7

3.7K 684 618
                                    

Haiii ben geldiim! 

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

İşittiğim tıkırtı sesleriyle gözlerimi açıp masaya yasladığım yüzümü kollarıma abanarak kaldırdım. Taehyung yan sıramda masasına tıpkı benim gibi başını yaslamış bir şekilde uyuyordu ve sınıfta yalnızca ikimiz vardık.

Herkes bu kez gerçek anlamda dinlenmek için ayrı sınıflara dağılmıştı. Tüm bu olanlardan sonra uyumak gerçekten zordu, gözbebeklerim sızlıyor olsa bile uyku tutmamıştı.

Tam dalacak gibi olduğumda işittiğim tıkırtı sesiyle başımı kaldırmıştım. Sınıfın içinde bakışlarımı gezdirdiğimde, kapalı kapı yavaşça aralandı.

Elimle kalbimi tutarak derin bir nefes çektim içime. Ardından yavaşça ayağa kalktım ve sessiz adımlarla aralık kapıya yöneldim.

Kapıdan çıkacağım sırada duraksayıp başımı çevirerek Taehyung'u kontrol ettim. Uyuyordu. 

Önüme dönüp kapıyı yavaşça parmak uçlarımla itip iyice açarken dışarıya çıktım. Sağa ve sola bakıp koridoru kontrol ettim. Kimse yoktu. Etraf sessizdi.

Tam o sırada merdivenlerin olduğu bölümde bir gölge dikkatimi çektiğinde korkudan dizlerim titrese bile o yöne ilerledim. Mafya oyunu için yeni bir oylama yapmamız istenmemişti. Belki de sonuncu mafyayı da bulmuştuk ve şimdi sıra polise geçmiş olabilirdi. Sanırım bunun için de bir duyuru alabilirdik, bekleyip görecektik bunu.

11 kişi kalmıştık geriye. 22 kişi geldiğimiz gecenin ertesi sabahında, şu anda 11 kişiydik. 11 kişi ölmüştü, hepsi de gözlerimizin önünde gerçekleşmişti.

Gölge yangın merdivenlerine yöneldiğinde beklemeden onu takip ettim sessizce. Arkama bakına bakına korka korka ilerledim.

Yangın merdivenlerinde çatı katına kadar çıktım. Çatıya açılan kapının açık olduğunu fark ettim. Gölgeyi artık göremesem de kapıyı iterek yavaşça açtığımda etrafa bakındım.

Benden başka kimse yoktu çatıda. "Lütfen bizi serbest bırak. 11 arkadaşımız öldü, amacın ne? Ne istiyorsun bilmiyorum ama ben ve arkadaşlarım masumuz. İyi insanlarız, kötülük yapmadık..."

Gölgenin sahibi olan o hayaletin beni duyabileceği ümidiyle konuştum. "Seninle irtibat kurmama izin ver, lütfen benimle iletişim kur. Bu oyunu bitirmek istiyoruz. Çok fazla kişiyi kaybettik. Kurtulmak istiyorum... Lütfen gitmemize izin ver."

Duvarda gördüğüm gölge yanımdan hışımla geçerek köşedeki duvara çıktı. O silüet bir insan bedenine dönüşürken görüntüsü puslu bir hal aldı.

"Yapamam, hâlâ beni aşağıya atan kişiyi bulamadım. Ve onu bulmadan gerekirse herkes tek tek ölecek Jungkook."

Woobin'in sesini işittiğimde hıçkırarak yanına koştum. "Aman Tanrım, Woobin, sensin..." Ona sarılmak için uzandığımda biraz daha sol köşeye doğru kaydı silinik görünen bedeni.

Her an aşağıya atlamaya hazır gibi duvarın tepesine çıkmış duruyordu. Woobin, çok üzgünüm. Bunun olmasını asla istemedim. Ben... Ben yetişemedim..." diye hıçkıra hıçkıra ağladım. "Ben polise bildirdim, birini çatı katında gördüğümü söyledim ama görüntü bulamadılar ve benim ifadem havada kaldı... Benden başka o kişiyi kimse görmemişti çünkü ve ben de yüzünü göremedim, çok özür dilerim..."

Döndü ve yüzünü görmeme izin verdi. Bedeni daha da parlak bir hâl alsa da, ona sarılmaya yeltendiğimde temas edemedim. Ellerim bedeni içerisinden geçip kayıp gitti.

DANGEROUSLY AND DEADLY • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin