5- Karar

304 42 22
                                    

Kantinde otururken onu bekliyordum. Gergindim, o kadar gergindim ki elimdeki kutu meyve suyunun pipetini dişliyordum. Etrafta gezinen insanlar birazdan olacaklardan habersizdi. Aşık olduğum adam uğruna kendimi rezil edecektim. İnsanlar gerçek beni göreceklerdi, belki de benimle alay edeceklerdi. Artık erkek olduğumu herkes bilecekti. Benimle ilgili aynı düşüneceler miydi? Aynı duyguları taşıyacaklar mıydı? Sırf sevdiği adam ona kalbini versin diye cinsiyet değiştiren iğrenç bir ibne mi olduğumu düşüneceklerdi? Hayat buydu, olasılıklar çoktu. Filmlerde veya kitaplardaki gibi insanlar homofobikliklerini bir kenara atıp beni, bizi kabul etsinler diye dua edebilirdim.

Etrafa baygın bakan zeytinleri bakış açıma girdiğinde yerimde doğruldum. Dişlerimi sıktım, pipet iyice büzülmüştü. Aniden ağzıma dolan portakal tadıyla irkilip bakışlarımı meyve suyuna çevirdim. Stresten elimde sıkmıştım. Pipet boşluğundan elime birkaç turuncu damla yayılıyordu. Her zaman cebimde üç adet peçete taşırdım, hazırlıklıydım. Elimi siyah kapüşonlumun cebine sokarak peçeteleri tuttum, sallayarak birini diğerlerinden ayırdım. Peçeteyi karanlık yerden aydınlığa ulaştırarak elime bulaşan ve meyve suyu kutusundan akmaya devam eden turuncu lekelerin peçeteyi kirletmesine izin verdim. Temizlenen elimle birlikte peçeteyi buruşturdum ancak elim yine de kertenkelelerin elleri gibi yapış yapış ve kirliydi.

"Islak mendil?" sorusunu yönelterek önüme beyaz bir ıslak mendil uzattı birisi. Başımı o yöne çevirmeden bir teşekkür mırıldanıp ıslak mendili aldım ve elimdeki bitmeye yakın kutuyu masanın üzerine koyarak ellerimi sildim. Yanıma oturup ben taraftaki elini bacağım üzerine koydu, okşadı. Yüzümü buruşturdum, yine her zamanki gibi beni rahatsız edecek birisi olmalıydı. Elini henüz buruşturmadığım ıslak mendille tutarak ittirdim. Karşı taraftan bir gülme işitirken ıslak mendili buruşturup masanın üzerine koydum. Başımı ondan yana çevirdiğimde o kişinin en yakınım olan Jimin olduğunu gördüm. Küçük ellerinden anlamam gerekiyordu. "Ah, sen miydin?" Başıyla onayladı. Gözleri kısıktı, hala onu tanıyamadığım için gülüyordu.

Gülmesini durdurduğunda geriye doru yaslandı, bir kolunu sırtımı yasladığım yere koydu. "Superman'in olarak seni kurtarmaya geldim." Teşekkür etmek üzereyken Yoongi'yle göz göze geldim. Ne zamandır bana bakıyordu hiçbir fikrim yoktu ancak yüzündeki ifadeden çıkmamı beklediğini anlayabiliyordum. Jimin'e döndüm, o da benden bir cevap bekliyordu. Yutkunarak önümdeki büzük meyve suyu kutusuna baktım. Kararım ne olmalıydı? Jimin'in beni kurtarmasına izin mi vermeliydim yoksa Yoongi için kendimi rezil etmeyi göze mi almalıydım?



~💕🛌🏼🏇🏼💕~



Ne yapmalı ki bu Hoşik?

I'm A Boy! / Sope - Texting Olması PlanlanıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin