-5-

2.1K 160 76
                                    

Merhabaaa. Uzun hataa upuuuzun bir aradan sonra döndüm. Kendimi toparladım, kurguyu bir şekilde düzenleyip geri geldim. Ne kadarda özlemişim aptal herifimi! Çoğu kişi çoktan kütüphanesinden kaldırmıştır hikayeyi ama benimle olanlarınız varsa, sabrınız için teşekkürler. İyi okumalar!



28 Haziran

Bir kaç saatlik yolculuktan sonra Fransa'daydık. Saat 20.30'du. Ve Louis hala burada olduğumuzu bilmiyordu. Harry ile bir geceliğine otelde kalmaya karar vermiştik. Yarın erkenden eve gidip sürpriz yapabilirdik. Burada olduğum için mutluydum. Kocamın yanında olup ona destek olabilecektim. Tabi anneminde... Onu gerçekten merak ediyordum. Ne halde olduğunu bilmiyordum. Ve şu bir gerçekti ki onu özlemiştim. Ondan uzun zamandır bir haber alamıyordum. En son doğum günümde bana bir mektup yazmıştı. O da aylar önceydi. Onun dışında elimde hiçbir şey yoktu. Beni aramamıştı. Bende onu. Ve bugünden sonra neler değişir, hiç bir fikrim yok. Herşeyin düzelmesini umuyorum. Gerçekten. Artık annemin tüm bu inatçılığından vazgeçmesini istiyorum.

Harry, geldiğimizden beri uyuyordu. Bende kendimi yorgun hissettiğim için yatacağım. Ve yatmadan önce bir kaç cümle yazmak istedim.

Defterimi ve kalemimi çantama attım. Ardından yatağa uzanıp gözlerimi tavana diktim. Harry, yanımdaki yatakta huzurlu bir şekilde uyuyordu. Ama kendim içim aynı şeyi söyleyemeyecektim. İki gündür rahat bir şekilde uyuyamıyordum. Bugün Louis ile sadece birkaç dakika görüşebilmiştik. O da yola çıkmadan önceydi. Babasıyla ilgili bana herhangi birşey söylemiyordu. Birşeyler öğrendiği belliydi. Ama bana tek kelime etmiyordu. Bebeğimizin ve benim iyi olup olmadığımı sorarak geçiştiriyordu. Burada olduğumu gördüğünde vereceği tepkiyi gerçekten merak ediyordum. Beni kovmazdı değil mi?

**

"Hey güzellik."

Saçlarımın arasında hissettiğim parmaklarla gözlerimi araladım. Gördüğüm ilk şey, saçları dağılmış bir Harry'di. Yatağımda oturuyordu. Başı bana doğru eğikti ve gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim. Hava çoktan aydınlanmıştı. Ve güneş ışıkları odayı sıcacık yapmıştı. "Günaydın." Diye mırıldandım.

"Günaydın uykucu. Bugün için hazır mısın?"

Dediği şeye gözlerimi devirdim. "Oldukça." Aslında hazır değildim. Louis bir kenara, annemin vereceği tepki beni endişelendiriyordu.

"Saat neredeyse bire geliyor. Artık kalkmalısın."

"Bire mi?" Vay canına. Uzun bir süre uyumuştum. Gerçi iki gündür doğru düzgün uyuyamadığımı düşünürsek bu oldukça mantıklıydı.

"Evet güzelim. O yüzden bir an önce hazırlan ve gidelim." Yanımdan kalkıp masanım üzerinde duran telefona doğru ilerledi. Oda servisini arayıp kahvaltı için-ya da öğle yemeği demeliyim- birşeyler söylerken yataktan kalktım. Banyoya gidip işimi hallettikten sonra odaya geri döndüm. Harry sırtını yatak başlığına yaslamış telefonuyla uğraşıyordu. "Louis mesaj atmış." Dedi.

Aynanın karşısına geçip saçımı toplarken "Ne demiş?" Diye sordum.

"Seni soruyor. Nasıl olduğunu. Bende iyi olduğunu söyledim. Telefonunu açmadığın için endişelenmiş."

Tabiki de endişelenirdi. Saat bire geliyordu ve genelde beni sabahları arardı. Nadiren bu saatlerde kalkardım. Çantamı alıp yatağın üzerine oturdum. Telefonumu alıp cevapsız çağrılara baktım. On beş cevapsız, üç tane de mesajım vardı.

Bạn đã đọc hết các phần đã được đăng tải.

⏰ Cập nhật Lần cuối: Jun 22, 2015 ⏰

Thêm truyện này vào Thư viện của bạn để nhận thông báo chương mới!

I'm Nothing.Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