05!hyunjin

309 47 22
                                    

Klüp çalışmaları biter bitmez kendimi yine çimlerin üstünde bulmuştum. Postacı çantamı fırlatmıştım. Yorgunluğumun yüzümden okunacak kadar belli olduğunu iddia edebilirdim. Gömleğimi çoktan çıkarmıştım. Gömleğimin içine giydiğim siyah tişörtümle kaldığımda üstümden bir yük azalmış gibi hissetmiştim. Bugün kesinlikle eve gittiğimde çalışmalara devam etmeliydim. Zamanın uçup gittiği boşluktaydım. Ben olduğum yerde dururken bir şeyler olup bitiyordu. Her ne kadar aktif bir yaşama sahip olsam da, benim de kendimi boşlukta bulduğum oluyordu tabii. Sonuçts bir şeyleri elde etmenin bedeli de buydu. İstediklerimi gerçekleştirmek için bir şeylerden feragat etmem şarttı. Hayır, düzenli bir yaşam tarzım da yoktu. Olması gerekenin bu olduğunu biliyordum. Bir yerden tutup kaldırsam diye düşünüyordum. Böylelikle o zamana uyum sağlayıp kendimi adayabilirdim. Böyle zamanlarda kendimi bir düşünce bulutunda buluyordum. İnsan denen varlık düşündükçe deliriyordu. Ben ise kendimi ayık tutmaya çalışıyordum.

Yanımda hissettiğim bedenle kafamı sola doğru çevirdim. Sahi, onu o günden beri hiç görmemiştim. Okula gelmediğini bile düşünmüştüm. Kocaman gülümseyerek saçlarımı karıştırdı. Bu kadar özgürce hareket ediyor olması kalbimi karıncılandırıyordu. Bunun hoşuma gittiğini söylemek doğru olmazdı. Tuhaf bir duyguydu. Beklenmedik bir duygu... Elini saçımdan çektiğinde iç çekti. Mor saçlarını bugün at kuyruğu yapmıştı. Perçemlerini de renkli tokalarla toplamıştı. Yüzündeki hafif makyajı onu tatlı gösteriyordu. Pembe dudakları aralandı. "Bugün Eunbi sınıfıma geldi." Gözlerimin içine bakarken söylemişti. İç çektim. Nesi desem bilemiyordum. Eunbi'nin bu kadar ısrarcı bir tutumda olacağını tahmin edememiştim. Demek ki, bu durum ile ilgili şüpheleri vardı. Üstelik Soobin ile birlikteyken neden bu kadar çabalıyordu? Dasom'u daha fazla bu işe bulaştırmak istemiyordum. "Bu kadar ısrarcı olabileceğini hiç tahmin etmemiştim. Özür dilerim." Yüzünde gülümsemesi büyüdü. Omuzuma bir darbe indirip gözlerini devirdi. "Özür dilemeni istemedim senden. Daha anlatacaklarım bitmeden bana bit özür sunuyorsun." Hayretle ona baktım. Anlatacaklarının tamamını duymasam bile şu an ona karşı mahcup hissediyordum. Başını ağrıtması gereken bir durum yaratmıştım. "Onun adını duymam bile özür dileme isteğimi açığa çıkarıyor, Dasom." Dizlerini kendine çekti daha çok. Önümüzdeki basketbol sahasına bakıyordu. Kirpiklerini titreştirdi. Her bir hareketini ezberlemek istermiş gibi ona bakıyor olmamı fark etmediğini umuyordum. İstem dışı kendimi ona takılı buluyordum. Daha yeni tanımıştım onu. Bunun hoşlantı durumuyla bir alakası yoktu. Merak ediyordum. Tepkilerini...

"Eunbi benimle yakınlaşmak istiyor, Hyunjin." Gözlerimi devirmek istememiştim ama yapmıştım. Dasom'un başına nasıl bir sorun açtığımı bilmiyordum artık. İlk başta temkinli hareket ettiğimi düşünmüştüm. O gün için her şeyin son bulduğuna dair kendimi inandırmıştım. Sinirle kafamı kollarımın arasına aldım. "Biliyorsun, zorunda değilsin. Yeterince yardımcı oldun." Durum aynen söylediğim gibiydi. Ondan daha fazlasını isteyemezdim. Ancak, Dasom yerine başka birini bulacak halim de yoktu. Nasıl bir olay döngüsü içindeydim böyle? Elini tekrardan kulağımda hissettiğimde irkildim. Nereden geldiğini bilmediğim kulaklığının tekini kulağıma takmıştı. Kulağıma dolan melodiyle gülümsedim. "Şimdi bunları boşverelim ve beraber müzik dinleyelim." Bana neşeyle baktı. Yüzüne hayranlıkla bakıyordum artık.

"Senin baharın olacağım." Şarkının sözleriyle birlikte gözümün içine bakarak söylemişti bunu. Kalbim o an yerinden kopup gitti sanki. Şayet nefes bile alamıyordum.

meraklısına şarkıyı medyaya koydum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


meraklısına
şarkıyı medyaya koydum.
okuyan herkese teşekkür ederim!!

she's not afraid, hwang hyunjinWhere stories live. Discover now