7. Bölüm

96 19 6
                                    


"Yeonjun kasaba şenliğine geliyor musun?" Kahvaltının ardından sormuştu bu soruyu Beomgyu. Ne şenliği olduğunu bile bilmiyordum ancak Yeonjun tereddütsüz cevapladı.

"Geliyorum. 9'da başlayacaktı değil mi?"

"Evet, ama biz prova yapmak için 6'da gideceğiz." Kai heyecanlı görünüyordu. Ne provası olduğunu merak ettim ancak sormadım. Dün geceki kovulmam yüzünden hala biraz kırgın hissediyordum ve belki böyle davranırsam Yeonjun hatasını anlar diye düşünüyordum. Açıkça konuşmak yerine duygularımı böyle ifade etmek her zaman en kolayı gibi gelmişti. 

"Klavye mi çalacaksın sadece? Sen de şarkı söyleyecek misin?" İkinci soruyu Bahiyyih'ye yöneltti. İkisi de onu onaylayarak başını salladı. Demek ki şenlikte gösteri yapacaklardı. Görmek isterdim açıkçası.

"Bu sefer ben de gitar çalacağım. Kasabadaki çocuklardan biri gitarını ödünç verebileceğini söyledi." Beomgyu'nun gitar çalıyor olması beni niyeyse şaşırtmadı. Gitar çalıp kızların kalbini çalan özgür ruhlu bir öğrenciyi andırıyordu zaten. "Normalde bu ikisine yardımcı olmazdım ama birincilik ödülü 850 Euroymuş. Sana olan borcumu da öderim."

Birinci olacağına dair öz güvenini kıskandım açıkçası. Ben miras yoluyla bana geçen otelleri bile yönetme konusunda kendime güvenmemiştim hiç. Oysaki yapmam gereken tek şey birkaç kağıda imza atmaktı.

"Ben de şu bodrumdaki tarihi geçmek üzere olan Kore'den gelen yiyecekleri satayım diyorum. Zaten yiyen yok." Dedi Taehyun.

"İyi düşünmüşsün. Benim de aklımdan geçmişti ama tezgah açmak için üşenmiştim." Taehyun'un uzun süredir burada kalışını ve Yeonjun'u yakından tanıyışını niyeyse kıskanmıştım. Aralarında güzel bir çekim vardı aslında. Yeonjun buraya her yeni gelen kişiye böyle yakın davranıyordu ve Taehyun'a da aynı şekilde davrandıysa Beomgyu gelmeden önce bir şeyler yaşamış olabilirlerdi. Yeonjun'dan etkilenmek kolaydı. Taehyun da kalp hızlandıran bir etkiye sahipti aynı şekilde. Ya da bilmiyorum ben bir şeyleri kendi kafamda kurmayı da seviyordum.

"Sen de geleceksin değil mi?" Bahiyyih'ye geleceğim demeyi isterdim ama cevabım olumsuz olmuştu.

Kasaba şenliğinin ne kadar kalabalık olduğunu bilmiyordum. Dahası burası İtalya'nın hangi kesimiydi bilmiyordum. Bazı bölgeler çetelerin  Fakat beni bulmak isteyen herhangi bir kişi için yabancı ya da bulunması zor bir yüzüm yoktu. "Sanmıyorum. Burada kalsam iyi olur."

"Nasıl yani? Gelmeyecek misin gerçekten?" Kai gerçekten üzülmüş görünüyordu.

"Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Gelmesem daha iyi. İlaç alıp uyumayı düşünüyordum akşam aslında." Tamamen yalandı. Kendimi daha iyi hissediyordum ve Yeonjun'a sinirimi unutmak için dün gece hemen uyumuştum ve uyandığımda neredeyse kahvaltıyı kaçırıyordum. Daha fazla uyuyacak uykum kalmamıştı.

"Üzücü. Şimdi kalkın da evde biraz çalışalım." Beomgyu'ya içten içe teşekkür ettim. Sayesinde konu çabuk kapanmış ve diğerleri kendi işlerine odaklanabilmişti. Yeonjun her seferinde karşı çıksa da ben yeniden en azından kendi bulaşıklarımı mutfağa götürdüm.

Mutfakta karşılaştığımız sırada bana bir şeyler demek istediğini fark ettim ama ne o bir şey diyebildi ne de mutfağa gelip erzak dolabındaki eşyaların tarihini kontrol eden Taehyun bize fırsat tanıdı. Normalde salonda otururdum ama salonda gösteri için hazırlanan çocukların bana yeniden gelmem konusunda baskı yapmasından korkarak odaya gittim.

Başladığım kitabı okumaya devam ettim. Hatta bir ara yeniden uyuyakaldım. Beni uyandıran şey kapımın tıklatılması oldu. Uykulu adımlarla kapıyı açtığımda karşımda elbette Yeonjun'u gördüm. Şu haldeyken başkasını görsem zaten şaşırırdım.

Yolunu Kaybedenler OteliWo Geschichten leben. Entdecke jetzt