Kelebek Etkisi, Zaman Etkisi

361 58 99
                                    

●

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

   Yavaş yavaş gözlerini açarken soğuk rüzgar terlemiş olan vücudunu üşütüyordu bir miktar. Elini yavaşça dağılmış sarı saçlarına soktu ve gözünü kapatan tutamları geriye itelemeye başladı. Görüş alanı bulanıktı şu anlık. Beyaz çiçekler görüyor fakat tam olarak kestiremiyordu.

   Yavaş yavaş kendisine gelirken beyaz çiçeklerin arasında bir bahçede buldu kendisini. Görüş alanı yerindeydi fakat zihni tam olarak kendisini toparlayamamıştı. Ellerini toprağa koyup destek alarak doğrulmaya başladı yavaş yavaş. Bedenini kaldırmayı başardığında etrafına daha dikkatli bakmaya başladı.

   "Neredeydim ben?" dedi kaşları hafifçe çatılırken. En son Klaus denen adamla konuşuyordu, buna kavga demek daha doğru olurdu belki de, fakat ne ara gelmişti buraya?

   "Kimse yok mu!?" diye bağırdı bir umut fakat tek bir ses bile duyamadı. Geri geri adımlamaya başlayarak beyaz çiçeklerinden arasında dolaşmaya başladı. Eğer buraya kendi isteği ile gelseydi çok huzurlu olabilirdi.

   "Uyanmışsın." Tanıdık sesi duyduğunda hızla geriye döndü sarışın adam. Klaus bej rengi bir takım elbise giymiş, dudaklarına o tehlikeli gülümsemesini yerleştirmiş Steve'e bakıyordu çiçeklerin arasından.

   "Burası neresi?" diye sordu Steve sakin bir sesle. Sinirlenmek yapacağı en büyük hata olabilirdi şu an için. Sakinliğini korumalı ve buradan bir an önce kurtulmalıydı.

   "Burası-" dedi gözlerini kapatıp içine derin bir nefes çekerken. "Burası çok güzel bir yer, Steven. Biraz rahat ol, bu güzelliğin tadını çıkar." Kapattığı gözlerini açıp Steve'e doğru adımlamaya başladı. "Yılların yorgunluğun kenara bırak. Kaç defa böyle bir manzara ile karşı karşıya gelebilirsin ki?"
 
   Steve maviliklerini beyaz çiçeklerin arasına gezdirmeye başladı. Daha öncesinde hiç bu kadar güzel bir yer gördüğünü hatırlamıyordu. Şu nerede olduğunu umursamadan kendisini çiçeklerin arasına atmak, gökyüzüne bakmak, sessizliği dinlemek istiyordu.

   Galiba, sadece biraz huzur istiyordu.

    Ensesinde hissettiği nefes ile yavaşça geriye döndü ve koyulaşmış yeşillikler ile göz göze geldi. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu Steve. Adamın yüzüne bir yumruk atıp buradan gitmeli miydi? Yoksa sadece durup ondan gelecek bir hamleyi veya sözü bu beklemeliydi?

   "Duyuyor musun, Steve?" diye fısıldadı Klaus iki elini havaya kaldırırken. Steve gözlerini hafifçe sola çevirip sessizliği dinlemeye başladı. Tek duyduğu ses kendisinin ve Klaus'un aldığı nefes sesiydi.

   "Ne duymam gerekiyor?" diye sordu gözlerini tekrardan Klaus'un yeşilliklerine çevirirken. Adamın ince dudakları yukarıya doğru kıvrılırken Steve bir adım geriye doğru gitmişti fakat Klaus da onunla beraber adım attı.

roman ✘ gay • steve rogersTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang