𝕔𝕦𝕚𝕘

2.7K 126 57
                                    

nisa bok var da tekrar gidiyosun otur oturduğun yerde dediğinizi duyar gibiyim aşlsöcslşö o da öyle bi manyak naparsınız

OGEDAY

Çocukları uyuttuktan sonra Nisa ile odamıza geçmiştik. O götürmesi gereken birkaç kıyafeti hazırlarken ben de yatakta oturmuş onu izliyordum. Gitmesine çok az kalmıştı. Birkaç aydır beraber spora gidiyorduk, ikinci hamileliğinden kalan birkaç kilonun da tamamını vermişti ve koordinasyonu gelişmişti, son 1.5 aydır da güç antrenmanları yapmaya başlamıştık. 

Her ne kadar bu All Star teklifine tamam demiş olsam da, gitmesini hala istemiyordum. Hem de hiç istemiyordum. 6 ay tekrar ayrı kalacaktık. İlk gittiğinde de zor olmuştu evet, ama o zaman daha neredeyse 2 yıldır sevgiliydik ve ilişkimizin çoğu ayrı geçmişti. Ama bu sefer evliydik, ve evlendiğimizden beri, 5 yıldır, toplasan en fazla 5 kere falan ayrı kalmıştık. Ayrıca bu sefer iki çocuğumuz vardı. Ege'yi bir şekilde idare edebileceğimi düşünüyordum aslında, çünkü oyunlarla ve okulla dikkati çabuk dağılabiliyordu. Ama Rüya ile nasıl olacağı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Daha 1 yaşındaydı, annesinin kucağından gitmek istemeyen bir bebekti. Genelde ağladığında annesinin kucağına gitmeden susmazdı, ayrıca emmeyi henüz bırakmamıştı. Gün içinde fazla emzirmese de, gece uyandığında Nisa emzirerek uyutuyordu. 

"Ogi?" Nisa'nın sesini duyduğumda gözlerimi duvardan çekip ona döndüm.

"Hm?"

"Daldın yine?" Yaklaşıp bacaklarını iki tarafıma attı, kucağıma yerleşti.

"Gitmene az kaldı, onu düşünüyordum." Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım. 

Kafasını salladı. "Az kaldı." Kafasını omzuma koyup boynuma öpücükler kondurdu. 

"Nisa, gitmeni hiç istemiyorum yavrum ya."

"Ogeday, bunu konuştuk."

"Biliyorum, çok konuştuk bu konuyu, çok da konuşacağız Nisa. İstemiyorum gitmeni, istemeyeceğim de."

"Hayatım..."

"6 ay Nisa, 6 ay ya. Ben 6 ay sensiz ne yapacağım güzelim burada?" 

"Aşkım, çok güzel idare edeceğinden eminim ben."

Cevap vermedim. Ben kendime güvenmiyordum. İyi bir baba olabilirdim, çocuklarımla aram iyi olabilirdi, ama Nisa'nın yokluğunu ne kadar ve nasıl kapatabilirdim, hiçbir fikrim yoktu. 

"Hem, Süreyya annem var, Tuğçe abla var, Makbuş var."

"Bildiğim kadarıyla onlar emziremiyor değil mi Nisa? Rüya hala emerek uyuyor onu ne yapacağım?" 

Bu sefer de o cevap vermedi. Kafasını omzumdan kaldırıp bana baktığında gözlerinin dolu olduğunu gördüm. 

"Oge, ben kötü bir anne miyim?"

"Güzelim, ne alakası var?"

"Bırakıp gidiyorum onları."

"Şşş, hayır, saçmalama. Kötü bir anne falan değilsin yavrum, asla değilsin. Küçükler şu an anlamıyorlar, ama eminim onlar da seninle çok gurur duyacaklar."

"Ogeday, gitmesem mi? Sen de istemiyorsun gitmemi."

Saçlarını okşayıp gözlerini sildim. "Ben seni özleyeceğim için gitmeni istemiyorum, evet. Sensiz bir 6 ay daha geçirmek çok zor geliyor. Ama gitmezsen ve oturup gidenleri yorumlarsan da mutlu olmayacağını biliyorum Nisa ve buna sebep olmak istemiyorum. Bu yüzden, madem gidiyorsun, şampiyon olacaksın ve hem beni hem çocuklarımızı gururlandıracaksın, tamam mı yavrum?"

longing // ognisWhere stories live. Discover now