YASAK DÖVME(+18)

Par theAlphaBey

1M 10K 1.7K

Olabilir miydi... Oğlumun arkadaşı... "Dövmeli kadınlar çok hoşuma gider..." dedi gözlerime bakarak. Vücudumd... Plus

Tanıtım
Kulak Misafiri
İlk Elektrik
Yanlış Dokunuş
Yağız çeteye mi bulaştı?
Yarın Saat Birde
Yavaş ol...
Sırdaş
İntikam
Yepyeni Bir Adam
Tam Kalbimin Üzerine...
Anlatamam... Ama gösterebilirim...
Nefesi Kalbimde
Ruhum Gençleşti
Beraber Yanalım
Nereye Gitti Bu Böyle?
Sensiz Gitmem
Bela
Yol Ayrımı
Sessiz Fırtına
İçimdeki Yangın
Tutkunun Ortasında
Sınırlar Aşıldığında
Sakurajima
100 C°
Uçurum
Uçları Kırık
Tutamazsın Ellerimden
Kasırga
Berlin Duvarı
Mayın Tarlası
Dikenli Teller
Gizemli Yazar +18 (DUYURU)
Kesik Yapraklar
Tanıtım: Oda 237 (+18)
Dökülen Yapraklar
Swinger +18

Kaynama Noktası

31.4K 324 111
Par theAlphaBey

Yemek yerken bir yandan eşime bir yandan da Ferhat'a bakıyordum.

"Eee? Nereye gideceksiniz Yağız'la bugün? Böyle acele yemek yiyorsun..."

Gerçekten de acele ile yemek yiyordu. Nereye gideceklerini merak etmiyor değildim. Ancak aklımda başka bir şey var. Aynı soruyu Yağız'a da soracağım ve aynı yanıtı almazsam bileceğim ki birinden biri yalan söylüyor.

" Gezeceğiz... "

Ses tonu umursamaz bir tonda. Bu hiç hoşuma gitmedi.

"Ne demek gezeceğiz? Onu biliyoruz yani nereye gideceksiniz?"

"Amaan anne ya boşver ne yapacaksın?"

"Yoksa çapkınlık mı yapacaksınız?"

O sırada gülümsedi ister istemez bir şekilde.

"Yok... Özel işler anne. Gezeceğiz işte. Takılmaya gidiyoruz."

O sirada içimden güldüm. Nasıl olsa öğrenirim... Diğer yemekleri getirdikten sonra mutfağa geçip telefonumu çıkardım ve Yağız'a yazdım.

- siz nereye gidiyorsunuz

-bugün

Ancak online değildi. O yüzden mesajımı hemen görmesi zaten imkansızdı. Aslında böyle olması çok iyi oldu. Artık Ferhat'ı daha yakından takip etme imkanım da var. Yine de bu olayı eğer öğrenme gibi bir durumu olursa gerçekten çok kötü olacağına eminim. Deliye döner... Belki beni bile görmek istemez...

O sırada eşim yemeğini bitirmek üzereydi.

"Tatlı var mı evde?" diye sordu.

"Var. Dur getireyim. Fıstıklı baklava ister misin ısıtırım hemen şimdi."

"Olur."

Ve telefonunu çıkarıp bir şeyler okumaya başladı. Ben tatlıyı ısıtıp masaya getirdim ve önüne bıraktım.

"Artık gazete okumuyor musun?" diye sordum.

"Yok be okuyorum. Ama internet ondan daha hızlı. Yoksa gözlerimi yoruyor."

"Baba tablet alalım gözlerini yoruyorsa. Çok yakınına gidiyorsun ondan oluyor. Tablet en azından büyük ekran yakına çekmene gerek kalmaz." dedi Ferhat.

"Yok oğlum şu aralar hiç başıma icat çıkarma." dedi ve tekrar okumaya geri döndü aynı anda tatlısını keserken. O sırada telefonum titredi.

