Bekleyiş

By sukunettekelimeler

132K 9.7K 1.6K

Kendimi güzel diye adlandıramazdım belki. Ne boyum uzundu, ne nefes kesen güzelliğim vardı; ne gözlerim renkl... More

incir mevsimi
kalbe vurmak • kalbin vuruşu
sevilene verilen sevdiği hediye • incir barışı
dudaklarda iz bırakmak • ince sızı • kalıcı hatıra
aynı yolda birlikte yürümek • aynı çıkışa erememek
imâkar cümleler • anlamsız bakışlar ve fütursuz diyaloglar
arada kalış • kurtarış • saklanan gülüş
ayrı adrese çıkan aynı tarif • büyümek ama büyüyememek
hassasiyet kavramı • hayatın ardı
güç yetirilemeyen şeyler • önemsiz görünen ayrıntılar
kaldırma kuvveti • senden büyük mü
büyümek susmak mıdır • tükenen sözcükler azalmak mıdır
seni böyle görmek sancısı • ruha açılan oyuk
adını doğru söyledim bu sefer • bazı yanlışlar doğrulardan daha değerli belki
üst üste gelen imtihanlar • kırmızı halı • dağınıklık
karpuz • sesli bir gülüş • anılar havuzu •
zaman geçer de biz kalır mıyız olduğumuz yerde • uzaklara takılan bakış
sükutta gizli hisler • şaşırtan bir yükseliş
izler ve sinyaller • reddediş • belirsizlik
üçleme • son teklif • kökler
kendi bahçen • üzerine titremek • sevilmek
ters dönmek • akşam güneşi altında gökte son turlarını atan kuşlar
bir sevinçten evvel gelen hüzün • hayallerden evvel gelen gerçekler
sonraya saklanan sözler • vazgeçmek
izlenim • hazırlıklar • aynı kuyuya tekrar düşmek
balkona saklanmış bir düğün misafiri • anlayış
gözlerin içinde saklı sızı • tamamlanan yarım kalış
ses tonları arasındaki fark • görevini yerine getiremeyen maske
içimden geçmeyen dilime vurmaz benim • oyun değil gerçek
soğuk su etkisi • gerçek küslük •
seni bildikten sonra bilmediğim kelimeler • yürekte leke
seni sevdiğim için • saklamak •
sahi bir ürperiş • gerçek bir hikaye
en zoru insanın kendini affetmesi • nazar
Sana güzel bir şeyler söylemek istedim • sustum
gizli kahraman • seni ıslatan bir kızı sevmek
sarıp sarmalamak • hastalık
üç kişilik zaman yaşamak • beklemek
Artık üç kişilik zaman harcıyormuşuz • iki kişilik nefes alıyormuşum
bayram • güzel tebrik • çocuk kaçırmak
seçim yapmak • tehlike • korku ve boşluk
yıllar geçse de unutmadığım bir ân • bizim ağacımız
sır • en çok kimi sevmek • karşılıksız aşk • son
DUYURU

kocadan önce davranan kedi • rol oynamak

2.5K 207 33
By sukunettekelimeler


Gözlerimi açıp etrafa bakındım. Sefa yoktu. Benden önce uyanmış olmalıydı. Doğru ya, o zaten sabah namazından sonra uyumazdı! Acaba saat kaçtı, çok uyumuş muydum? Inşallah saat çok geç olmamıştır diye düşünerek yataktan kalktım çünkü kahvaltı için onu saatlerce bekletmiş olmak istemiyordum. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdim, sonra da Sefa'ya ve saatin kaç olduğuna bakmak için içeriye geçtim. Sefa kedicikle oynuyordu. Beni görünce gülümseyip hayırlı sabahlar dedi ve ben de ona aynı şekilde karşılık verdikten sonra bakışlarım saate gitti. Ne! On bir mi! 

Saate olan korkunç bakışlarımı yakalamış olacak ki "Öyle bakınca saat geri gitmiyor maalesef." diyerek güldü Sefa. Saatten ayırdığım bakışlarım onu bulduğunda suratındaki geniş tebessümle birlikte konuşmaya devam etti. "Hem takma kafana, çok normal bu saatte uyanman. Dün fazla yorucu bir gün oldu. Hayatta bir kere evlenilir cidden. Fazlası akıl kârı olmaz. Aynı yoğunluğu bir daha yaşadığımı düşünemiyorum."

"Ama kaç saattir uyanıksın ve ben seni bekletiyorum."

"Sorun yok Hülya. Hem bugün namazdan sonra biraz tespih çekeyim derken ben de uyuyakalmışım biraz. Birlikte hazırlarız diye kahvaltı hazırlamaya girişmedim. Hem bir misafirimiz daha var, bak."

İçim rahatlamıştı. Kalbimden ona doğru bir nehir çağlayıp aktı. Yeni misafirimize baktığımda kediciğin annesini gördüm. "Yaa! Bu da çok güzel, annesine çekmiş demek ki İncir." diyerek koltukta oturan Sefa'nın yanına adeta koşarak gittim ve oturdum. Onun omzunun önünden uzanıp kucağındaki kediyi severken fark etmeden epey yakınında duruyordum. Kediyi kendi kucağıma almak istesem de gelmedi. Mecburen öyle sevmeye devam ettim. Ufaklık odanın diğer  köşesindeydi. Kedinin gözlerinin yeşilini ve lekelerini görünce heyecanlanarak "O zaman bunun adı da Karpuz olsun!" deyip kediye eğilmiş olan başımı Sefa'nın yüzünü görmek için ona çevirdiğinde manidar bakışlarına yakalandım.

