31.BÖLÜM -ÖZEL BÖLÜM-

1K 27 1
                                    

Bölüm Şarkısı:Teoman-Bana Öyle Bakma
Medya:Kelebek Kozaları @ruhubozukyazar
İPEK
Neslihan Hoca "Yarın öğlen yemeğini yedikten sonra çıkışımızı yapıyoruz gençler günün tadını çıkarın."demişti.
Herkesin yemeği bitince nihayet masadan kalktık.Otelin bir köşesine pano yerleştirilmişti o panoda bir kaç afiş gördük.Oraya doğru yöneldik.Çeşitli aktiviteler yazıyordu
"Çocuklara yönelik akşam saat 8.00'da çeşitli gösteri ve süprizler!" başlıklı bir afiş vardı ki bu bizim ilgimizi pek çekmedi.
Saat 11.30'da barın açılacağı yazıyordu altınada küçük bir not yerleştirilmişti.
18 yaşından küçükler giremez! bu tatil boyu bu kadar macera yeterliydi bara her ne olursa olsun gitmeyecektim.
Saat 10.30'da Karaoke olacağı yazıyordu ve bu süperdi!
Selim ve Şevval'i çekip karaokeye gitmeliyiz dedim.Ortamın aykırı çocuğu Selim hemen reddetti.
"Ya Şevval lütfen bugün son gün ne yapacaksınız çocuklara yönelik olan saat 8'deki gösteriye mi gideceksiniz?"
"Selim nolur ya hadi." diye yalvardım.Ama Selim bu!
"Saçma ben gelmem."
Şevval halime acımış olacakki "Ben geliyorum,eğlenceli olabilir." dedi.Selim'den ses yoktu.
Akşam saat 10.30'da Karaokeye gidecektik.Sonra odalara çıktık,bugünün büyük bir kısmını havuzda ve güneşlenerek geçirmeyi planlıyorduk.Bikinilerimi giydim üstüne ise bir yaz elbisesi.Gözlüğümüde taktım işte tamamdır!
Şevval'de giyinmişti.Ardından asansöre bindik.Üzücü ki asansörde bir yakışıklı olması gerekirken 2 yaşlı çift vardı.Havuza doğru yürümeye başlamıştık.Burada bir çok küçüklü büyüklü havuz vardı.Çocuklar için,derinliğine göre vs vs.Biz her zaman 1.80 di sanırım derinliği biz o havuza giriyorduk ayriyeten bu havuzda kimse olmuyordu.Selim dediğinizi duyar gibiyim.Selim'in tatil boyu ne halt ettiğinden haberim yoksadece 1-2 kez havuzda yüzdüğünü görmüştüm.Biraz güneşlenmiştik sonra hep yüzdük kaydıraklardan kaydık.Saat 5'i görünce hemen büfeye koştuk.Saat 5'te hep abur çubuk çıkıyordu.Hamburger,pizza,pide...Saat 5 buçuk civarıda dondurma alabiliyordunuz.Hamburger etini,ekmeğini ve ketçapı aldıktan sonra bir köşede hamburgerime ketçapımı ve mayanozimi sıktım.Kolayı unutmamalıydım.Çünkü kolasız Hamburger olmazdı!Fakat bir sorun vardı kolayı servis eden kişi baya yavşak bir adamdı.Örneğin hep şöyle oluyordu;
"Bir buzlu kola alayım ben."
"Kola mı?"
"Evet."
"Buzlu mu?"
"Evet."
"Kola çok zararlı bir de buzlu olanını alıyorsun." ve devamıda geliyordu.Adamın yaşı 25 falan olmalıydı ama dediğim gibi iğrenç ve yavşak bir adamdı.Bir daha bu diyalogu yaşamamak için kola almaya Şevval'i yolladım.
Şevval elindeki buzlu kolalarla beraber tam 10 dakika sonra geldi.Kolamdan hemen bir yudum aldım.
"Neden beni yolladığın anlaşıldı." dedi.
Tam gülecekken o hissi hepiniz biliyorsunuzdur.Kola içerken güldürülmek...
"Öhöhofamınaöhıhkoyayaımşevvalögoogog." dedim boğazımı temizlemeye çalışarak.
"İntikam soğuk yenen bir yemektir." dedi ciddi olmaya çalışarak.
YHemen hamburgerimi bitirmiştin.Hamburgerimi çok severdim ve tatil boyu hep buraya geldiğimde en az 3 hamburger alır yerdim.