- Canı sıkılmış biraz dolaşmaya çıkacağız

-Ben de bilmiyorum henüz

- Ne oldu ki?


-bir şey olmadı da böyle acele ile yemek falan yiyor

-başka işlere falan bulaşmıyor değil mi


-Yok merak etme sana söz verdim öyle işlere onu sokmam

-Aklın kalmasın

Ve en sonuna da bir kalp eklemişti. O anda kalbim gerçekten de o animasyon gibi atmaya başladı.

Ferhat hızlıca sofradan kalkarken elini peçeteye sildi.

"Eline sağlık anne ben kaçıyorum." dedi.

"Dikkat edin oğlum çok içmeyin." dedim ve onun tabağını toplamaya başladım.

Eşim de yemeği bitirince kalktı. Koltuğa uzandı ve televizyon karşısına geçti. Ben de etrafı topladıktan sonra onun yanına gittim. Sıkıcı bir program vardı.

"Değiştirelim mi şunu? Eğlenceli bir şeyler açalım?" diye sordum.

"Yok bu kalsın..." dedi ve uzandı. "Soda var mı ya... Midem bir ekşime yaptı..." 

"Tamam getireyim..." dedim ve kalktım. Aklım hala Ferhat ve Yağız'da kaldı tabi ki. Acaba şu anda ne yapıyorlar. En son Yağız bana öyle yakınlaştığından beri onu aklımdan çıkaramıyorum ki... Hem de dövme yaptırdığım aklıma geldikçe içten içe gülme isteği geliyor. Havalara zıplamak istiyorum. Gerçekten de böyle bir delilik yapmak... Ne yapayım... Acaba eşime söylemeli miyim? Gerçi söylemesem de uzun bir zaman haberi olmaz. En son ne zaman beni aydınlıkta çıplak gördü bunu bile bilmiyorum.

Sodasını getirdim, kafasına dikti bir anda ve o iğrençliği yine yaptı. Yüksek sesli bir şekilde geğirdiği zaman yüzümü ekşittim.

"Yapma şöyle ya... Kaç kere dedim..."

"Ne yapayım kızım ya... İçimde mi kalsın. Midem ekşidi diyorum."

"Banyoya git o zaman..."

Başını salladı, cevap vermedi. Kendime kahve yapmam lazım... Kalktım ve suyu koyup ısıtmaya başladım. Geri döndüğüm zaman yine aynı şekilde uzanıyordu. Ben de oturdum ama yüzümü ekşittiğim belli oluyordu artık.

"Ne yüzünü asıyorsun be... Biraz pozitif ol pozitif. Milletin karısı ayağına kadar hizmet ediyor sonra da güler yüz gösteriyor. Kocasının bir dediğini iki etmiyor."

"Bak... Konuşma şöyle sonra kavga çıkacak."

"Çıkarsa çıksın..." dedi ve yine maden suyundan bir yudum aldı. "Ne var yani kızım bir adam evinde rahat edemeyecekse nerede rahat edecek?"

"Eskiden böyle değildi ama. İlk evlendiğimiz zaman dikkat ediyordun. Söylemeyeyim söylemeyeyim diyorum ama artık yetti yani. Dişlerini bile fırçalamadan yatağa giriyorsun dişlerin sapsarı oldu. Benim için de değil yani kendi sağlığına zarar."

O sırada içeriden suyun yavaş yavaş ısınmaya başladığını duymaya başladım. Yavaş yavaş ısınmaya başlamıştı...

"Ya ona bakacak olursak..."

"Neye bakacak olursak? Ne demeye çalışıyorsun?" dedim gözlerine bakarak.

"Sen sanki aynı kaldın da... Ağzımı açtırma şimdi benim be..."

"Aç... Ben konuşuyorum bak sen de konuş. Söyle bende eksik olan ne ben hatamı düzelteyim. Ben senin yanında dikkatli davranıyorum. Bak spora da başladım. Arkadaşlarım bile fark ediyor bendeki değişimi."

