye, önce insan olmayı öğren. Sessiz ve sakin biri gibi göründüğün, gerçek anlamda iyi biri olduğunu düşünmemi sağladığın için kendime kızıyorum şu an. Siktiğimin piçi, o çocuğu aşağıya attığında eline ne geçti!"

"Bir pislik, bir hastalıklı ruh, bir parazit ortadan kalktı. Siz de onun gibisiniz ve şimdi sizi de onun peşinden yollayacağım." diyerek canice güldüğünde gözlerindeki o zalim, canavar bakışı kanımı dondurdu.

"Sen psikopatın tekisin! Tedaviye ihtiyacın var senin!" diye kükredi Taehyung. Elindeki baltayı almak için ona doğru hamle yapacağı sırada Jichang kanlar damlayan baltayı havaya kaldırınca panikle Taehyung'un bileğinden tutup onu geriye doğru çektim.

Taehyung beni arkasına alıp korumacı bir şekilde önümde dururken, Jichang keyifle kahkaha attı. "Bir kere bile senin için oy kullanmadığıma o kadar pişmanım ki..." dedim içimi büsbütün dolduran korkuyu bastırmaya çalışan öfkemle.

Karşımda arkadaşımın katili duruyordu. "Sen pislik bir katilin tekisin. Diğerleri değil, ölmeyi en çok sen hak ediyordun!" diye bağırdığımda gözleri kısıldı ve havaya doğrulttuğu baltayı dalga geçer gibi bir ifadeyle sağa sola sallayıp indirdi.

"Sen vicdansız, cani bir canavarın tekisin!" Hıncımı alamamış gibi bağırmaya devam ettiğimde başını geriye yatırarak kahkaha attı. Histerik gülüşü tüylerimi diken diken ederken midemi bulandırdı.

Başını geri doğrulttuğunda yüzündeki sahte gülüşü silindi ve gözlerine zalim bir bakış yerleşti. "Seni de çok sevdiğin arkadaşın gibi aşağıya mı atsam?" dediğinde hıçkırdım. "Asla izin vermem buna!" diye kükredi Taehyung. "Sıkıyorsa gel, elindekine güvenme seni şerefsiz herif. Ben ne arkası dönükken, tüm savunmasızlığıyla seni görmezken ittiğin Woobin'e, ne de Yoona'ya benzerim. O baltayla beynini akıtıp senin gibi katil olmak zorunda bıraktırma beni, zorunda kalırsam yaparım!"

"Siz zaten katilsiniz ki. Hepiniz bu oyunu oynarken birilerinin öleceğini bile bile oy kullanmadınız mı? Bizzat birilerini gidip öldürmeseniz de oy kullanarak ölüme ittiniz. Hiçbir farkı yok." dedi Jichang.

"Sen şaka mısın? Bu oyunu yaşamamızın asıl sebebi sendin! Sen Woobin'i aşağıya itip ölümüne yol açmasaydın bu oyunu asla oynamayacaktık! Onu kimin ittiğini, ölüme gönderdiğini bulmak istediği için bu oyunu başlattı! Herkes, onun ölürken hissettiği o acıyı hissetsin istedi! Ama asıl amacı kendi katilini bulmaktı!" diye bağırarak üstüne yürümek ister gibi ilerlediğimde Taehyung kollarını iki yanında açıp beni arkasında tutabilmek için durdurdu ve iki adımdan öteye ilerlememe izin vermedi.

Jichang yine yapmacık bir şekilde gülerken, baltayı çevirerek omzuna dayadı ve dudaklarını büzerek ıslık çaldı. "Pekâlâ, şu durumda ağlamam mı gerekiyor? Diz çöküp Woobin'ciğin beni affetmesi için yalvarmam gereken sahne mi burası yoksa?" dedi ve ağlıyor gibi numara yapıp sonra da sırıttı.

"Sen gerçekten ruh hastasısın..." diye fısıldadığımda gözleri kısıldı. "O hasta zihniyetli ölmeyi hak ediyordu, bir çürük eksildi işte dünyadan. Oyununu burada sonlandırıyorum, sizlerde gebereceksiniz!" diyerek baltayı indirip aramızdaki birkaç adımlık mesafeyi üstümüze doğru koşarak kapatırken, baltayı havaya kaldırdı. Çığlık atarken, Taehyung beni bileğimden tutup geriye doğru iterek bir-iki adım gerilememi sağladı.

DANGEROUSLY AND DEADLY • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now