8"Anxiety"

2 0 0
                                    

Krystal'ın normalde günü gece geçerdi. Gündüz, günışığı dolu saatlerde uyur ve gece için enerji depolardı. Fakat şans bu ya, bir gece Ay'ın doğumundan sonra çok uykusu gelmiş ve saraya, bebeğinin yanına gidip uyumuştu.

Ne olduysa o uyurken olmuş, normalde her gece gördüğü kabusun sonu değişmişti. Ay Kabusu olduğu zamanlardan beri görüyordu bu rüyayı. Rüyasında yeniden Ay Kabusu'na dönüşüyordu, Jessica'nın öğrencisi HyunA ve arkadaşları onu yeniyordu. Normalde bu kabusun sonu Ay Kabusu'nun tüm ülkeye korku salacağıyla alakalı kahkahalar atmasıyla gelirdi. Rüyasının sonu iyi bittiği için deliksizce şafağa kadar uyuyan Krystal şafak vakti şövalye tarafından uyandırıldığında gayet neşeliydi.

Sonra HyunA ve arkadaşlarını gördü gün içinde. Yeni uyandığı için uyuyası yoktu, muhtemelen bugün az uyurdu. Onların bitap hallerini görünce kaşlarını çattı. Uyumamış gibilerdi.

"Siz uyumadınız mı?" dedi merakla. "Aslında uyuyamadık majesteleri." dedi Dawn.

"Neden?"

"Rüyamda mükemmel bir şekilde yarışı kazanırken birden mavi bulutsu bir şey beni geçti ve herkes benimle dakga geçmeye başladı. Resmen kabustu."

"Mavi şey mi? Ben de rüyamda mavi bir şey gördüm, hayvanların içine girip beni kovalayan vahşi canavarlara çevirdi onları."

Ve altı arkadaşın hepsi de mavi bulutsu şeyi gördüğünü söyleyince Krystal küfretti sessizce.

"O gördüğünüz şey Tantabulus. Rüyalar içinde yaşayan bir kabus. Sizi rüyamda gördüğüm için sizin rüyanıza girmiş olmalı. Bu akşam siz uyuduğunuzda rüyalarınıza girip onu yenebilirim. Bu kadar az kişinin rüyasındayken gerçek dünyaya çıkamaz."

Böylece Krystal akşama kadar kütüphaneden çıkmamış, HyunA ile biraz araştırma yapmıştı.

Akşam olduğunda Krystal sarayın kendi cephesinde kızları bir odaya toplamış ve yatak hazırlatmıştı. Kızlar da geceden uykusuz oldukları için kısa sürede uykuya dalmışlardı.

Krystal sırasıyla herkesin rüyasına girip dövüşse de Tantabulus sürekli sonraki kişinin rüyasına kaçıyordu. En sonunda pes edip herkesi de uyandırdıktan sonra konuştu nefes nefese.

"Onu yakalayamadım... Beklediğimden çevik."

"Belki rüyaları birleştirme şansımız olsaydı biz de yardım ederdik."

"Aslında böyle bir şey mümkün ama daha önce yapmadım, yapabilir miyim bilmiyorum."

"Denemekten zarar gelmez."

"Evet, zaten az kişisiniz. Başka kişileri rüyalarınızda görmediğiniz sürece güçlenemeyecektir."

"Şey aslında... Ben tüm kasabanın olduğu bir parti gördüm siz rüyamdan çıktıktan sonra."

Krystal gözlerini büyüttü ve sahteden ağlamaklı bir ifade takındı.

"Tüm kasabayla ortak bir rüya yaratmak çok zor.. Bunu yapabileceğimi sanmıyorum."

"Hadi ama Krystal, yapabilirsin."
HyunA'nın bu cümlesi ve ardından gelen birkaç daha teşvik edici cümlenin ardından gecenin kalan dört saati için tüm kasabaya bir rüya oluşturdu Krystal. Başkanlık binasının orada etrafı sihirli bir küreyle çevrili şekilde seslendi halka.

"Hepiniz şu an bir rüyadasınız. Tantabulus denen mavi bir kabus var ve buna sebep olduğum için çok üzgünüm ama düzeltmeye çalışacağım. Söz veriyorum size daha iyi bir kraliçe olmaya çalışacağım. Ay Kabusu'ndan sonra buna sebep olmak beni çok üzüyor."

Yine de kimse fark etmese de Tantabulus, Krystal'ın korku ve anksiyetesinden faydalanan bir kabustu. Özünde Krystal'ın kendini cezalandırmak için yarattığı bir kabustu fakat bu kadar güçleneceğini tahmin etmemişti.

İnsanların kabuslarını görmesini sağlayıp, Krystal olanlar için kendini suçladıkça Tantabulus gerçekliğe giden bir yırtık açtı. Sonrasında halka seslendi HyunA bir şeyin farkındalığıyla.

"Biz bir rüyadayız! Ne isterseniz gerçekleştirebilirsiniz! Tantabulus'u yenmek için bir şeyler hayal edin!"

Tantabulus'un yırtıktan geçmesini engelleyip yırtığı dikseler de Krystal'ın kendini suçlaması asla bitmediği için büyümeye devam etti Tantabulus.

Sonra halkın yardımı da işe yaramamaya başladı, Tantabulus yırtıktan yavaşça gerçekliğe sizmaya başladı.

HyunA Krystal'ın kendini suçlaması üstüne Tantabulus'un güçlendiğini anlayınca Krystal'ın yanına gitti.

"Dinle bak, kimse böyle olsun istemezdi. Bunu isteyerek yapmadığını da biliyoruz. Düzeltebilecek tek kişi sensin. Suçlu değilsin, bizi Tantabulus'tan kurtaracak kahraman sensin!"

HyunA'nın iç açıcı konuşmalarının ardından Krystal az önceki halinden eser yokmuş gibi birden gülümsemeye başladı ve gözyaşlarının sonu geldi. Tantabulus ve girmeye çalıştığı yırtık gittikçe küçüldü. Tantabulus, Krystal'ın boyuna gelene kadar küçüldü ve sonunda Krystal'ın içine girdi.

Halk Krystal'ı alkışlarken Krystal sadece gözleri dolu şekilde gülümsüyordu.

"Başardım." dedi etrafındaki ışık kümesini dağıtıp rüyayı bitirirken.

Ay bu da çok kısa oldu.

Neyse yapacak bir şey yok.

Magnetic MoonWhere stories live. Discover now