"Ben 2.yi almaya gidiyorum kanka." dedim boş tabağı göstererek.
"Dur bende alıcam." dedi.
3 hamburger kuralını uygulayıp 3 Hamburger yemiştik.Sonra dondurma saati!
Kakaolu bir dondurma almıştım Şevval ise limonlu.Şu limonlu dondurmayı nasıl yediğini anlayamıyorum,tadı çok iğrenç.
Biraz daha yüzdük ve güneşlendik sonra kaydıraklardan kaydık.Saat 7 buçuk gibi odamıza çıktık.Sonra Şevval duşa girdi ardından ben.Sonra akşam yemeğine indik.
Akşam yemeği için köfte ve vazgeçilmezim olan kola aldım.Neslihan hoca akşam ne yapacağımızı sordu karaokeye gideceğimizi söyledik-yani Şevvalle ben-
Selim o sırada hayvan gibi yemekleri bitirmeye çalışıyordu.
Sonra Şevval "Şey biz hazırlanmaya gidebilir miyiz hocam?"' Dedi.
Hoca kafasını evet dercesine salladı.Asansöre binip 3.numaraya bastık.
Hemen giysileri ortaya döktük yarım saat sonra giyilecek şeye kara verdik.1 saatin sonunda abartılı olmayan bir şey giyinmiştim.Tam kapıdan çıkacaktım ki Şevval
"Kızım hiç makyaj yapmamışsın gel bi eyeliner çekelim kezo gibi gitmeyelim oraya." dedi.
Şevval'e ince bir eyeliner çekmesini söyledim.Sonra toz pembesi bir ruj sürdüm.
*
10 dakika boyunca mal mal etrafı gezdik.Bir görevli bulup "Karaokenin olacağı yer nerde?" diye sordum.
Kel olan görevli "Şu koridorun en sonunda." demişti.
Ardından kel görevlinin gösterdiği yere gitti.Fazla kalabalık değildi,Buda bizim ilimize geldi.Bir masaya kurulup meyve sularımızı yudumluyor bir yandan etraftakileri izliyorduk.Sahneye iki sevgili diye tahmin ettiğim iki kişi çıktı.
Benim en sevdiğim tribe girmek için dinlediğim şarkıyı söylediler;Pera-Sensiz Ben.
Şevval sahnedekilere bakıp "Ulan şuan biz niye sapız?" dedi.
Pera-Sensiz Ben bitince salonda bir alkış tufanı kopmuştu.
Çalan şarkıları dinlerken Şevval dürttü "Ne" diye ona döndüğümde karşımda Selim'i buldum.
"Selam." dedi.
"Gelmeyeceğini sanıyordum." dedim.
"Rahatsız mı oldun?"
"Yo neden olayım ki?"
Ardından üçümüz saf saf otururken Şevval Selim'e bakıp "Biliyor musun İpeğin sesi çok güzeldir." dedi
Dediğine anlam veremeyip "Hadi ya benim neden haberim yok?" dedim.
Ardından herkes Karaokeye ismini yazdırmaya başlamıştı.Tabii hiç birimiz yazdırmadık.
Şevval "Ben tuvalete gidiyorum." dedi.Biz Selimle etrafı izlerken Şevval gelmişti.
İsmini yazdıran herkes çıkıyordu.Çıkanların sesi çok güzeldi.
Hepside efkarlandırıcı şarkı söylüyordu efkarlanmamak elde değildi.Sonra bir kız çıktı "Çak bir selam" şarkısını söyledi.Şevval'e dönüp "Nihayet lan biri oynak bir şarkı söyledi." dedim kıkırdayarak.
Sonra bir kadın "Selim ve İpek Kaya'yı alabilirmiyiz sahneye" dedi.
Selimle birbirimize saf saf bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk ki 30luyaşlarındaki bir kadın bizi sahneye götürdü.Şevval'e baktığımda anırıyordu.Ona sinirle bakıp kadına döndüm.
"Biz ismimizi yazdırmamıştık ki ben söylemeyeceğim." dedim.
30'lu yaşlardaki saçı yağlı ve tarama izi çıkmış kadın "Söylemek zorundasınız,çok eğlenceli istediğiniz anda bırakabilirsiniz ve adınız bir şekilde yazılmış." dedi.
Selim bana bakıp "Iki bir şey söyleriz sonra ineriz sıkıntı olmaz." dedi.
Ardından Selim kadına bir şeyler fısıldadı ve yanıma geldi.
Ekranda kelimeler belirdi.
"Bana böyle bakma... Anlayacaklar."
Bu şarkıyı ben bilmiyordum ki bu şarkıda ne derken "Ikimize karşı bu dünya."
Teoman lan en sevdiğim.
Tam ekrandaki kelimeleri söyleyecektim ki Selim'in sesinin Cem Adrian kadar mükemmel olduğunu anlamıştım.
Sonra bende söylemeye başladım.
"Bizi anlayacaklar...Beni aşkla aldatma bana öyle dokunma...."
Şarkı çabucak bitmişti.Selimle masaya döndük.Şevval hala kıkırdıyordu.
"Sen yazdırdın di mi isimleri tuvalete gideceğim deyip?" Dedim.
"Yani belki,olabilir kötümü oldu ikinizinde sesi mükemmel."
Selim'e dönüp "Sesin mükemmelmiş." dedim.
"Eyvallah seninkide güzelmiş." dedi.
Sonra Şevval sohbeti bozup "Çok sıkıcısınız ben şuralardayım." dedi gülerek.
Ardından Selim beni dipten doruğa süzüp "Güzel olmussun."
Kalbimle göğüs kafesim kavga etmesi sonucu bir anlık nefesim kesilmişti.
Utanıp-ki utancında yanaklarım kızarırdı umarım farketmemiştir- teşekkür ettim.
Ortam bir süreden sonra sıkıcı gelmişti.
"Şey ben bunaldım dışarıya çıkalım mı?" dedim.
Tamam mânâsında başını salladı.Havuzun kenarlarına dizilmiş şezlonglardan birine oturmuştuk.Rüzgar yavaş yavaş esiyordu.
Karanlık bir yerde oturuyorduk otelin bir kısmından havuzda ışık vuruyordu.
Selim yutkundu "Özür dilemeyi sevmem ben ve kimseden özür dilemem her neyse bisiklet gününde söylediklerim için özür dilerim neden söylediğimide bilmiyorum ben sadece biraz sinirliydim."
Ne diyeceğimi bilememiştim affetmek zordu böyle bir şeyi.
"Affettin mi?" dedi.
"Biraz." dedim.
Bana bakıp gülümsedi sonra gözleri dudaklarıma kaymıştı.
"3.gülümsemen."
"Sayıyor musun?"
"Hiç gülmüyorsun gülmen mucize gibi bir şey."
"Haklısın,benim gülümsemem mucize gibi bir şey."
"Neden?"
"Yaşadıklarımdan sonra gülmeme saçma"
"Şey özel değils anlatabilirsin dinlerim."
"Bir kardeşim var anne karnında bir kaç saniye daha fazla durmasından dolayı duyma engelli ve yürüme sıkıntısı var annem bu yüzden bizi terk etmiş babamda bu yüzden bazen bizi suçluyor babamla aramız bozuk sadece..."
"Neyse bunları anlatmadım say." diye devam etti.
"Ben özür dilerim,üzgünüm gerçekten sorduğum içinde özür dilerim."
Selim'i hiç böyle görmemiştim.Hep asil görünürdü,başını eğmezdi.
"Sarılabilir miyim?"dedi.
Şaşırmıştım Selim asla ağlamazdı,başını eğmezdi hele bana sarılmak istemezdi.Ah tanrım!
Kafamı sallayın "Gel." dedim.
Şuan boyun girintisindeydim kokusunu hissedebiliyordum.Saçlarının kokusunu.
Saçları yumuşaktı,dağılmıştı.
Bayadır böyleydik biz...bütünleşmiştik.Bana öyle sarılmıştı ki nefes almakta zorlanmıştım.
Ama önemli değildi.Kokusu güzeldi tam nitelendirememiştim,saçları...
Karaoke gecesinde Sesine aşık olmuştum.Ben Cem Adrian'ın sesine aşık bir kızdım.Onun sesi gibisi yoktu ve Selim'in sesi...Ah onun sesi tapılasıydı,tanrım sesine aşık olmuştum!Kokusuna!
Onun kokusu huzurun tanımı olabilirdi.Onun nefes alışverişini dinleyerek uyumuştum.
Tamam inkar etmiyorum.Kokusuna,saçlarına,sesine,yüzüne aşık olmuştum....
***
Yazım yanlışları için kusura bakmayın!
Kapak ve önerileriniz için;
instagram @geceveay
askfm @glikoxbombasi

AŞK ÇATKAPIWhere stories live. Discover now