"Ne değişimi fark ediyor? Genç kız gibi öyle şeylere özenme..."

"Keşke sen de özensen valla... Göbeğini erit diye on defa söyledim ama yapmadın ben de artık demiyorum ne yapayım."

"Kızım ben çalışıyorum tüm gün senin gibi boş evde otursak neyse o zaman ben de spora gitmesini bilirim herhalde..."

O anda beynime kan sıçradı. Su daha fazla ısınmaya başlamıştı. Gelen takırtı seslerinden metalin ısındığını ve suyun da yavaşça kaynamaya doğru yol aldığını duyabiliyordum.

"Ne? Ben mi evde boş duruyorum?" dedim ayağa kalkararak. "Tüm gün ev temizliği yapıyorum, spor yapıyorum, yemek yapıyorum... Bunlar iş değil yani öyle mi?"

"Ne işi kızım? Eve kim para getiriyor sen ona bak. Ben bu kadar uğraşıyorum ne için? Sizin için. Ben olmasam açsınız be... Altındaki arabayı kim verdi sana konuşuyorsun hala..."

O anda içime bir taş oturdu... O anda suyun fokurdadığını duydum. Geriye doğru bakınca su buharını gördüğüm zaman benim de içimde bir şeyler patladı.

"Tamam bekle..." dedim ve içeriden çantamı aldım. İçinden araba anahtarını çıkarıp sehpanın üzerinde koydum. "Al arabayı sat o zaman. İstemiyorum ben öyle şeyler... Madem böyle düşünüyorsun arabaya da gerek yok."

Başını yana doğru çevirdi ve gözlerini kapattı. Sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Anahtarı aldı ve cebine koydu. Ben ise ağlamak üzereydim ama ona bunu görme zevkini vermeyeceğim. Hızlıca mutfağa doğru yürüdüm ve kaynayan suyu bardağa koydum. Kahveyi koyup karıştırmaya başladığım zaman içimde bir fırtına kopuyordu sanki...

Kahveyi alıp odama çıktım. Gerçekten son söyledikleri içime oturmuştu. Telefonumu elime aldım. Ne yapacağımı, kime yazacağımı bilmiyordum ancak aklımdaki tek kişiye en azından haber vermek istedim. Parmaklarım ekranda kayarken göz yaşlarım akmasın diye kendimi çok zor tutuyordum.

- ne yapıyorsunuz?

Biraz bekledim ve kahvemden bir yudum aldım. Geriye doğru yaslandım yatağımda ancak içim kesinlikle rahatlamadı. Huzursuzluk içimi kapladı. En son söylediklerinden sonra anahtarı alıp cebine koyarken yaptığı bir bakış vardı ki... Yazıklar olsun dedim içimden.

- Oturuyoruz bir şeyler içiyoruz

-Sen ne yapıyorsun?


- uzanıyorum ben de

-canım sıkıldı sana yazayım dedim

-bir de

-özledim...


-Ben de seni özledim

-Yarın görüşelim müsait olursan


-tamam

-çok iyi olur

-ferhat ne yapıyor

-bir işler çevirmiyorsunuz değil mi?

Anında görülme işareti geldi.

-Yok be olur mu öyle şey

-Yarın detaylı anlatırım

Ve o anda içime bir huzur geldi... Yalnız değilim. Şu anda hiç yalnız hissetmiyorum. Yağız... İyi ki varsın...

Kahvemden bir yudum alıp gözlerimi kapatıp geriye yaslandım. Derin bir nefes aldım.

Huzur doldu içim...

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

153K 10.5K 8
Hiç kapanmamak üzere açılan yaralar, kanamaz. İz bırakır. Ve o iz sonsuza dek geçmez, Yanı başında kalır.
5.5M 293K 30
!Acemi bir dille yazılmıştır! Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar t...
781K 29.5K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
198K 10.7K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...