Gözlerini bu kadar yakından görmeye alışık olmadığımdan ve kiraza benzeyen kokusunu da epeydir duymadığımdan bir an afallamıştım. Çocukluğumun kollarına itilmiş gibi hissettim bir an kendimi. Kedi, başını çevirince omuzlarımdan öne gelip düşen ve Sefa'nın dizlerine değen saçlarıma patisini daldırınca bir an kapıldığım bakışların içinden çıktım ve kaşlarımı çattım.

"Hey, karımın saçlarına daha ben dokunmadım, sana ne oluyor? Bırak bakayım." diye sitemle kediyi azarlayıp saçlarımı ucundan tuttu ve kurtardı. Allah'ım çok şükür ki saçlarımı çabuk kurtarmıştık ve kedi çekelememişti. Yoksa ağlayabilirdim. Bir yanım buna sevinirken bir yanım Sefa'nın sözlerine takılı kaldı. Sefa, kurtardığı saçlarımı tutup tekrar omzumdan geriye bırakırken Karpuz yere atlayıp  yavrusunun yanına doğru koştu. Geri doğru çekildim ve "Teşekkür ederim." diye mırıldandım.

"Vazifem."  deyip yine gülümsedi.

"Ben kahvaltı hazırlayayım artık."

"Beraber hazırlayacağız demek istedin herhalde?" deyip peşimden kalktı ve ben mutfağa doğru giderken o da beni takip etti.

Suratımda munzır bir gülümseme ile "Hep böyle birlikte hazırlarız umarım." dediğimde küçük bir kahkaha attı.

"Yok, şimdi yeni evli olduğumuz için iyi koca rolü oynuyorum. Sonra sıkılınca bırakırım."

Bu kez sesli bir şekilde gülen bendim.
"Tüm planlarını açık ettin."

"Yenisini kurarım, dert etme."

"Önce sofrayı kuralım da, planı sonra kurarsın."

"Başüstüne. Ne yapacağız?"

"Bilmem. Ne yapalım?" deyip ona baktım. Biraz düşündükten sonra aynı anda "Kuymak!" demiştik. Ne yapacağımız belliydi, gerisi kolaydı.

Yıllar önce hanımla aramıza bir anlaşmazlık girdi. Rahmetli Zübeyir (Gündüzalp) ağabeye gittim. Dedi ki,"Kardeşim, hanımın namaz kılıyor mu?"

"Evet..."

"İlmî çalışmalarına karşı çıkıyor mu?"

"Hayır..."

"Tamam kardeşim! Başka bir şey aramana lüzum yok. Beklenti ne kadar çoksa, dert de o kadar çoğalır. Haydi evine git."

Yolda giderken düşündüm ve karar verdim. Beklentilerimi ot gibi yakalayacak, söküp atacak, sadece Allah'ın rızasını bekleyeceğim...

İhtiyaçlar ve beklentiler bitmedikçe, ıstıraplar da bitmeyecektir. Bunun için velayet yolunda ilerleyenler, evvela ihtiyaçlarını azaltmaya başlar. Bunlar, kendilerinden, eşlerinden, çocuklarından, akrabalarından, çevreden bir şey istemezler. İsteklerini azaltırlar. İhtiyaçların sel gibi her yanı istila ettiği bir devirde, çektiğimiz çilelerin asıl sebebi, beklentilerimizin çokluğu ve bitmez oluşudur. Asabi rahatsızlıkların artmasının sebebini de buna bağlıyorum. Enaniyet, benim dediğim olacak, inat, cinsel problemler... Evliliklerde en sık görülen sıkıntılar bunlardır. Fakat bu problemler istenirse aşılır.

Her insan kendisini tamamlayacak birisini ister... Kadın olsun erkek olsun... Çünkü Allah, her kulunu farklı yaratmıştır. Bu farklılıklar birbirini tamamlayacak.

Manevi boşlukların da aile hayatına çok büyük etkisi vardır. Kur'an-ı Kerim bir reçetedir. İbadetlerin bütünü de ilaçtır. Allah için yaptığımız ibadetlere Allah'ın değil, bizim ihtiyacımız vardır. Bize hitap ediyor gibi kitapları okumamız lazım.

Evliliğimin ilk günü hanımla oturduk sohbet ettik, bir karar aldık. Ben evlendiğimde hanıma dedim ki, "Ne sen benim gibi ol, ne de ben senin gibi olacağım. İkimiz de ilmihale uyacağız" dedim... 50 yıldır evliyiz, çok şükür...

İnsanın olduğu yerde, problem de vardır. Elbette ki evlilik hayatında problemler yaşanabilir. Kar yağmasa yağmur yağmasa bahar gelmez, hasat olmaz... Sabır, pek çok problemin çözümüdür... Vel asr Suresi'nde, "sabredenler kurtuldu" buyruluyor...

Kaynak: https://www.risalehaber.com/zubeyir-gunduzalpten-evlilik-dersi-10209yy.htm

Continue Reading

You'll Also Like

97.6K 5.7K 23
"Senden değil, babama benden daha yakın olmandan hoşlanmazdım" dedim omuz silkerek kollarının arasında yüzüne dönerken. "Eğer" dedi kendi düşünceler...
44.2K 2.7K 20
"Aşkın bilinmezlikte ki yolculuğu" Babasını öldüren üvey babasının, güç ve toprak için kendisini zalim bir beyle evlendireceğini öğrenen Zeynep'in ka...
177K 13K 68
Bir kadın şiddetten kaçıyor, dört aylık bebeğiyle hiç oturmadan, yorulmadan çalışıyor. Çok kere ölümden dönmüş olan kız hayatta kalmak için İstanbul'...
2.4M 106K 71
Bu imkansızdı işte ... "" Sözlüyüm ben ."" Dedi Havin . Cesur'un ise Havin'in bu tavrı hoşuna gitmişti. Her ne kadar ondan uzakta yaşamış olsa da Hav...