15- Gerçek Seok

102 18 3
                                    

Klasik bir okul gününü daha yarılamıştık, öğle teneffüsünde oturuyorduk yemekhanede bütün ekip ile birlikte. Okuldaki maçlar sayesinde kazandığım ün sonucu arada yanımıza oturmak isteyen kızlar oluyordu fakat sebepsiz bir şekilde bugün yanımıza hiç kimse gelmemişti. Veya hiç kimseden ben öylesine yürürken bile "Yoongi-ssi, sana aşığım!" diye bir teklif almamıştım. Bu garipti, okulda garip bir sessizlik vardı herkesin kendi arasında bir şeyi konuşması dışında. Hoseok bile yoktu, bugün hiç gözüme görünmemişti. Belki de ondan istediğim bu şeyden son anda vazgeçmişti ve onun yerine okula gelmemeyi tercih etmişti. Bu düşünceyle beraber dudağımın kenarı alayvari bir tavırla yukarı kıvrıldı. Her zamanki gibi korkak davranıyordu, onda bunu yapabilecek cesaretin olduğuna inanmak benim hatamdı.

Arkadaşlarımın kendi aralarındaki konuşmaları eşliğinde Taehyung'a aldırdığım sıcak çikolata dolu pet bardağı dudaklarıma çektim ve sıcak olduğu için küçük bir yudum aldım. Hafiften ılımaya başlamasına rağmen dilimi yaktığı için yüzümü acıyla buruşturdum, bardağı geri yerine bıraktım. Bir nefes verirken bana bu sıcak çikolatayı aldıktan sonra ortadan ışık hızında kaybolan ve şimdi "Çocuklar!" diye bin bir hevesle yanımıza ulaşan Taehyung'a çevirdim bakışlarımı. Diğerleri de konuşmayı kesip ona dönmüştü. Biz ona ne olduğunu sormadan o boş kalan yanıma oturdu ve kesik kesik aldığı nefesleri eşliğinde konuştu. "Okula yeni bir çocuk geldi diyorlar. Ben görmedim ama kızıl saçları ve vahşi bakan bir yüzü varmış. Yüz tipi Hoseok'a benziyor diyorlar ama herkes onu kız olarak bildiği için ikizi olduğunu düşünülüyor herkes tarafından."

Sonunda lafını bitirdiğinde başını masaya yasladı. Zaten koşarak gelmişken bir de hızlı hızlı konuşarak durumu anlatmaya çalışmıştı. Bir elimi onun omzuna yerleştirip sıvazlarken geriye yaslandım. Taehyung'un okuldaki her bir olaydan haberi olur ve biz ilgilenmesek dahi bize yetiştirirdi ama bu seferki konu hepimizin ilgisini çekmişti. Demek öğlene kadar yanımıza gelememesinin en büyük nedeni herkesin etrafında dolanmasıydı. Eh, tabii, okulda bir kere ünlenirsen seni asla bırakmazlar. Ama kız görünümlüyken herkes ona hayran olmasına rağmen yanına pek gelen yoktu ve şimdi erkek olduğu için bütün kızlar peşinde olmalıydı. Hayat cinsiyetlere karşı gerçekten çok ayrımcı davranıyordu.

Fakat anlamlandıramadığım bir şey vardı ki, o da neden bir anda popüler olduğuydu. Sonuçta okula yeni gelen bir sürü kişi oluyordu ve insanlar takmıyordu, normal karşılıyordu. Şimdi onun peşinde dolanmalarının bir nedeni olmalıydı.

Taehyung başını kaldırdığında bir yere odaklandı ve "İşte, o olmalı!" dedi. Hepimiz gösterdiği yere baktığımızda etrafta dolanan kızlardan doğru dürüst bir şey göremiyordum. Tek görebildiğim ortada birisinin olduğu ve yanındaki bir başka kişinin de kızları ondan uzaklaştırmaya çalıştığıydı. Gözlerimi kısarak dikkatlice bakmaya çalıştığımda kızları uzaklaştırma derdinde olan kişinin Jimin olduğunu fark ettim. Yani yanındaki yüzde yüz Hoseok olmalıydı. İşte şimdi onu gerçekten görebilecektim; dışarıda benimle buluştuğu halinden daha farklı birisi gibi olmalıydı.

Sonunda ortadaki kişileri kenara iterek görünür hale geldiğinde üzerini düzeltti ve ben de onu net olarak görebildim. Geriye taranmaya çalışılsa dahi önüne düşen kızıl tutamları, her zamankinin aksine daha sert bakan badem gözleri, şekilli burnu ve kalp dudakları ile Jung Hoseok'tu bu. Okul formasının üzerine taktığı kravatını bunalmışçasına çekiştirdiğinde gördüm gömleğinin kollarını sıvadığını. Diğeri ise cebinde öylece duruyordu. Bu her zaman gördüğümüz o insan değildi, sanki gerçekten de yerine ikizini koymuş gibiydi. Bir an buna inanmak üzereydim ki buluşan gözlerimiz eşliğinde gülen gözlerini gördüğümde bu teorim de düştü. O gerçekten Hoseok, hatta tam adıyla Jung Hoseok'tu.

I'm A Boy! / Sope - Texting Olması PlanlanıyorWhere stories live. Discover now