8.BÖLÜM - TİK TAK, TİK TAK

4.4K 302 193
                                    

Sen yaz saati uygulaması ben kış saati
Ortak bir takvimimiz bile olmadı
Seni bir saat ileri almışlar
Beni bir saat geri
Bu zamanlar yoksa bize düşman mı?

Bilinmeyen saat uygulaması- Cüneyt Ergün

♥️⛓️🖤

Çünkü şuan tam karşımda bana acımasız gözlerle bakıp, titremeyen elleriyle  silah doğrultmuş, tehditkâr 3 peperonni üyesi duruyordu. 

♧♧♧

Değişim kaçınılmazdı elbet.

Fakat bu sefer yalnızca benim için değil. Ben değişirken herkesin aynı kalacağını varsaymıştım. Ama görüyorum ki, iyiler kötü, kötüler daha kötü oluyor.  Herkesin kendini savunma yöntemleri farklılaşıyor. Ben kediyken, aslan olmak istemiştim. Ama aslanların da kendi itibarını koruyacağını akıl edemedim.

Öyle ki kendi küçük kafesimi basmaları benim için beklenmedikti.

Karşımda üç peperonni üyesi. Bana silah doğrultmuşlar, beni vuracaklar mı? Başlarında tanıdık bir yüz gördüm. Evimize daha önce de uğramışlığı vardı onun. Ama önceki seferlerde ben genellikle ona ne içersin? Ne yersin? diye sorardım.  Ama şimdi,
-Beni vuracak mısın Austin Seller, diye değişti sorum.

Onu en son Ronni salonumda toplanmışken görmüştüm. Ve sabahında ise, Harvey bana yaralandığını söylemişti.

Pek değişmemişti ama Austin. Yüzü kırık beyaz rengindeydi. Gözlerinin çevresine baktım. Morluklar veya halkalar yoktu. Masmavi gözleri gökyüzü kadar cüretkârca sergiliyordu kendini.

Sarı saçlarını yeni tıraş etmiş. Uzun boyu ve ekiptekilere göre daha zayıf olan fiziğinden ne kilo eksilmiş ne de eklenmiş.

Sağında ve solunda duran iki adamı tanımıyordum. Ama onlarda Hazar yaşında duruyordu. İkisi de siyah paraşüt pantolon ve tişört giymiş ama bacaklarında, belinde, kollarında silahlar, cepler, anlam veremediğim bir kaç ıvırz zıvırlar doluydu.

Austin ise lacivert takım elbise giymişti.

-Ben çaresiz bir kadınım Austin, dulum, silahsızım, cahilim. Bana gücün yeter değil mi?

Kendime uydurduğum bu betimlemeleri iğneleyerek söylediğimin farkına varıp, kendi silahını indirip beline koydu.

-Acaba Harvey bu günlerin geleceğini hiç hayal edermiydi? Beni kötülüklerden korumaya çalışırken asıl kötünün burnumuzun dibinde olduğunu tahmin eder miydi?

-Biz kötü değiliz, dedi kulağa melodi gibi gelen sesiyle.

O ilginç aksanını duymayalı uzun zaman olmuştu. Şu ince ve keskin suratını, lekesiz ve yara izsiz tenini biraz olsun acıya bulandırmak istiyordum.

-Senelerce yöneticiliğini yaptığı ve en sonunda canını verdiği işi kalkmış karsının evini silahlarla basıyor. Acınası.
Ama sizin için mi benim için mi tartışılır. 

Austin silahları indirmeleri için emir verdikten sonra,
-Buraya sadece anlaşma için geldik, dedi.

-Ne anlaşmaşı?

Hazardan öğrendiğimi saklayacaktım.

-Emir ve senin ne peşinde olduğunu biliyoruz.

-Ne peşindeymişiz?

-İntikam.

-Ah -diyerek yüzümü memnuniyetle doldurdum- Başkasından duymak gururumu daha çok kabartıyor.

KAN KADER (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin